Tarihi Sevdiren Adam'a Rahmet Dileğiyle

Mehmet Nuri BİNGÖL

27-01-2021 07:24

Yavuz Bahadıroğlu mahlasıyla neslime “tarihi sevdiren adam” Niyazi Birinci emaneti Rabbine teslim etti. Allah rahmet eylesin.

Tarihimizi sevdirip sayısı azımsanamayacak genci MİLLİ İRFAN davasına kazandıran romancı, yazar, gazeteci ve hatip Yavuz Bahadıroğlu Rabbinin dâvetine uydu ve başta Cumhurbaşkanımız  olmak üzere sevenlerinin duaları eşliğinde toprağa verildi.

Bahadıroğlu’nun en büyük hizmeti, resmi tarihin birilerine göre şekillendirilmiş öğretilerinin aslını en doğru şekilde kaleme alması, nesilleri bu şuurla yetiştirmesi ve eğitmesi olmuştur.

Ben de birçok kişi gibi onun romanlarıyla yetiştim. Bugün mazimizi seviyorsak, ecdadımıza sahip çıkıyorsak bunu büyük ölçüde Bahadıroğlu gibi iyi yazarlarımıza borçluyuz. Onun gibi yazarlar sivil tarih anlayışını emin adımlarla yerleştirmiş ve nesillere  tarihimizi en doğru biçimde aktarmıştır.

Ortaokul yıllarımda ilk okuduğum romanı Elveda Buhara idi. Ardından Buhara Yanıyor ve Sunguroğlu geldi. Onunla ilk görüşmem ve tanışmam 1978'deydi.

İstanbul Edebiyat Fakültesinin ilk yılında tanışmak ve yeni yazdığım bir hikayeyi ona göstermek için çalıştığı gazetesine gittim. "Hasta" başlıklı hikayemi sonuna kadar dinledi. Tasvir ve diyalogları başarılı bulmakla birlikte hikaye kişilikleri için onu diyemeyeceğini belirtti. Neden diye sorduğumda şu cevabı aldım:

"Nuri, bir hikayede bulunan tüm kişiler olumlu ve iyi huylu olursa eserin vaka öğesi akıcı olmaz ve okuyucu tarafından ilgi çekmez "

Gerçekten de denilen düzeltmeleri yapınca hikayeyi 1980 yılında bir dergi rahatça yayımladı.

Tarihî romanlarını Yavuz Bahadıroğlu müstearı ismiyle, çocuk kitaplarını ise Niyazi Birinci adıyla kaleme alıyordu. Ayrıca bir ulusal gazetedeki Veysel Akpınar müstearıyla yazdığı köşe yazıları da milli değerler bakımından şuurlandırıyordu bizi...

Yazarımız 1945’te Rize Pazar’a bağlı Hisarlı köyünde doğmuştu. Temel tahsilinden sonra ulusal bir gazetede muhabir, istihbarat şefi ve yazar (1971) olarak bulunmuştu. 1981’den itibaren Yeni Nesil’de yazmış, Can Kardeş dergisinin Genel Yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Türkiye Milli Kültür Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği ve ESKADER tarafından ödüller almıştı. Yazdığı 100 civarında çocuk romanını çeşitli imzalarla yayımlamıştı. Bahadıroğlu’nun dışında Veysel Akpınar, Şeref Baysal, Bahadır Alp, Nurcan Sevinç imzalarını da kullanmıştı. Tarihî roman, hikâye, deneme, araştırma, oyun ve çocuk kitabı olmak üzere birçok eseri bulunan yazarın başlıca romanları şunlar: Buhara Yanıyor, Elveda Buhara, Kırım Kan Ağlıyor,  Şirpençe, Yolbaşı, Dördüncü Murad, Sunguroğlu, Turgut Alp, Endülüs’e Veda. Bu köklü romanlarının dışında pek çok gençlik romanı, sosyal muhtevalı eserleri de var.

Kitapları defalarca basılan ve Türkiye’de satış rekorları kıran Bahadıroğlu’nun romanları sadece tarihle alakalı değildir. Ne var ki daha çok tarihî romanlarıyla tanındı ve bu romanlarıyla sevildi. Çok geniş bir okuyucu ve hayran kitlesine ulaştı.

