Osmanlı ve Fiyat Ayarlaması

Mehmet Nuri BİNGÖL

11-04-2022 16:11

Osmanlılar, devletin bekasının şartları arasına narhı koyarlarken, devletin en büyük başarılarından biri de halkın temel maddelerr ucuz fiyatlarla ulaşmasını sağlamasoydı. Bu yüzden tüketiciyi korumak için serbest piyasanın olmadığı dönemlerde ürünlerin fiyatlarına narh konulmuş, yani piyasadaki çeşitli ürünlerin satışında bir üst limit belirlenmişti. Bu uygulamanın ismi "narh"tı.

İslam âlimlerinin bir kısmı narhı caiz bulurken bir kısmı ise karaborsayı teşvik edici olduğu görüşündedir. Ancak Osmanlı yönetimi büyük titizlikle narhı uygulamıştır. Osmanlı yazarları, devletin bekasının şartları arasına narhı koyarlarken, padişahların en büyük başarılarından birinin düşük fiyatlarla halkın duasını alması olduğunu söylerler.

Osmanlı idarecilerinin en önemli meselesi, halkın temel ihtiyaç maddelerine kolay ve ucuz olarak ulaşımını sağlamaktı. Bunun yolu, iyi bir planlama ve sıkı bir denetimden geçiyordu. Osmanlı yönetimi, halkın mağdur olmaması için esnaf teşkilatını, hammadde temininden başlayarak imalat, pazarlama, malları fiyatlandırma ve satışı denetim altında tutmaya çalışırdı.

Planlama, bir bölgede üretilen ürünlerin o yerin ihtiyaçlarını karşılaması esasına dayanıyordu. İhtiyaca göre üretim yapılmaya çalışılırdı. Başta İstanbul olmak üzere diğer bölgelerin ürünlerine ihtiyaç duyan büyük şehirlerde ise fiyatlar devletin müdahalesi ve denetimiyle halkın tahammül edebileceği seviyede tutulmaktaydı.

Kadı ve muhtesipler, çarşı-pazarı denetlemekten sorumluydu. İstanbul'da ise sadrazam ve zaman zaman da tebdil gezerek padişahlar bu denetime dahil oluyordu.

Narh, devletin piyasadaki çeşitli ürünlerin satışında bir üst limit belirlemesiydi. Söz konusu fiyat tespitlerinin bir kısmı olağan uygulamalardı. Bunlardan biri, Ramazan ayına özel yapılan fiyat tespitleriydi. Bu mübarek ayda halkın herhangi bir sıkıntı çekmemesine özel bir hassasiyet gösteriliyordu. Bu yüzden Şaban ayında temel ihtiyaç maddelerine dair listeler hazırlanırdı. Et ve mevsimlik ürünlere dair fiyat tespitleri de genellikle her yıl yapılan olağan narh uygulamalarıydı.

Gıda maddelerinin fiyatları dört mevsime göre farklı tespit edilirdi. İlk kuzu Hıdırellez'de kesilirken, etin fiyatı tespit edilirdi. Harmandan sonra yeni mahsul buğday alınınca da ekmek fiyatı belirlenirdi. Sebze ve meyve fiyatları da mevsimlere göre ayarlanırdı.

Olağan dışı narh uygulaması ise genellikle fiyatların tüketici aleyhine yükseldiği zamanlarda yapılmaktaydı. Ulaşımın sınırlı olduğu bir dünyada savaş, bölgesel isyanlar, kuraklık, çekirge istilası ve salgın hastalıklar gibi pek çok etken, piyasaya mal arzında sorunlar ortaya çıkarıyordu. Hiç şüphesiz böyle zamanlardan istifade etmek isteyen fırsatçılar vardı. Devlet bu gibi durumlarda paranın ayarını yeniden düzenler, halkın mağdur olmaması için de fiyatlarda bir üst limit belirlerdi. Ancak bu uygulamanın üretici veya tüccarı koruyan bir yanı da vardı. Zira maliyetin narhın üzerine çıktığı durumlarda üretici veya tüccarın talebiyle fiyat artışları da sıkça yapılmaktaydı. Üstelik loncalar ve gedik uygulamasıyla esnaf ayrıca korunuyordu.

