Yine bir gün.
Derler ya günlerin en güzeli...
Anneler günü...
O bir melek...
Ve daha nice güzel mi güzel tıpkı anne gibi güzel sözler...
Bir hafta öncesinde başlayan telâşlar...
Anneme acaba ne alsam? Ne alsamda mutlu edebilirim?
Bütün bir hafta düşünceler ve bir adım ötesi... Avmlerin vitrinlerini tek teeek dolaşma...
Sahi biraz abartmıyormuyuz?
Anneler gününü çok abartmamak lazım.
Annesi olan var, olmayan var.
Evladı olan var, olmayan var.
Bir de EVLAT acısı yaşayan. ANNELER var.
Bir anneye verilebilecek en güzel hediye ona dünyevi şeylerle bir anlık bir günlük mutluluklar yaşatarak değil, uzak dahi olsa onu hergün arayıp hayır duasını almakla mümkün.
Dünya da en güzel hediye samimi sevgi ve gösterilen ilgidir.
Sarıl kokla ve öp.
Annen, baban varsa buna şükret ve onların gönlünü duasını alıyorsan inan dostum hala cennete girebilme şansın var demektir.
Çabamız bu yönde olmalı.
Anne yüreğinizi hürmetle, sevgiyle, saygıyla öpüyorum.
Ahh o analar yok mu? Aslan gibi evlatlarını bu vatan millet var olsun diye evlatlarını toprağa veren analarımız.
İşte o analar bize haklarını helal etsinler.
Onların hakkını ödemek mümkün değil.
Sözün bitti yer daha ne söylenebilir ki?
Bu nedenle kutlamalar biraz daha adabına uygun olmalı.
Bu vatanda bağrı yanan analar var.
Sarılmayı bekleyen yavrular var.
Diyeceğim odur ki iş işten geçmeden sevmek gerek sevilmek gerek vesselam.
Zaman çok geç olmadan; yollar, yıllar ayırmadan kadir kıymet bilmek gerek.
Huzur evlerinin çoğaldığı bir ülke ve bir güne sığdırılan hediye satışlarının artması sevgiden çok ticareti canlı tutuyor.
Hastane köşelerinde refakat kavgası yapan evlatlar...
Eşler evde istemiyor diye hastanede zorla yatışı istenen analar babalar...
Daha neler neler...
Biraz samimi(ni)yet gerek bize.
Yorum/sizin...
Selam ve dua ile.