Röportaj
Giriş Tarihi : 08-03-2022 11:27   Güncelleme : 08-03-2022 11:27

Yazmak Ham Arazide Yol Açmak, Okumak İse Açılan O Yolda Yürümek Gibidir

Bu haftaki röportaj konuğum Samsun’un nabzını yoklayan bir kültür insanı, yazar Adnan ÖZ. Kendisi ile son romanı Türk ruleti’ni, edebiyat geçmişini, projelerini konuştuk.

Yazmak Ham Arazide Yol Açmak, Okumak İse Açılan O Yolda Yürümek Gibidir

Roportaj: Celalettin TUTKUN

Adnan Bey röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle okurlarımızın sizi daha iyi tanıyabilmesi için sormak isterim, Adnan Öz kimdir?

Ben de benimle röportaj yapıp sayfanızda yer verdiğiniz için teşekkür ediyorum. 1966 yılında Çarşamba’nın Eğercili köyünde doğdum. Özel Samsun Oluşum Çok Amaçlı Diş Laboratuvarı ortaklarından birisiyim, aynı zamanda mesul müdür ve genel müdürüyüm. Siyasi partilerde yöneticilik ve il başkanlığının yanında birçok sivil toplum kuruluşunda yöneticilik ve başkanlık yaptım.

Yayımlanmış Dayı Cemil/Güzel Adam ve Dikine deneme kitapları, Gerçekler Acıtır ve Yüreğe Gömülen Veda romanları, Anneye Ağıt şiir ve Bir Kuşun Feryadı adlı öykü kitaplarım bulunmaktadır. Yeni çıkardığım aşk ve polisiye romanı Türk Ruleti de raflardaki yerini aldı. Ayrıca bir bölge gazetesi ve internet sitelerine haftada iki defa biri gündeme yönelik biri de Samsunspor üzerine köşe yazıları yazmaktayım. AÖF Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Evliyim biri kız biri erkek olmak üzere iki çocuk sahibiyim.

Son kitabınız “Türk ruleti” yayınlandı. Son kitabınız hakkında bize bilgi verebilir misiniz, konusu nedir, bu kitap okuru nerelere götürüyor?

Son kitabım Türk Ruleti aşk, polisiye ve macera türünde bir roman. 2000 yılında Paris’te bir Türk istihbarat ajanıyla bir Rus üniversite öğrencisinin hayatlarının kesişmesi ile başlıyor ve yakın siyasi tarihimize göndermeler yapıyor. “Türkiye’de birçok konuda bildiğimiz doğrular belki de doğru değildir,” diyor.

Neden yazmaya gerek duydunuz? Yazmaya nasıl başladınız? Sizi kimler teşvik etti, nelerden esinlenirsiniz, ne zamandan beri yazıyorsunuz?

Neden yazmaya gerek duydum? Çünkü yazmak çok güzel bir duygu. Hayat insana öğrenme ve öğrendiklerini etrafıyla paylaşma görevi veriyor. Gençlik yıllarımda amatörce şiirler yazmıştım ama hayat şartları bizi biraz uzak tuttu. Yaklaşık 15 yıldır gazetelerde, dergilerde ve internet sitelerinde köşe yazısı yazıyorum. 6 yıl önce bir arkadaşım “Yazıyorsun güzel ama madem yazıyorsun kalıcı bir şeyler yaz mesela bir kitap yaz, bir roman yaz,” diye teklifte bulundu. O ana kadar hiç düşünmemiştim ve bu düşünce aklıma yattı. Siyaseti ve sivil toplum kuruluşlarını bıraktım ve onlara harcadığım zamanımı kitap yazmaya ayırdım. Yazmak çok güzel bir duygu demiştim. Bunun yanında “Yazmak ham arazide yol açmak gibidir. Okumak ise açılan o yolda yürümek gibidir,” de diyorum.

Konularınızı hangi olaylardan seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfi mi oluyor, gerçek yaşantılara başvuruyor musunuz?

Konuları seçerken tamamen hayal ürünü olarak kurgulamıyorum. Hayatı gözlemliyorum. Olayları, yaşantıları ve ilişkileri yani gördüğümüz her şeyi değerlendiriyor, harmanlıyor daha önce belirlediğim bir konu üzerine bakış açıma göre damıtarak yazıyorum. Bazen bir söz bezen bir hayat bazen de bir hayalim konunun belirlenmesini sağlıyor ama her şeye, her olaya potansiyel yazılabilecek bir şey gibi bakıyorum.

Yazmak için özel bir mekâna ortama veya birçok yazar gibi ilhama ihtiyaç duyuyor musunuz?

Yazmak için bir mekan mutlaka lazım. Bizim gibi taşra yazarları bu konuda yazma işini profesyonel yapanlara göre daha şanssız. Zülfü Livaneli, “Bir roman yazacağım zaman Alplerde 150 ila 180 gün inzivaya çekilir kafamı boşaltır ondan sonra yazarım,” diye açıklama yapmıştı. Bizler onlar kadar imkan sahibi değiliz. İlham gelmeden yazmak mümkün değil. Bazen vakit müsait olur bilgisayarın karşısına oturur ama yazamazsınız. Bazen de yazılacaklar akın akın gelir ama o anda yazma imkanı bulamaz yine yazamazsınız. Yani ilham ile yazma zamanını denk getirmek kolay değil.

Bugünlerde hangi yazarları beğeniyorsunuz, okuyorsunuz?

Hangi yazarları okurum? Fırsat buldukça okumaya çalışıyorum. Özellikle bir yazar ön planda değil ya da şundan etkilendim diyebileceğim bir yazar yok. Mümkün mertebe her yazardan okurum ve özellikle de yerel yazarların kitaplarını okumaya özen gösteririm fakat yazma sürecine girdiğimde sadece yazdığım konularla ilgili araştırmaya zaman ayırabiliyorum.

Yeni projeler, çalışmalar, fikirler var mı?

Evet var. Türk Ruleti romanımın devamını yazıyorum. Ondan sonra da hemen hemen hazır olan bir hikaye kitabı dosyası var. Kafamda 10 konu vardı hepsi başlı başına birer kitap konusuydu. Ömrüm yetmez yazamazsam diye hepsini özetleyerek topladığım bir hikaye kitabı çıkarmayı planlıyorum nasip olur ise inşallah.

Son olarak, kitapseverlere, dostlarınıza söylemek istedikleriniz nelerdir?

Kitapseverlere şunu söylemek isterim yeni yazarları da okuma gayreti içinde olsunlar. Yani bir klasik ya da bir popüler yazar okuyorlarsa bir tane de yeni yazar okusunlar ki yeni yazarlara moral ve destek olsun. Aksi taktirde yeni yazarlar nasıl yetişecek? Yeni fikirler nasıl gelişecek?

Kaynak: samsunbulten.com

Recep YAZGANRecep YAZGAN