Denizci olan baba vasıtasıyla Risale-i Nurlarla tanışır ve yazdığı Osmanlıca nüshayı Bediüzzaman Said Nursi’ye gönderir. Gelen kitapta “Kalemin kılıç gibi keskin olsun!” duası yazılıdır. Bahadıroğlu, yazdıklarının okuyucu tarafından iştiyakla okunmasını ve kabul görmesini bu duanın bereketine bağlıyordu.

Yazı yazmayı bir ‘hizmet’, inandığı dava için bir ‘vazife’ kabul eden Bahadıroğlu, bir yazısında sanat anlayışını şöyle özetliyordu: “Sanat, sanat için, inanç içindir. Sanatçı, insanları Ezelî ve Ebedî Sanatkâr’a yaklaştırabildiği ölçüde başarılı sayılır. Sanatçının görevi, cemiyetin özünü aramak, köküne inmek, gerçekler üstü gerçeği bulmak ve sunmaktır. Maksat, Hakk’a ve hakikate hizmet; kalem, takdire mazhar bir vasıta; eser, iyiyi, doğruyu, güzel göstermesi şartıyla muhterem bir mirastır.”

O bir bakıma günümüzün  “Hâce-i evvel”i yani Ahmet Midhat Efendi’siydi. Çok farklı türlerde yazıyordu. Romandan hikâyeye, piyesten denemeye, çocuk kitabından ansiklopediye, köşe yazısından edebiyat kritiklerine kadar çok geniş alanda kalem oynatıyordu. Kaleme adanmış bir ömürdü onunki. Onu daha iyi tanımak, destansı hayat hikâyesini, düşüncelerini, sanat anlayışını, ideallerini, mefkûresini ve hayallerini kavrayabilmek için mutlaka eserlerini okumak gerek.

‘Yavuz Bahadıroğlu’, gerçek isminin yerini aldığı için Niyazi adını kullanmıyordu. Niyazi ismini kullanan sadece eşi Fatma Hanım imiş. “Eşim, ‘Niyazi!’ diye seslendiği zaman, bazen duymazdan geliyorum!” diyordu tebessüm ederek. Yavuz Bahadıroğlu adını seçerken, o dönem yaşanan bir sıkıntıyı şöyle anlatmıştı:

“1970’lerde Bâbıâli’de bir kaht-ı rical (adam kıtlığı) vardı. Ben gazetede çalışırken o kadar çok yazıyorum ki, bir günde 4-5 yazıya Niyazi Birinci imzasını atmam gerekiyordu. Bunu biraz çeşitlendirelim dedik. Biraz da ‘adam kıtlığı mı var?’ dedirtmemek için, ayıp olmasın diye yazılarda kullanmak için farklı imzalar bulduk. Yavuz Bahadıroğlu dışında Şeref Baysal, Bahadır Alp, Veysel Akpınar, Selçuk Kuleli, Nurcan Sevinç imzalarını kullandım. Haber yapıyor, fotoğraf çekiyor, köşe yazısı yazıyorum... Bütün bunlara tek imza atmak garip oluyordu. Roman yazdığımda da hukuk müşavirimiz rahmetli Bekir Berk abi, ‘Bu böyle olmaz, gel sana başka isim bulalım. Senin ismin Yavuz Serdaroğlu olsun!’ dedi. Ben Yavuz ismini beğendim, ancak Serdaroğlu yerine, kendi soyumuzdan gelen Bahadıroğlu ismini daha sempatik buldum. Bekir abinin kızmasına rağmen, onda karar kıldık. Bana ‘Laz inadın tuttu.’ filan dediyse de öyle kaldı.”

Tarihçiliğinin yanı sıra bence Yavuz Bahadıroğlu’nun asıl önemi, çocuklar ve ergenlik dönemini yaşayan gençler için kaleme aldığı romanlardı. Sunguroğlu serisi, Buhara Yanıyor, Şirpençe ve benzeri romanlardı. Hepimize “temel bir tarih şuuru” ve bir “kimlik” kazandıran romanlardı onlar. Tabiri caizse “bize hayal kurmayı öğreten” Necip Fazıl’ın “surda açtığı gediğin” yansımaları idi Yavuz Bahadıroğlu’nun ve o kuşağın ortaya koyduğu emekler.