Narh uygulamasında fiyat tespitleri, esnaf temsilcileri ve halktan kimselerle birlikte kadı tarafından yapılıyordu. Narh, toptancı (getürücü, misafir) ve perakendeci (mukim, oturucu) için ayrı ayrı tespit edilirdi. Fiyat tespiti, bir ürünün maliyeti hesaplandıktan sonra genellikle yüzde 10-20 oranında bir kârla satılması esasına dayanıyordu.

Malın kalitesi de fiyatların tespitinde önemliydi. Örneğin, 17. yüzyılın sonlarında Bolu'da normal helvanın okkası 20 akçe iken Çolak Şaban Usta'nın helvası 24 akçeden satılıyordu.

Esnaf, gerekli müzakereler neticesinde belirlenen fiyata uyacağını taahhüt ediyordu. Malların gramajlarıyla birlikte belirlenen fiyatları kadı sicillerine kaydediliyor ve halka duyuruluyordu.

Bu aşamadan sonra kadı ve muhtesiplerin en ciddi uğraşı, belirlenen narhın denetimiydi. İstanbul özelinde padişah ve sadrazam da narhla yakından ilgileniyor, sık sık denetime çıkıyorlardı. Bu teftişlerde narhın üzerinde satış yaptığı tespit edilenlere veya kalitesiz mal satanlara para, sürgün, falaka, teşhir gibi cezalar verilirdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda en fazla fiyat ve kalite kontrolü yapılan iki ürün, ekmek ve et idi. Nitekim 1774 ile 1789 yılları arasında Osmanlı tahtında bulunan Birinci Abdülhamid, devlet adamlarına hitaben kaleme aldığı bir hatt-ı hümayunda, "Her şeyden önemli olan et ve ekmektir" demekteydi.

Bu manada para ile ilgili bir düzenleme yapıldığında daha geniş kapsamlı bir defter hazırlanırken, bazı ürünlerin temin ve satışında yaşanan sorunlarda daha küçük çaplı narhlar belirlenmekteydi.

Narh uygulaması 19. yüzyıl ortalarına kadar sürdü. 1860'lardan sonra ekmek gibi temel tüketim maddeleri hariç diğer ürünler üzerindeki narh kaldırılıp fiyatlar serbest piyasada belirlenmeye başladı. Denetimler ise şehremaneti, yani belediye tarafından yapılmaya başlandı.

Narha önem verilmesi, ahalinin temel ürünlere rahatça ve ucuz ulaşabilmesi, Osmanlı devri siyasetnamelerinde en çok vurgulanan hususlardandı. Padişahlar ve diğer devlet adamları da bunun öneminin farkındaydı. Sultan II. Mahmud'un şu hatt-ı hümayunu hem narh, hem de ahalinin refahı bakımından genel yaklaşımı yansıtmaktadır:

"Benim vezirim, bir süredir narh hususuna hiç bakılmaz oldu. Ahaliye lazım olan sabun, zeytinyağı, peynir ve pek çok sebzevat bulunmuyor. Bulunsa bile pahalılığından fukaraya acz gelmek derecesine vardı. Ekmeğin ayarı bozuk, etin okkası altmış paraya kadar satılıyor. Kuzu bulunmuyor. Bunları mülâhaza edip tedarik yollarını asla düşünmez olduk. İstanbul ahalisi, özellikle de esnaf ne söylüyorlar işittiğin yok mudur? Geçen sene Ramazan-ı Şerif'te bazı yalanlar peyda olduğundan gereksiz yere esnafın pek üzerine varma diye bayramda sana tembih etmiştim. Ancak bütün bütün bırakıp ahali yokluk çeksin de demedim. Sen tamamen bıraktın. Bu hususta rahat haramdır. Mübarek günler yaklaşıyor, İstanbul'da yiyecek yok. Sonra bu dedikodulara kim tahammül edebilir! Bu Ramazan da böyle mi vakit geçirilecek? Gereken ürünlerin temini, ekmeğin ayarı ve et hususlarına dikkat edip İstanbul'da tebdil gezmeyi terk etmeyesin. Zira dedikodudan huzursuz olmaya başladım."

