İnsan, bütün eylemlerini tekabül ettiği şeye istinaden gerçekleştirir.
Yapılıp edilen şey, yapılıp edildiğinde husule getireceği şeyin bedelini ödemekten başka bir şeyi temsil etmez. Çalışırız çünkü iaşemizi temin etmeli, yığarız çünkü zor günlere bir şeyler saklamalı, severiz çünkü sevilmeli, bağırırız çünkü duyulmalıyız.
Okuruz çünkü diye başlayacak bir cümleye sığdırılabilecek bütün anlamlar insan teki kadar fazladır. Kimi sadra şifa bir satıra, kimi yadsıyacağı duyguların antilerini cümlelerde aramaya, kimi yutkunduğu bütün haksızlıklar, vurdumduymazlıklar, ihanetler, nankörlükler, adaletsizliklere kendisinden daha derli toplu okkalı cümlelere tesadüf etmenin ümidiyle bir metne yaklaşabilir. Ne kadar insan o kadar okuma gerekçesi…
Okunanın ne söylediği kimi zaman okurun umurunda olmaya da bilir. “Ben bunu anlıyorum.” deyip de altından kalkamayacağı hemen hiçbir cümle bırakmama aymazlığını savunmayı erdem sayacak ampirik okur, istatistiki birtakım verilerle ölçülmeye kalkılsa birileri adına utanmaktan başımızı yerden kaldıramama sorumluluğu da Allah bilir ya yine bize düşecektir.
Metnin sarahaten beyan ettiği şeylerin dahi üstünü örtebildiği, gizemli hâle büründürebildiği kadar kendisine ayrıcalıklı bir konum tayin eden yahut kendi anlayış seviyesini diğerlerinden daha üstte görerek metne tam anlamıyla doğru anlamı kendisinin yüklediği vehmiyle hareket eden kişi sayısını da öyle bir çırpıda dile getirmek çok da mümkün değil. Onlar adına utanmak değil belki fakat yer yer üzülmek düşer payımıza.
Metni, serbest bırakmalı.
Anladığımız iddiasıyla dar kalıplara sığdırıp yüzeysel ifadelerle aktarma hevesini bir kenara bırakmalıyız.
Söylediği şey, bizim ona söylettiğimiz şey değildir.
Metin, kendi başına söylemeye her dem devam eden bir fenomendir.
Budur bilmem kaç yüz sene sonra bile bilmem kaç yüz sene önce kaleme alınmış eserleri okunabilir, okunabilecek kılan.
Duyduğun, söylenilen değilse, dile getirdiğin de aslına rücu eden bir hakikati izhar çabası değil, yalnız aldanışın üstü örtülü emarelerini yük diye taşıtacaktır.