Ekmek! Ne güzel, ne iç çekici bir kelime değil mi? Ekmek; alın teri, ekmek sofralarımızın vazgeçilmezi. Sabah akşam dışarda bir kaç ekmek için hayat kavgası, yaşam mücadelesi veren işçinin, memurun, amirin; kısacası her meslek ve sınıftan milyonlarca insanın kazanmaya çalıştığı güzel bir nimettir ekmek.
Ya simit? Simit deyip geçmeyelim öyle! O da ayrı bir nimettir. O da emek ile hamurun fırından çıkıp evlerimize giren, işyerleri ve çarşıda, pazarda satılan bir başka ürünü ekmeğin.
Peki; mademki ekmek kadar kutsal, emek ve alın teri kadar güzel ve anlamlı bu simitlerin, geçenlerde medyaya, kamuoyuna kadar düşen talihsiz macerasını hiç duydunuz mu? Basında haberler yapıldı, hiç okudunuz mu?
İstanbul' da ünlü bir lisede; yeni eğitim-öğretim yılı için malum okula kayıt olup eğitim için kabul edilen yeni öğrenciler; güya gelenek imiş de, tören düzenlenmiş ve tören geçidinde bu yeni öğrencilerin başları üstünden sözünü ettiğimiz, o nimet dediğimiz ve bildiğimiz yüzlerce simit fırlatılıp yerlere atılmış ve çiğnenmiş!
Ey Allah'ım ne günlere kaldık Yarabbim! Bakalım daha bunu gibi ne saçmalıklara şahit olacağız. Ya arkadaş; hafızam almıyor, aklım almıyor; sen nasıl olur da yüzlerce simidi onca öğrencinin başı üzerinden fırlatıp atarsın?
Bu mudur eğitimcilik, bu mudur gelenek dediğiniz zırva iş? Yazıklar olsun dememek elde değil!
Biz ki; bırakın ekmeği, bir ekmek parçası, bir ekmek kırıntısı bile olsa yerden alıp; öperek alnımıza koyup güvenli bir yere koyarız. Niçin yaparız bunu herhalde Millet görsün de bizi alkışlasın diye değil!
Bu bir kere millî bir görevdir. Bir insanlık görevidir. Mademki ekmek bir nimettir; o zaman bizler de bu nimete gereken saygıyı göstereceğiz, göstermeliyiz de.
Yok öyle üç kuruşa beş köfte! Simit atmak da neymiş efendim? Gelenekmiş; yere batsın böyle gelenek, olmaz olsun! Sen kalk; onca alın teri gerektiren bir nimeti yerlere savur, üzerinden ezerek geç, oldu mu şimdi! Bu mu gelenek?
Bu olsa olsa manevî değerlerimiz karşı yapılan bir saygısızlıktır ve kesinlikle nimete karşı işlenen bir suçtur! Biz, bu mübarek ve cennet ülkede; böyle saçma-sapan gelenekler istemiyoruz!
Hele hele bunu da yapanlar, o çok güvendiğimiz, çocuklarımızı gururla teslim ettiğimiz öğretmenler, idareciler olunca bu işin ciddiyeti ve boyutu da o oranda değişiyor!
Ya arkadaş, hadi mezuniyetlerde kep atmayı, fırlatmayı, cicili- bicili elbiseler, kıyafetler giymeyi anladık da şimdi bu gelenek adına; simit gibi bir nimeti atıp ezmek ne menem bir gelenektir öyle?
Simitler, havalarda uçuşurken; okul görevlilerinin de atılan ve parçalanan simitleri süpürgelerle temizleme gayretleri de işin ve tatsız bu olayın ayrı bir olumsuz şekli!
Vay be! Şu ülkenin geldiği konuma, duruma bir bakın hele! Biz böyle bir ülke de böyle bir gelenek de böyle bir eğitim de istemiyoruz.
Biz yaptığı ve yapacağı güzel eğitim ile göğüslerimizi kabartacak öğretmenler ve öğrenciler istiyoruz!
Saygılarımla.
Oktay ZERRİN