Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki Cuma hutbesinde, İslam’ın emeğe, helal kazanca ve iş ahlakına verdiği önem vurgulandı. “Alın Teri Mukaddestir” başlığıyla okunan hutbede, çalışmanın ibadet olduğu, emeğin ise kutsal sayıldığı hatırlatıldı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in Sözüyle Başladı: “Allah Yolunda Çalışmak”
Hutbe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’in, ailesinin geçimini sağlamak için çalışan kimselerin Allah yolunda olduğunu bildiren hadisiyle başladı. Sahabenin bir adamın gücünden etkilenerek “Keşke bu adam gücünü Allah yolunda kullansa” demesi üzerine Peygamberimizin, “Eğer bu kişi ailesinin, anne babasının ihtiyaçlarını gidermek veya izzetini korumak için çalışıyorsa, o kişi Allah yolundadır” buyurduğu aktarıldı.
İslam’da Emek ve Çalışma İbadet Sayılır
Hutbede, İslam’ın tembellik ve dilenciliği yasakladığı, bireyin kendisi ve ailesi için helal yollardan rızık temin etmesini teşvik ettiği ifade edildi. Cenâb-ı Hakk’ın, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir” ayetiyle çalışmanın dünya ve ahiret saadetinin anahtarı olduğu vurgulandı.
Helal Kazanç ve Haramdan Sakınma Çağrısı
Dinî hükümlerin yalnız kazancı değil, kazancın elde ediliş yolunu da önemsediği belirtilen hutbede, alkol, kumar, faiz, tefecilik ve stokçuluk gibi meşru olmayan kazanç yollarından uzak durulması gerektiği hatırlatıldı. Müslümanların bu tür haram yollardan kazanç elde edemeyeceği ifade edildi.
İşçi ve İşveren Haklarına Ayrı Ayrı Vurgu Yapıldı
Hutbede hem işçilere hem işverenlere yönelik sorumluluklara değinildi. İşçilere; emanet bilinciyle davranmaları, iş yerine ve ekipmanlara zarar vermemeleri, çalışma saatlerine uymaları ve iş arkadaşlarının haklarına riayet etmeleri hatırlatıldı.
İşverenlere ise Peygamber Efendimiz’in “Çalışana ücretini, teri kurumadan verin” hadisiyle yükümlülükleri hatırlatıldı. İşverenin, işçiyi adaletli koşullarda çalıştırması, sosyal haklarını sağlaması, dinî vecibelerini yerine getirmesine engel olmaması gerektiği ifade edildi. Namaz, oruç ve tesettür gibi ibadetlere müdahale edilemeyeceği açıkça vurgulandı.
İşçi Hakları Güvence Altında, Keyfî Muamele Kabul Edilemez
İşverenin, işçiye sistematik baskı uygulayamayacağı, onurunu zedeleyici davranışlarda bulunamayacağı, haksız işten çıkarma gibi uygulamaların İslami ve ahlaki açıdan asla kabul edilemez olduğu belirtildi. İş yerinde güvenlik ve sağlık şartlarının sağlanması da işverenin sorumluluğunda olduğu hatırlatıldı.
“Üstünlük Takvada, Kazançta Değil”
Hutbenin sonunda, Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir üstünlük oluşturmadığı; üstünlüğün takvada, yani Allah’a karşı duyulan derin saygı ve sorumlulukta olduğu ifade edildi. Huzur ve mutluluğun tüketmekte değil, paylaşmakta ve kanaat etmekte olduğu dile getirildi.
Hutbe Peygamberimizin Hadisiyle Son Buldu
“Hiç kimse, Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.” hadis-i şerifiyle hutbe sonlandırıldı.