Bunları hatırlayıp da gel, "Hey koca Osmanlı!" deme bakalım.

 

DİĞER YAZILARI Mahzun ve şevkli notlar... 01-01-1970 03:00 Size Mi Kaldı?.. 01-01-1970 03:00 Fedâkârlık, İsar Farkı 01-01-1970 03:00 Bid'akârlık ve Bahaneler 01-01-1970 03:00 Adını Ne Koyarsan 01-01-1970 03:00 Tevhid Meşalesi- 1 01-01-1970 03:00 Wagner- çeçen ittifakı mı? 01-01-1970 03:00 "Dini vakıf" genci neye hazırlar? 01-01-1970 03:00 28 Mayıs, 27 Mayıs'ın Rövanşıydı 01-01-1970 03:00 Medresetü’z-Zehra ve Ehl-İ Hak Mezhebinin Muhafazası 01-01-1970 03:00 D ö n g ü 01-01-1970 03:00 Müspet Müspet De Istılahi Manası Nedir! 01-01-1970 03:00 Allah kimseyi fahiş - sefil- etmesin! 01-01-1970 03:00 Zafer Sabırdadır ve Ağustos 01-01-1970 03:00 En Büyük Burhan Mucizeler-1 01-01-1970 03:00 Her esma tecellisi resul’ün mucizesi gibidir.-ı 01-01-1970 03:00 Vatan-i aslimiz cennet mi, dünya mı! 01-01-1970 03:00 HİLÂL ve YILDIZ’IN "TEÂLİ" ETMESİ... 01-01-1970 03:00 Dünya, Dünya Dedikleri 01-01-1970 03:00 Vatan giderse ekmek bedava satılsa ne yazar! 01-01-1970 03:00 Ehli Sünnet Cemaati İtikadı 01-01-1970 03:00 Şerrin Harcını Karmak 01-01-1970 03:00 Fetö'nün b planı M(z)illet ittifakı + "muhakeme-i akliyeden noksan" dini darlar! 01-01-1970 03:00 Kafkaslara Konan Kartal 01-01-1970 03:00 Satır Arasını Okumak Yahut Saffı Evvele Düşmanlık 01-01-1970 03:00 Siyasetle İlgili Kimi Notlar-1 01-01-1970 03:00 Dâvet Bahar Adır Bundan Geri 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Fetö'nün B Planı 01-01-1970 03:00 Encesi Temizlemek İçin Necisi Tahrik Etmek Akıl İşi Mi! 01-01-1970 03:00 Yaptığımız Yapacaklarımızın Teminatıdır 01-01-1970 03:00 Zilleti ve usa'cı fetöyü savunmak asyacılık mı! 01-01-1970 03:00 Minnet Almayışınız, Şimdi Kanaat Şeklinde Yaşanmalı Milletçe 01-01-1970 03:00 Bizde Melik Dahar Aslında Melik Zahir 01-01-1970 03:00 Tanpınar Ekolünden Romancımız Hüseyin Yılmaz 01-01-1970 03:00 Tiftiklenen Mazim 01-01-1970 03:00 Selmanı Pak Aynasında Kut Zaferi Parladı 01-01-1970 03:00 Ahmed-İ Hâni Birlik Meşalesi 01-01-1970 03:00 Haçlı Ve Emperyalist Zihniyetlerin Zulmettiği Milletler Neyle Kurtulur! 01-01-1970 03:00 Hain içerden olunca! 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan Ve Algıdan Medet Umanlar! 01-01-1970 03:00 Bilerek Veya Bilmeyerek Şerrin Harcına Kürek Sallayanlar 01-01-1970 03:00 Hüseyin Avni Ulaş, Said Nursi Ve Hürriyet-İ Hakiki 01-01-1970 03:00 İkiyüzlülüğün Alfabesi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Aman Aman Aman, Teyakkuz! 01-01-1970 03:00 Zillet İttifakı Adayına Sorular! 