DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Yusuf AKTAŞ
Yusuf AKTAŞ
Giriş Tarihi : 29-12-2022 18:53

Arapça Tabela İstemiyoruz!

Başlık dikkatinizi çekti değil mi?

 

Zaten amacım da buydu, dikkatinizi çekmek!

 

Çünkü artık insanlar medyada algı ile yönetiliyor. Ben şimdi buraya "İngilizce tabela istemiyoruz" diye yazmış olsaydım, bu adam saçmalamış diyebilirsiniz.

Ama Arapça tabelaya, yazmaya, konuşmaya karşı çıkmak algısı bir millilik ve modernlikle eşdeğer tutulmaya başlanmış ve bu şekilde algı yönetimi yapılmaktadır.

Ama İngilizce konuşmak ve yazmak da o kadar hayatımıza girmiş ve normalleşmiş ki, bunu eleştirmek bile cehaletle özdeştirilir olmuş. Toplumda öylesine kabulleniş var.

Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlüğünde 111 bin 27 kelime bulunuyor.

Bunun 14 bin 1981’i yabancı kökenli.

 

Şimdi yeni bir tartışma yaşanıyor.

 

Türkiye'deki çoğu insanda Arapça dışında nerede ise tüm diller ile ilgili konuşma, yazma ve tabelaların normal olduğu kanaati oluşmuş durumda. Siz de öyle düşünenlerden misiz?

 

Hatta son yıllarda bunun bir kültürel gelişme, globalleşme olduğunu bile düşünenler çoğaldı.

 

Ama Arapça hariç, çünkü Suriyeliler, Katarlılar, Iraklılar, Suudiler Arapça yazar konuşurlar ve çoğunluğu gericidir, yobazdır ve bizi arkadan vurmuşlardır!

 

Ama İngilizler öyle mi, ya Fransızlar, ya İtalyanlar hele de Yunanlılar hiç öyle yapmışlar mı ki?!

Yok canım, Anadolu'yu işgal eden ve İzmir'e ingiliz gemileriyle çıkıp, fransız gemileriyle kaçmadan evvel Manisa, Aydın, Afyon, Uşak, Kütahya, Eskişehir, Denizli, Balıkesir, Bursa, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'ı işgal eden Yunan askeri değil Suriyeli çeteler miydi yoksa?!

 

 Antep, Hatay, Urfa, Maraş, Adana'yı işgal edenler Fransızlar değil Katarlılarıydı?!

 

Ya İngilizler, hani o sosyal medyada özentiyle isimlerini bile gururlanarak onların lisanlarıyla yazanların dedelerinin yaşadığı illerden önce İstanbul'u 5 yıl işgal edip nasıl olduysa tek kurşun atmadan boğazlardan yolcu edilmeden önce Kilis, Antep, Maraş, İskenderun ve bugün bizden değil deyip aşağıladığımız eski Osmanlı vilayetlerinden olan Şam, Musul, Cerablus'u işgal edip, ardından Fransızlarla birlikte ne idiğü belirsiz öncesi tarihi bile olmayan Suriye isimli yalan bir devlet kurarak 100 yıldır sömüren İngilizler, Fransızlar değil de Iraklılar ya da Suudiler mi girmişti Anadolu topraklarına  yoksa?!

 

Belki de öyledir de bize tarihi birileri yanlış mı anlattılar, yazdılar yoksa?

Yoksa niye bu kadar kinlenelim ki Arapça’ya değil mi?!

 

Tabelaların Araplaşmasından şikayet edenlerin ülkelerini işgal edenlerin dillerinden yana şikayetçi olduklarını ve İngilizce, Fransızca, İtalyanca tabela, menü veya tanımlamalardan şikayet ettiklerini duymadım, görmedim.

 

Yoksa biz müstemleke ülkesi miyiz ki, bin sene bir arada olduğumuz kültüre düşman oluyoruz da, bin sene hasım olduğumuz kültürlere aşık olmuşçasına onların dilleri ile konuşup, onların folklorik kültürlerine sahip çıkarız.

 

Hele de Türk ve Müslüman oldukları için Türkiye'den uzak kaldıkları topraklarda zulümlere maruz kalıp ardından ana vatanlarına kavuştukları halde kendilerine zulmedenlerin dillerini, kültürlerini aile arasında bile konuşan, yaşatan hatta STK’lar kurup bu dilleri yaşatmaya çalışanları gördükçe şaşırmamak, kızmamak mümkün değil.

 

Niye acaba?!

İnsan buna neden ihtiyaç duyar ki?!

İnsan Türk olduğu ve Türkiye'de özgürce yaşadığı ve aidiyeti bulunduğu halde neden Rumca, Bulgarca, Sırpça, Arapça, İngilizce, Rusça, Fransızca vs konuşma ihtiyacı duyar?!

 

Mademki mesele Türkçe diline sahip çıkmaksa bunu tüm hayatımıza yansıtalım.

Hatta kendilerini vatansever,  Atatürkçü diye ifade edenlerin bile profillerinin başka ülkelerin dillerinde olduğuna rastlıyoruz.

Bu insanlar kendilerini bu şekilde (başka dilde) ifade etmenin modernlik, çağdaşlık, rasyonellik, entelektüellik olduğunu zannettikleri ve aslında kendi kültürlerini ve aidiyetlerini kabullenememe psikolojisi içinde olduklarının bir göstergesidir bu hal.

