Tam Galatasaray şampiyon oldu, ülke gündemine oturur derken Aziz Yıldırım çıktı meydana, Jose Mourinho’yu “Fenerbahçe’ye teknik direktör yapacağım” dedi. Fenerbahçe başkanlığına devam kararı alan Ali Koç’da elini çabuk tutup daha Yıldırım temas bile kuramamışken dünyanın en prestijli, başarılı hocalarının arasında yer alan Mourinho ile 3 gün içinde el sıkıştı, dünde İstanbul’a getirerek imzayı attırdı. Sadece Türk basını değil tüm dünya basını konuyu satın alırken başkanlık yarışında Koç avantajlı duruma geçti, Galatasaray’ın şampiyonluğu medyada maalesef gölgede kaldı.
Oysa Türkiye Mourinho ve Amerika’da VNL’in ikinci ayağında 4’de 4 yaparak Kadınlar voleybolda dünya birinciliğini sürdüren bizim kızlara odaklanmışken 29 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar, hemen ardından Ruanda’dan uçaklar dolusu turistin ülkemize gelmesi geniş bakamayanların dışındakilerin pek dikkatini çekmedi!
29 Mayıs 2024 tarihli RG'de yayımlanan, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Karar” konuya duyarlı bazı gazeteci ve siyasilerin dikkatlerinden kaçmadı, ertesi gün sosyal medyaya taşındı.
Tesadüfün böylesine ancak şapka çıkarılır!
Öyle ya kişi başı yıllık geliri 802 dolar olan birkaç yıl önce Fransa’dan İngiltere sömürgeliğine geçen! Ruanda ile nasıl bir turizm iş birliği yapılacaktı! Üzerinden uçak bile geçmiyor denilen Ruanda’dan turistin gelmesi mümkün değilken RG’de yayınlanan kararın ertesi günü hafta sonu Ruanda’dan 5 uçak dolusu yolcunun geleceği medyada düştü!
Dahası gelenlerin hotel rezervasyonun dahi olmaması, biletlerinin tek yönlü olması işin içinde mutlaka bir tuhaflığın olduğu konuya duyarlı kişilerce, uzmanlarca dile getirildi. İlk akla gelende Fransa üzerinden İngiltere’ye gelen bazıları sabıkalı göçmenlerin burada çok ciddi rahatsızlıklara neden olduğu, siyasetin gerildiği ve İngiliz kamuoyunun çözüm beklentisinden hareketle Ruanda’ya gönderilen/gönderilecek göçmenlerin turist olarak Türkiye’ye transfer edileceği ve burada kalacakları yönünde oldu.
Britanya’da göçmenlerin iadesi konusu sıcakken Türkiye ile Ruanda arasında turizmin geliştirilmesi amacıyla anlaşma imzalanması, ardından uçaklar dolusu mültecinin İstanbul’a geliyor olması kamuoyumuzda dile getirilmeye başlanınca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden 31 Mayıs akşamüzeri açıklama geldi.
Açıklamada Türkiye ile Ruanda Hükümetleri arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Karar’ın kamuoyundaki iddialarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, yayımlanan kararın aslında 24 Haziran 2019 tarihinde yapılan ve süresi otomatik olarak yenilenen bir anlaşmaya binaen yayımlandığı belirtildi.
Elbette kamuoyu tatmin olmadı ve bu açıklamadan sonra konu sosyal medyada daha da tartışılır oldu.
Evet, İngiltere’nin sömürgesi Ruanda ile bir mülteci iadesi anlaşması var. Var ama 5 yılda öngörülen iade edilecek insan sayısı sadece 570 kişi. Bu rakam İngiltere’den Ruanda’ya gönderileceklerin bize transferi iddialarını kısmen düşürdüğünden kamuoyunda bu kez farklı senaryolarda dile getirilmeye başlandı.
Beni en çok şaşırtan ve de önemli daha doğrusu kaygı verici bulduğum aslında Ruanda üzerinden getirilenlerin Filistinli olabileceği yorumları oldu.
RUANDA’DAN GETİRİLENLER FİLİSTİNLİ TRANSFERİ İSE!
Öyle 5-6 uçak da değil 66 uçaktan bahseden yayınlar var. İddiaya göre İsrail’in bölgeye daha kolay ve sorunsuz yerleşebilmesi için Gazze’den Filistinlilerin boşaltılması konusunda anlaşmışmış! İstanbul’a getirilenlerde Gazze’den çıkarılanlar!
Sağlık Bakanımızın açıklamalarından bildiğimiz üzere tedavi amaçlı Filistinliler Türkiye’ye getirile bilinmişse bu gruplar neden Ruanda üzerinden transfer ediliyor sorusu ister istemez akla geliyor. Gazze, Filistin bizimle komşu olmadığından oradan gelecekler uluslararası kurallara göre mülteci statüsünde sayılamayacağından böyle dolambaçlı bir formüle gerek duyula biliniyormuş!
Öyle yada böyle eğer Ruanda üzerinde Türkiye’ye getirilenler Filistin’den çıkarılanlar ise bu durumun ilerde Türkiye Cumhuriyeti için ciddi bir sorunun kaynağı olabilir; Türkiye, Gazze’nin boşaltılması sonucu İsrail’in bölgeye yerleşmede işini kolaylaştıracağından işbirliği yapmakla suçlanabilir.
Ayrıca bu ne perhiz hesabı görünüşte bir yandan Filistinlilere kucak açarken diğer yandan bölgeden insanları azaltılmasına katkı sağlamakla İsrail’in ekmeğine yağ sürüyoruz diye de yorumlanabiliyor.