01-01-1970 03:00 İmanları Diritme Hareketi İçin... 01-01-1970 03:00 İlimden İlhama 01-01-1970 03:00 Esintiler 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Olacağı Beklemek 01-01-1970 03:00 İman Ve Amel 01-01-1970 03:00 Yalel Sedaları veya Aksa Mescidi! 01-01-1970 03:00 Ramazanda bir tefekkür! 01-01-1970 03:00 Metnin Anahtar Kelimesi 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Akif İslam Şairidir Yahut İstiklal Marşı Şairi 01-01-1970 03:00 İhlas, “Îsar” Münasebeti 01-01-1970 03:00 Eski Değil, Eskimez Said 01-01-1970 03:00 28 Şubat'çı "Kafa" Bu Sefer de Erdoğan'ı Hedef Aldı 01-01-1970 03:00 Kavala Talebi Üzerine… Düşman Kime Saldırıyorsa…! 01-01-1970 03:00 Alma Mazlumun Ahını... 01-01-1970 03:00 Manevı “Seyyidlik” Resulullah Dāvasına Sahip Çıkmaktır 01-01-1970 03:00 Geç Bir Osmanlı Yazısı 01-01-1970 03:00 Tarihi Sevdiren Adam'a Rahmet Dileğiyle 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Külliyatı Anlamak Üzerine-1 01-01-1970 03:00 "Silik Söz”lerin Gezdiği Arena 01-01-1970 03:00 Zekânın Zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir o... 01-01-1970 03:00 Asıl Ambargo Zihinlerde; O Kalktıysa Onlarcası Bile Hava Civadır Bize... 01-01-1970 03:00 Tek Derdi Dünya Olan Şebeke 01-01-1970 03:00 İnternet ve Sosyal Medyada Türkçenin Doğru Kullanımı 01-01-1970 03:00 Tepetaklaydı İçim... 01-01-1970 03:00 “Akibet Müttakilerin” ve “Kadere Teslim” Olanların Değil mi! 01-01-1970 03:00 Taklacı Kuş Olmak Kimi Vurur Önce! 01-01-1970 03:00 Duzah mı, Vicdan mı? 01-01-1970 03:00 Ehl-İ Hak Olan Sünnet İtikad Mezhebi 01-01-1970 03:00 Muvakkat İttifak ya da Tapu Dağıtmak! 01-01-1970 03:00 Bulut Ve Ördek Meseli 01-01-1970 03:00 Mitoman Siyasi Belki Mazur, Ya Taammüden Yapan! 01-01-1970 03:00 Van Yolundaki Han Kapısı” ya da Muzdarip İslam Alemi! 01-01-1970 03:00 Mutasavvufa ‘Felsefe Yapma Deme’ Hadsizliği! 01-01-1970 03:00 Bu Asrın Bir Mücahidi: Fırıncı Ağabey 01-01-1970 03:00 Türkmenem! 01-01-1970 03:00 İpin Ucunu Verdiysen Geçmiş Olsun! 01-01-1970 03:00 Belirsiz Bırakmak da Bir Aleniyettir! 01-01-1970 03:00 Eyüp Otman Ağabey 01-01-1970 03:00 Dünya Dedikleri Acayip Yer 01-01-1970 03:00 Layt Laikratos, Artan Sekülerizm! 01-01-1970 03:00 Navteks Bir Ara Formül Asıl Hedef MEB 01-01-1970 03:00 Çığlığı Afakta Yankılanmayan Yazar” Olur Mu! 01-01-1970 03:00 Çay Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Yine İspanyol Siyaseti veya İstanbul Sözleşmesi 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Töresi Sünnetin ta Kendisidir! 01-01-1970 03:00 Doğruyu Her Yerde Dememek Ama Hangi Makamda? 01-01-1970 03:00 Sarp Ufukların Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Nur’ların Ahirzamandaki Makamı ve Bütünlük... