Türkiye'nin hem dış politikası hem de ekonomik politikaları maalesef ehil ellerde değil. Cumhurbaşkanımızın yatırımları durdurduk ifadesi son derece tehlikeli bir açıklama olmuştur.
Bu yönlendirmeyi yapan ekonomik danışmanlar kesinlikle hata yapmışlardır. Tıpkı McKinsey meselesinde olduğu gibi.
Eğer bir ülke yatırımları kendi ülkesinde durduracak ise yabancı sermaye niçin ülkemize yatırım yapsın ki?
TÜRKIYE ekonomisi üreten bir ekonomi modeli yerine tüketen bir ekonomi modeli olarak dizayn edildi. Bu nedenden dolayı sadece sıcak para girdisi ve Merkez Bankası faizlerinin yükseltilmesi ile para akışı sağlanarak geçici çözümler aranıyor.
Diğer yandan, TÜRKIYE, ABD ile bir kavgaya sokuluyor. BRUNSON denen bana kalırsa oldukça suçlu olan bir papaz yüzünden ekonomik sıkıntı çekiyoruz.
Bu kavga da kullanılması gereken argümanlar kesinlikle ekonomik parametreler olmamalıdır. Bunun nedeni ise ABD ekonomisi ile Türkiye ekonomisinin büyüklüğüdür. Şimdi kısaca ekonomik verilere bir bakalım. (Bu veriler 2017- 2018 yıllarını kapsamaktadır)
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) sıralamasına göre şu an Dünya’nın en büyük ekonomisi konumundadır.
1- ABD, 18 Trilyon 37 Milyar Dolar
2- Çin, 11 Trilyon 8 Milyar Dolar
3- Japonya, 4 Trilyon 123 Milyar Dolar
4- Almanya, 3.3 Trilyon,
5- İngiltere 2.8 Trilyon,
6- Fransa 2.4 Trilyon
7- Hindistan 2 Trilyon,
8- İtalya 1.8 Trilyon,
9- Brezilya 1.7 Trilyon
10- Kanada 1.5 Trilyon ile ilk 10 sırayı oluşturmakta.
Türkiye, GSYH sıralamasında şu an itibariyle bu listenin 718 Milyar Dolar büyüklüğü ile 18. Sırasında bulunuyor. Neredeyse ilk on sıradaki ülkelerin toplam ekonomik gücüne sahip olan bir ABD ile ekonomik restleşme içine sokulduk.
Yani 18 Trilyon 37 milyarlık ekonomik güce sahip ABD ile 717 milyar dolarlık ekonomik güce sahip Türkiye karşı karşıya geliyor.
Hangi Ekonomi uzmanı buna evet diyebiliyor. ABD'nin ekonomik ambargosuna biz kalkıp ekonomik ambargo ile karşılık veremeyiz. Peki, çözüm nedir?
Çözüm düşmanın en zayıf bölgesine taarruzdur. Bu da ABD'nin ülkemizde bulunan üsleridir. Eğer BRUNSON ve diğer meselelerde devlet olarak ABD'nin en zayıf noktasına vurabilseydik, bugün BRUNSON meselesi dâhil pek çok mesele çok rahat bir şekilde çözülürdü.
Değil ABD'nin YPG'ye yardım etmesi, Kendi ülkelerinde dahi YPG'ye nefes aldırmazlardı.
Ancak Türkiye 'de BAŞKAN danışmanları kesinlikle stratejik hata yapıyorlar.
Bu hataları maalesef Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ödüyor.
Suat Zor