Türkiye
Giriş Tarihi : 17-03-2016 13:02   Güncelleme : 17-03-2016 13:02

Tarih Hesabını Sorar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Adıyaman, Afyon, Bolu, Bursa, Çankırı, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Hakkari, Hatay, Isparta, Karabük, Ordu, Samsun ve Ankara'dan gelen muhtarlara hitap etti

Tarih Hesabını Sorar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Adıyaman, Afyon, Bolu, Bursa, Çankırı, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Hakkari, Hatay, Isparta, Karabük, Ordu, Samsun ve Ankara'dan gelen muhtarlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (Tİ- KA) 29 ülkede hayata geçirdiği 53 projenin tanıtım törenine de katıldı. Erdoğan, törende, Arnavutluk İşkodra Şeyh Şamia Lisesi ve restorasyonu tamamlanan Kosova Emin Paşa Camisi'nin açılışlarını canlı yayınla gerçekleştirdi. Erdoğan yaptığı konuşmalarda şu mesajları verdi: PARLAMENTO ADIM ATMALI: Dokunulmazlıklar meselesini süratle neticelendirmeliyiz. Parlamento bu konuda adımını süratle atmalıdır. Biz ortaya ilkeyi koymalıyız ilkeyi. Nedir bu ilke? Benim Kürt kardeşlerimi, vatandaşlarımı sokağa dökmek suretiyle 52 kişinin ölümüne vesile olanlar, bu ülkede teröre teşvik eden insanlar olarak yargılanmayacak da bu parlamentonun içerisinde gelip boy gösterecek ve bunları bu millete seyredecek, öyle mi? Öbür tarafta arkasında PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin olduğunu çok açık net olarak söyleyenler, bu ülkede temiz olacak öyle mi? Bunlara karşı parlamento eğer gerekli tavrı ortaya koymazsa, bu millet ve bu tarih bu parlamentodan hesabını sorar. Şehitler hesabını sorar. GÖNDER YARGIYA: Bu milletin birliğini, beraberliğini bozanlar, tehdit edenler kim olursa olsun bunların hesabı, bu parlamento tarafından dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle nereye havale edilecek? Yargıya. Gönder yargıya, yargı bunlar hakkında ne karar verirse versin, sen siyasetçi olarak görevini yap. Atılması gereken adım budur. MİLLET KOALİSYONU: Teröre, terör örgütlerine karşı, ülkemize yönelik tüm tehditlere karşı, diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak, oluşturacağımız bir 'millet koalisyonuna' ihtiyacımız vardır. Gelin bu büyük mutabakatı, bu büyük birlikteliği hemen şimdi sağlayalım, canımıza ve istikbalimize kast edenlerin üzerine hep birlikte gidelim. Terör örgütünün yan kolu olarak faaliyet gösteren partinin mensuplarını ben artık meşru siyasi aktörler olarak görmüyorum, kusura bakmasınlar. Dolayısıyla bu çağrım onlara değil, diğer partilerimizedir. Tüm bu çalışmaları mümkün olan en kısa sürede tamamlayarak hayata geçirmeliyiz. Aksi taktirde milletimizin karşısına başımız dik çıkamayız. Çünkü terör artık topyekün milletimizin varlığını tehdit eder hale gelmiştir. Fransa için hak olan terörle mücadele yöntemleri bize gelince niye demokrasi, özgürlük, hukuk devleti duvarına tosluyor. Bunu adı iki yüzlülüktür. MESELE ŞAHSIM DEĞİL, HEDEF TÜRKİYE: 'Tayyip Erdoğan gitsin' demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı üzerine bina ettiğimiz bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin, milletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir. Ben meselenin şahsımla ilgili olmadığını, asıl hedefin Türkiye olduğunu çok iyi biliyorum. Bu kardeşiniz geçtiğimiz ay 62 yaşını geride bıraktı. Allah ömür verdiği müddetçe ülkeme ve milletime hizmet etmeye elbette devam edeceğim. Bilhassa şu son saldırılardan sonra terör örgütüne en küçük bir merhametimiz, en küçük bir müsamahamız olamaz. Eğer senin kalemin teröristin yanında yer alıyorsa, sen benim karşımdasın. KANDİL'İN AĞZIYLA KONUŞUYORLAR: Utanmadan, sıkılmadan açıklamalar yapıyorlar. Batı'nın gazetelerinde de aynı şey var, Kandil'in tepesindekilerde de aynı şey var. Ne diyorlar, 'Ancak Erdoğan giderse Türkiye'ye istikrar gelir'. Türkiye'yi ne kadar çok düşünüyorlar ya. Bazı köşe yazarları aynı şeyi söylüyorlar. 'Erdoğan giderse istikrar gelir' diyorlar. Erdoğan geldiği zaman Türkiye'nin hali neydi, bugün Türkiye'nin hali ne? 2002'nin Türkiye'si ortada. Delikli kuruşa muhtaç olduğumuz bir Türkiye'yi biz teslim aldık. O zaman dilenen bir Türkiye vardı. Şimdi alan el değil, veren el olan bir Türkiye var. Ama bunlar Kandil'in ağzıyla konuşuyorlar. Niye? Çünkü bunların birbirinden farkı yok. Ülkemizde ve coğrafyamızda verdiğimiz mücadele, adeta yeni bir Kurtuluş mücadelesidir. Yüz yıl önce bu coğrafyanın bedenini paramparça ettikleri, ruhunun bütünlüğünü bozamadıkları için çıldıranlar, bugün bunu başarmanın peşindeler. O gün aramıza suni sınırlar çekilmesine engel olamamış olabiliriz. Ama bugün gönül birliğimizin paramparça edilmesine razı olmayacağız. BÖLDÜRTMEYECEĞİZ: Aydın müsveddelerinin bu olayda bile olaylara nasıl yaklaştığını gördünüz. Bazı paçavraların nasıl yayınlar yaptığını gördünüz. Atıyor başlığı, 'Batsın senin başkanlığın' diye. Bizim böyle bir derdimiz yok ya. Biz bu ülkede, ülkemizin geleceğini çok daha güçlü hale getirebilmek için ne yapmak gerekir, bunun açıklamalarını yapıyoruz. Ama sizin derdiniz yok. Sizin derdiniz bu ülkeyi bölmek, parçalamak. Ama parçalayamayacaksanız, bölemeyeceksiniz. Bunu böldürtmeyeceğiz.
adminadmin