 

Bakmayın siz bir takım insan taklidi yapanların “Atatürk düşmanlığı ile bilinen tarihçi öldü” haberi yapmasına. Yavuz Bahadıroğlu’nu “Atatürk düşmanı” etiketine sıkıştırarak etkisizleştirmeye çalışanlara inat, demeliyiz ki Bahadıroğlu gibi adamlar etiketlere sığmaz. Onlar sizin bütünüyle ihata etmeye çabaladığınız ve oryantasyonunu yerinden etmeye uğraştığınız aziz Türk milletine gidilmesi gereken istikameti gösteren işaret levhalarıdır.

1982 yılında birlikte çalıştığım Niyazi Birinci (Yavuz Bahadıroğlu) benim için bir ağabeyden çok kültür hayatımda derin izler bırakan gerçek bir ustaydı gibiydi.   Mekanı Cennet olsun, amin.

DİĞER YAZILARI Mahzun ve şevkli notlar... 01-01-1970 03:00 Size Mi Kaldı?.. 01-01-1970 03:00 Fedâkârlık, İsar Farkı 01-01-1970 03:00 Bid'akârlık ve Bahaneler 01-01-1970 03:00 Adını Ne Koyarsan 01-01-1970 03:00 Tevhid Meşalesi- 1 01-01-1970 03:00 Wagner- çeçen ittifakı mı? 01-01-1970 03:00 "Dini vakıf" genci neye hazırlar? 01-01-1970 03:00 28 Mayıs, 27 Mayıs'ın Rövanşıydı 01-01-1970 03:00 Medresetü’z-Zehra ve Ehl-İ Hak Mezhebinin Muhafazası 01-01-1970 03:00 D ö n g ü 01-01-1970 03:00 Müspet Müspet De Istılahi Manası Nedir! 01-01-1970 03:00 Allah kimseyi fahiş - sefil- etmesin! 01-01-1970 03:00 Zafer Sabırdadır ve Ağustos 01-01-1970 03:00 En Büyük Burhan Mucizeler-1 01-01-1970 03:00 Her esma tecellisi resul’ün mucizesi gibidir.-ı 01-01-1970 03:00 Vatan-i aslimiz cennet mi, dünya mı! 01-01-1970 03:00 HİLÂL ve YILDIZ’IN "TEÂLİ" ETMESİ... 01-01-1970 03:00 Dünya, Dünya Dedikleri 01-01-1970 03:00 Vatan giderse ekmek bedava satılsa ne yazar! 01-01-1970 03:00 Ehli Sünnet Cemaati İtikadı 01-01-1970 03:00 Şerrin Harcını Karmak 01-01-1970 03:00 Fetö'nün b planı M(z)illet ittifakı + "muhakeme-i akliyeden noksan" dini darlar! 01-01-1970 03:00 Kafkaslara Konan Kartal 01-01-1970 03:00 Satır Arasını Okumak Yahut Saffı Evvele Düşmanlık 01-01-1970 03:00 Osmanlı ve Fiyat Ayarlaması 01-01-1970 03:00 Siyasetle İlgili Kimi Notlar-1 01-01-1970 03:00 Dâvet Bahar Adır Bundan Geri 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Fetö'nün B Planı 01-01-1970 03:00 Encesi Temizlemek İçin Necisi Tahrik Etmek Akıl İşi Mi! 01-01-1970 03:00 Yaptığımız Yapacaklarımızın Teminatıdır 01-01-1970 03:00 Zilleti ve usa'cı fetöyü savunmak asyacılık mı! 01-01-1970 03:00 Minnet Almayışınız, Şimdi Kanaat Şeklinde Yaşanmalı Milletçe 01-01-1970 03:00 Bizde Melik Dahar Aslında Melik Zahir 01-01-1970 03:00 Tanpınar Ekolünden Romancımız Hüseyin Yılmaz 01-01-1970 03:00 Tiftiklenen Mazim 01-01-1970 03:00 Selmanı Pak Aynasında Kut Zaferi Parladı 01-01-1970 03:00 Ahmed-İ Hâni Birlik Meşalesi 01-01-1970 03:00 Haçlı Ve Emperyalist Zihniyetlerin Zulmettiği Milletler Neyle Kurtulur! 01-01-1970 03:00 Hain içerden olunca! 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan Ve Algıdan Medet Umanlar! 