Dünya arenasında yeniden söz sahibi olmak, Allah’ın kurallarına göre bir sistem kurmak istiyorlarsa ki, istiyorlar, bu irade var; o zaman el ele vererek güç birliği yapmak suretiyle dünya Müslümanlarının yardımına koşmaları gerekmektedir. Bu zorunlu ve gerekli bir görevdir.
Filistin messelesi bize, dünya insanlarının bir kez daha; “tersi dönen” bir insan mesabesine dönüştüklerini öğretti. “Tersi dönen insan her şeyi ama her şeyi ters görür. Maalesef bu yüzden kuzeyi güney olarak görmeye başladılar, batıyı da doğu. Yönünü ayıramadıkları için de her olaya tersinden bakıyorlar. İyiye kötü dedikleri gibi doğruya da yanlış diyorlar. Hakkını arayanlara terörist, hakları gasp eden işgalcilere de hak sahibi diyebiliyorlar. Haklıya haksız dedikleri gibi haksıza da haklı diyorlar. Zalime mazlum dedikleri gibi mazluma da zalim diyorlar. Çünkü; “Tersi dönmüş” insanlığın. Bu hastalık sapıtanı sırat-ı müstakimde olduğunu da rahatlıkla iddia etmeye sebebiyet verebiliyor.