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz'da Bize Kefen mi Biçmek! Meydandayız, Gel de Biç! 01-01-1970 03:00 Düşünme Özgürlüğüne Set Haline Dönüşmüş Bir Kanun: 5816 01-01-1970 03:00 Ayasofya Davası İçin Her Nakil Seslendirildi de... 01-01-1970 03:00 İbibikler Öttüğünde Ordayım! 01-01-1970 03:00 İhlas, Hal-i Alem Siyaseti Ve "Siyaset-i İslamiye" 01-01-1970 03:00 Hakiki Meşveret! 01-01-1970 03:00 CHP'nin Hali Pür-Melali Ve Tir Tir Titremek! 01-01-1970 03:00 Said Molla, Şeyh Said Ve Molla Said Bediüzzaman Bir Mi! 01-01-1970 03:00 Ayasofya Fethi Ve Zincirler... 01-01-1970 03:00 Ver Elini Türkmeneli 01-01-1970 03:00 Sünnet İtikadında Mehdi 01-01-1970 03:00 Bay - Ram Düşünceleri... 01-01-1970 03:00 Suriye Yahut Diyar-I Şam 01-01-1970 03:00 Korona Sürecinde İslam! 01-01-1970 03:00 Her Zamanın Pakraduni'si 01-01-1970 03:00 Aya Sophia Mı, Mahzun Mabed Mi? Fatih'in Bedduasından Ne Kurtuluş Ne Zaman! 01-01-1970 03:00 Nefsi Yenmek Ve Koronayı Yenmek. Hangisi Zor! 01-01-1970 03:00 Sait Molla, Molla Said Farkı 01-01-1970 03:00 Nâbî'yi Nabi Eden Hüsn-ü Nazar... 01-01-1970 03:00 Ne Çektikse Kamal'lardan... 01-01-1970 03:00 Vatanı Sevmek... 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 Enbiya Şehri Urfa Ama Diyarbakır Şehr-i Ashab! 01-01-1970 03:00 Halilullah (As.) 01-01-1970 03:00 Baltanın Sapı... 01-01-1970 03:00 Keşke Haklı Çıkmasaydık... 01-01-1970 03:00 Fasl-I Paşa 01-01-1970 03:00 “Hikmet-İ Kudsiye” İle Felsefe Hikmeti Münazarası 01-01-1970 03:00 Doğubayezıd Hâni 01-01-1970 03:00 Elif Öğretmen Ve Romancı Hüseyin Yılmaz! 01-01-1970 03:00 Fikir Cüceliği! 01-01-1970 03:00 Tarih; Gerçek Aynası! 01-01-1970 03:00 Yol Açıcılar- Yol Kapatıcılar 01-01-1970 03:00 İdilhan, İlhanlı Ve El-Megiddo Ovası!.. 01-01-1970 03:00 “Hakikatı dışlamış kimselerle tevhidi toplum inşa edilemez.” 01-01-1970 03:00 " Erkeğe karı libası yakışmaz" veya "kendi yürüyüşünü terk etti..." meselesi... 01-01-1970 03:00 Göbeklitepe Diye Bir Yer 01-01-1970 03:00 Kimlere? 01-01-1970 03:00 Yokuşta Yürüyenler ( Bir Emek Hülasası) 01-01-1970 03:00 "Şura-yı Hakiki" Veya "Meşveret-i Şer'iyye" 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖLERİ “Önlemek” İçin… -2 01-01-1970 03:00 Medeniyet dediğin tek dişi savunan kimler?.. 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖ’lerin önünü almak... 01-01-1970 03:00 Mehdi İttihad-I İslam Ordularının Başkomutanı 01-01-1970 03:00 Züğürtlük Gazeli 01-01-1970 03:00 Akasya -1 01-01-1970 03:00 Manevi “Seyyidlik”, Resululah (Asm)Nin Dāvasına sahip çıkmaktır! 01-01-1970 03:00 Üfürükten teyyare kripto vazife! 01-01-1970 03:00 Fedakârlığa Farklı Bir Bakış 01-01-1970 03:00 Kısır döngü yahut "fasit tevilat" 01-01-1970 03:00