01-01-1970 03:00 Bilerek Veya Bilmeyerek Şerrin Harcına Kürek Sallayanlar 01-01-1970 03:00 Hüseyin Avni Ulaş, Said Nursi Ve Hürriyet-İ Hakiki 01-01-1970 03:00 İkiyüzlülüğün Alfabesi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Aman Aman Aman, Teyakkuz! 01-01-1970 03:00 Zillet İttifakı Adayına Sorular! 01-01-1970 03:00 İmanları Diritme Hareketi İçin... 01-01-1970 03:00 İlimden İlhama 01-01-1970 03:00 Esintiler 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Olacağı Beklemek 01-01-1970 03:00 İman Ve Amel 01-01-1970 03:00 Yalel Sedaları veya Aksa Mescidi! 01-01-1970 03:00 Ramazanda bir tefekkür! 01-01-1970 03:00 Metnin Anahtar Kelimesi 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Akif İslam Şairidir Yahut İstiklal Marşı Şairi 01-01-1970 03:00 İhlas, “Îsar” Münasebeti 01-01-1970 03:00 Eski Değil, Eskimez Said 01-01-1970 03:00 28 Şubat'çı "Kafa" Bu Sefer de Erdoğan'ı Hedef Aldı 01-01-1970 03:00 Kavala Talebi Üzerine… Düşman Kime Saldırıyorsa…! 01-01-1970 03:00 Alma Mazlumun Ahını... 01-01-1970 03:00 Manevı “Seyyidlik” Resulullah Dāvasına Sahip Çıkmaktır 01-01-1970 03:00 Geç Bir Osmanlı Yazısı 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Külliyatı Anlamak Üzerine-1 01-01-1970 03:00 "Silik Söz”lerin Gezdiği Arena 01-01-1970 03:00 Zekânın Zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir o... 01-01-1970 03:00 Asıl Ambargo Zihinlerde; O Kalktıysa Onlarcası Bile Hava Civadır Bize... 01-01-1970 03:00 Tek Derdi Dünya Olan Şebeke 01-01-1970 03:00 İnternet ve Sosyal Medyada Türkçenin Doğru Kullanımı 01-01-1970 03:00 Tepetaklaydı İçim... 01-01-1970 03:00 “Akibet Müttakilerin” ve “Kadere Teslim” Olanların Değil mi! 01-01-1970 03:00 Taklacı Kuş Olmak Kimi Vurur Önce! 01-01-1970 03:00 Duzah mı, Vicdan mı? 01-01-1970 03:00 Ehl-İ Hak Olan Sünnet İtikad Mezhebi 01-01-1970 03:00 Muvakkat İttifak ya da Tapu Dağıtmak! 01-01-1970 03:00 Bulut Ve Ördek Meseli 01-01-1970 03:00 Mitoman Siyasi Belki Mazur, Ya Taammüden Yapan! 01-01-1970 03:00 Van Yolundaki Han Kapısı” ya da Muzdarip İslam Alemi! 01-01-1970 03:00 Mutasavvufa ‘Felsefe Yapma Deme’ Hadsizliği! 01-01-1970 03:00 Bu Asrın Bir Mücahidi: Fırıncı Ağabey 01-01-1970 03:00 Türkmenem! 01-01-1970 03:00 İpin Ucunu Verdiysen Geçmiş Olsun! 01-01-1970 03:00 Belirsiz Bırakmak da Bir Aleniyettir! 01-01-1970 03:00 Eyüp Otman Ağabey 01-01-1970 03:00 Dünya Dedikleri Acayip Yer 01-01-1970 03:00 Layt Laikratos, Artan Sekülerizm! 01-01-1970 03:00 Navteks Bir Ara Formül Asıl Hedef MEB 01-01-1970 03:00 Çığlığı Afakta Yankılanmayan Yazar” Olur Mu! 01-01-1970 03:00 Çay Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Yine İspanyol Siyaseti veya İstanbul Sözleşmesi 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Töresi Sünnetin ta Kendisidir! 01-01-1970 03:00 Doğruyu Her Yerde Dememek Ama Hangi Makamda? 