 

Eğer ki bu modernlik ve çağdaşlık göstergesi olmuş olsaydı ve gelişmişliğin göstergesi başka bir ülkenin dilini konuşmak, kültürünü taklit etmek ve kabullenmekten ibaret olmuş olsaydı belki o zaman dil devrimimiz sadece Latin harflerinin kabul edilmesinin yeterli olmadığı ve İngilizce veya başka bir dil mecburiyeti kanunlaşması gerekirdi.

Madem ki Kemalist devrimde böyle bir kanun yok ve kendisi hayatının hiçbir döneminde böyle bir şey yapmamış, bugünkü bu özentinin ardında yatan ne olabilir ki?!

 

"Diller arasında kelime alış verişi tabiî bir dil hadisesidir. Ancak bunun sınırı ve ölçüsü vardır. Türkçenin Doğu’dan ve Batı’dan aldığı kelimelerle anlatım bakımından zenginleştiği kabul edilebilir bir gerçektir. Ancak dilde bir kavramı karşılayacak söz varken veya söz konusu böyle bir yeni kavram Türkçenin zengin türetme imkânlarından yararlanılarak karşılanabilirken yabancı kelimeyi olduğu gibi alıp kullanmak yanlıştır. Batılı veya çağdaş olmak, Batılı görünmek Batı kökenli kelimeleri kullanmakla sağlanamaz. Aydın ve Batılı olmak kendi değerlerini korumak, diline karşı duyarlı olmak ve onu geliştirmekle sağlanır."

(Prof Dr Hamza Zülfikar)

 

Kendileriyle ortak bir aidiyeti olmadığı halde, bir başka ülkenin dilini, kültürünü gönüllü kabul etmek ve onu kendinden bir parça gibi yaşamak ve yaşatmak hali sosyolojik ve psikolojik bir travmadır.

 

Bu durumun sosyolojideki tanımı şöyledir:

 

"Kültürel Kimlik (Cultural Identity) ve Bireyin Öz Algısı (Self-Perception)

 

Bir bireyin iki kültürlü olarak tanımlanmasında her iki kültürle de ne derece özdeşleştiği önemli bir unsurdur.

Eşit olmasa bile her iki kültürde de belli bir yetkinliğe sahipken birey bu kültürlerden yalnızca biriyle özdeşleşmiş veya

her ikisiyle de özdeşleşmemiş olabilir.

Bu durum, bireyin kültürel kimliğiyle ilgilidir. Birey, kültürel kimliğini her iki kültürle veya kültürlerden yalnızca biriyle oluşturmuş, bazen de hiçbiriyle oluşturmamış olabilir.

Kültürel yetkinliğine göre iki kültürlü olarak tanımlanabilecek bir birey, kültürel aidiyet unsuru göz önünde bulundurulduğunda kendini bu şekilde tanımlamayabilir.

Aslında iki kültürlü olup kendilerini tek kültürlü olarak tanımlayan veya iki kültürlülükleri hakkında farkındalık geliştirememiş bireylerle sıklıkla karşılaşılabilir. Benzer durum iki dillilik için de geçerlidir. Eşit olmasa bile iki dilde de belli bir yetkinliği olduğu için iki dilli olarak

tanımlanabilecek bir birey, öz algısına göre kendini tek dilli olarak tanımlayabilir ve iki dilli olduğunu kabul etmeyebilir.

Bu duruma da göçmen kökenli Türk toplumlarında, özellikle birinci nesil göçmenlerde sık rastlanmaktadır.

Daha önce belirtildiği gibi, hâkim kültür tarafından kabul görmenin göçmen bireylerin kültürel kimlik gelişiminde önemli bir etkisinin olduğu unutulmamalıdır.

Hâkim toplumun göçmen bireylerin kültürel

aidiyetlerine ilişkin algısı, göçmen bireylerin öz algısını etkileyebilmektedir.

Dolayısıyla hâkim toplum tarafından iki kültürlülüğü kabul gören bireylerin kendilerini iki kültürlü olarak hissetmeleri daha olasıdır."

 

Süverdem, F. B. ve Ertek, B. (2020).

İki Dillilik ve İki Kültürlülük: Göç, Kimlik

ve Aidiyet.

The Journal of International Lingual Social and Educational Sciences, 6(2), 183-207.

 

Bu akademik yazıya göre de denilebilir ki; Türkiye'de, iki kültürlü olmak ve bunu yaşatmak, göçmen olarak sonradan gelenlerin yerleştiği toplumda kabul görmeleriyle doğru orantılıdır.

Yani göçmenler Avrupa, Rusya, Kafkas bölgesinden gelmişse kültürleri, dilleri daha rahat kabul görebiliyor ama Doğu Türkistan, Afganistan, Afrika, Suriye, Irak tarafından gelmişlerse hakim toplum tarafından kabul görmeleri çok daha zor olabiliyor.

İşin ilginç yanıysa daha önce göçmen olarak yerleşip de, sonradan hakim toplum durumuna gelmiş olan toplumlar, yeni gelenlere karşı daha tutucu ve sert tavır alabiliyorlar.

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA