Tam tamına üç ay geçti.
Koca bir doksan gün.
Bu yazı o gün yazılmalı idi, yazıldı da. Lâkin yayınlamak bugüne nasib imiş.
Elhamdülillah...
Tarih : 2 Şubat 1896.
Savaş sonrası göçün artması nedeniyle Cihan padişahı,
Cennet mekân Han,
Abdülhamit Han'ın emriyle yoksullar, kimsesizler, acizler ve düşkünler yurdu olarak İstanbul kağıthane'de, Darülaceze hizmete girmiştir. Daha sonra adı huzurevi olarak bütün illerimizde bakanlığa bağlı olarak hizmet veren düşkünler ve kimsesizler evlerinde yâni huzurevlerinde ne acı ki kimseli kimsesizler hizmet almaya başladı. Gerçekten düşkün kimsesiz insanlar sokaklarda kalırken huzur evlerini çoluk çocuğu olan ve maaşı olan anne babalarla doldu. Odalarının lükslüğüne göre fiyatları değişen acizler evlerinde; parasız ve düşkünlerin kalmadığı, Osmanlı padişahının kurduğu, kuruluşun amacını aşıp toplumda anne babaların dışlanarak kenara itilip atıldığı bir gerçek vardır.
Adını değiştirerek oralara huzur evi dediler. Oysa evlatlarının olmadığı hiçbir yer huzurlu değildir anne babaya. Oysa Efendimiz (s.a.v) buyurduğu,
"anne babasının ihtiyarlık çağına yetiştiği halde onların hayır duasını alamayanlar, burnu üstünde sürtünsün"
demişken toplumumuzda yaşanan bunca huzursuzluğun sebeplerinden biri de anne babaya karşı kaybedilen sevginin, saygının, iyiliğin yok olmuş olması olabilir mi acaba?
Hüzün evleri, paralı ve kimseli yaşlılarla(!) dolu. Bayramdan bayrama hatırlanan, terkedilmiş, gözleri yaşlı anne babalar oralarda ağlatıldığı sürece kimse yuvasında dirlik, evlatlarından hayır beklemesin.
Ana babaya alınan her tavır, her söz evlatlarımız üzerinden gelip bizi bulacaktır.
Rabbimizin,
"Bana; Resulüme ve ana babanıza itaat edin"
emri çiğnendiği sürece iki cihanda saadet beklemek ahmaklıktır. Rabbim, salih ve saliha evlatlar nasip eylesin." buyurur.
Ana babasının değerini kıymetini bilip onları baş tacı edenleri Rabbim (c.c), efendimize komşu eylesin, iki cihanda da sırtları yere gelmesin inşaallah.
Huzurevleri parası pulu olmadığı halde gerçekten aciz yoksul kimsesizlere mekan olduğu zaman bilin ki bu toplumda ana babaya saygı, sevgi, ecdada değer veren ve topluma faydalı insanlar yetişmiş demektir. Dünya telaşı, dünya hayatı içinde koşuşturmaya daha doğrusu gaflet içinde yüzerken
Rabbimizin,
"anne babanıza iyilik edin onların ihtiyarlığında yanında bulunun"
emrine uyamamak cennete giden yolu geri çevirmek ne büyük bir nasipsizliktir. Bu dünyadan ahirete intikal eden ana babalarımıza Allah(c.c) rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, kalan ana babalarımıza Rabbim(c.c), sağlıklı hayırlı ömürler versin.
Rabbim(c.c), başımızdan eksik etmesin, inşaallah.
Allah'ım; anamız, babamız bize küçük iken nasıl merhamet kanatlarını gerdiyseler sende onlara merhamet kanatlarını ger.
Amin...
Herkese en kalbi duygularımla Selam sevgi ve saygılarımı sunarım.
Allaha emanet olun.
Dua ile kalın.
Zehra KINALI