01-01-1970 03:00 Sarp Ufukların Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Nur’ların Ahirzamandaki Makamı ve Bütünlük... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz'da Bize Kefen mi Biçmek! Meydandayız, Gel de Biç! 01-01-1970 03:00 Düşünme Özgürlüğüne Set Haline Dönüşmüş Bir Kanun: 5816 01-01-1970 03:00 Ayasofya Davası İçin Her Nakil Seslendirildi de... 01-01-1970 03:00 İbibikler Öttüğünde Ordayım! 01-01-1970 03:00 İhlas, Hal-i Alem Siyaseti Ve "Siyaset-i İslamiye" 01-01-1970 03:00 Hakiki Meşveret! 01-01-1970 03:00 CHP'nin Hali Pür-Melali Ve Tir Tir Titremek! 01-01-1970 03:00 Said Molla, Şeyh Said Ve Molla Said Bediüzzaman Bir Mi! 01-01-1970 03:00 Ayasofya Fethi Ve Zincirler... 01-01-1970 03:00 Ver Elini Türkmeneli 01-01-1970 03:00 Sünnet İtikadında Mehdi 01-01-1970 03:00 Bay - Ram Düşünceleri... 01-01-1970 03:00 Suriye Yahut Diyar-I Şam 01-01-1970 03:00 Korona Sürecinde İslam! 01-01-1970 03:00 Her Zamanın Pakraduni'si 01-01-1970 03:00 Aya Sophia Mı, Mahzun Mabed Mi? Fatih'in Bedduasından Ne Kurtuluş Ne Zaman! 01-01-1970 03:00 Nefsi Yenmek Ve Koronayı Yenmek. Hangisi Zor! 01-01-1970 03:00 Sait Molla, Molla Said Farkı 01-01-1970 03:00 Nâbî'yi Nabi Eden Hüsn-ü Nazar... 01-01-1970 03:00 Ne Çektikse Kamal'lardan... 01-01-1970 03:00 Vatanı Sevmek... 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 Enbiya Şehri Urfa Ama Diyarbakır Şehr-i Ashab! 01-01-1970 03:00 Halilullah (As.) 01-01-1970 03:00 Baltanın Sapı... 01-01-1970 03:00 Keşke Haklı Çıkmasaydık... 01-01-1970 03:00 Fasl-I Paşa 01-01-1970 03:00 “Hikmet-İ Kudsiye” İle Felsefe Hikmeti Münazarası 01-01-1970 03:00 Doğubayezıd Hâni 01-01-1970 03:00 Elif Öğretmen Ve Romancı Hüseyin Yılmaz! 01-01-1970 03:00 Fikir Cüceliği! 01-01-1970 03:00 Tarih; Gerçek Aynası! 01-01-1970 03:00 Yol Açıcılar- Yol Kapatıcılar 01-01-1970 03:00 İdilhan, İlhanlı Ve El-Megiddo Ovası!.. 01-01-1970 03:00 “Hakikatı dışlamış kimselerle tevhidi toplum inşa edilemez.” 01-01-1970 03:00 " Erkeğe karı libası yakışmaz" veya "kendi yürüyüşünü terk etti..." meselesi... 01-01-1970 03:00 Göbeklitepe Diye Bir Yer 01-01-1970 03:00 Kimlere? 01-01-1970 03:00 Yokuşta Yürüyenler ( Bir Emek Hülasası) 01-01-1970 03:00 "Şura-yı Hakiki" Veya "Meşveret-i Şer'iyye" 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖLERİ “Önlemek” İçin… -2 01-01-1970 03:00 Medeniyet dediğin tek dişi savunan kimler?.. 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖ’lerin önünü almak... 01-01-1970 03:00 Mehdi İttihad-I İslam Ordularının Başkomutanı 01-01-1970 03:00 Züğürtlük Gazeli 01-01-1970 03:00 Akasya -1 01-01-1970 03:00 Manevi “Seyyidlik”, Resululah (Asm)Nin Dāvasına sahip çıkmaktır! 01-01-1970 03:00 Üfürükten teyyare kripto vazife! 01-01-1970 03:00 Fedakârlığa Farklı Bir Bakış 01-01-1970 03:00 Kısır döngü yahut "fasit tevilat" 01-01-1970 03:00