ABD Başkanı Trump henüz seçilmeden önce Körfez ülkelerinden tam olarak 19 trilyon doları alacağını ifade etmişti. Zaten şu anda ABD'nin toplam borcu 20 trilyon dolar civarındadır. Bu şu anlama geliyor; ABD kendi borcunu Körfez ülkelerinden tahsil edecektir.
Ancak Körfez ülkelerinden böyle yüklü bir paranın alınması bu ülkelerin bütün ekonomik dengelerini sarsacaktır.
Özellikle Katar operasyonu ABD'nin eliyle gerçekleştirilmiştir.
Peki, son dönemdeki Suudi Arabistan'da meydana gelen değişmeler nasıl değerlendirilmelidir?
23 Ocak 2015'te Kral Abdullah'ın ölümünden sonra tahta geçen Salman bin Abdülaziz el-Suud, veliaht değişimine gitmişti.
Kral Salman tahta geçtiğinde üvey kardeşi Mukrin Bin Abdülaziz veliaht prens ilan etmişti. Ancak Salman, 2015’te kardeşini veliahtlıktan aldı. Yerine öz kardeşi Nayef bin Abdülaziz’in oğlu Muhammed bin Nayif’i veliaht yaptı; ikinci veliahtlığa ise kendi oğlu Muhammed’i getirdi.
Daha sonra ise Muhammed bin Selman veliahtlığa seçilmiştir. Muhammed bin Selman ise Global gücün bir oyuncağı haline gelmiştir. Yaklaşık bir sene önce ABD'ye gidip Trump ile görüşerek, Arap dünyası ve Körfez ülkeleri ile gereken planları yaptılar.
Öncelikle, Muhammed bin Selman, Yemen savaşını ABD'nin istediği boyuta taşıyarak, Iran ile ilgili planları harfiyyen uyguladı.
Akabinde, Katar’a operasyon düzenledi. Bu operasyon, Türkiye sayesinde geri tepince yaptığı işin yanlış olduğunu ifade eden herkesi tutukladı.
Din adamlarını, askerleri ve entelektüel birikimi olan herkesi tutukladılar. 4 bakan ve 11 prens tutuklanmis ve bir tanesi de öldürülmüştür.
ABD'nin istediği tek şey petrol ve dolardır. Bunu almak için Muhammed bin Selman bütün iş adamlarını zengin olan prenslerin tüm mal varlıklarına el koymuş durumda.
Aynı zamanda Usame bin Ladin'in bütün şirketlerine el konulmuş durumda. Sadece prens Velid'in mal varlığı 20 milyar Dolar’dır. Şu anda bin yedi yüzden daha fazla hesaba el konulmuştur.
Bunun anlamı şudur ki ABD Suudi Arabistan’ın 2 trilyon dolarlık bir servetine yasal eşkıyalık ile el koymuştur.
Meselenin ikinci boyutunda ise şu gerçek vardır.
ABD, Vahhabi geleneğinden gelen sözde mücahitleri artık istemiyor. Bu yüzden Yeni veliaht ile ılımlı Müslümanlığa geçmek istemektedir.
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE NELER OLABİLİR
1- Radikal Vahhabi grupları, bu durumu kabul etmeyecek ve karşı bir hamlede bulunacaklardır. Ve Suudi Arabistan'da iç karışıklık oluşturulacaktır. Genç veliaht durumun hiçte farkında değildir.
2- Suudi Arabistan'daki karışıklık özellikle Siyonist İsrail'in istediği bir durumudur. Çünkü Bu devlet Filistin meselesi için hassasiyet göstermiştir. Ve Filistin'e maddi ve manevi yardımda bulunmaktadır.
3- ABD'nin asıl isteklerinden biri de Varlık Fonlarına el koymaktır. Çünkü hem Suudi Arabistan ve hem Katar gibi ülkelerde ki varlık fonu ciddi rakamlara tekabül etmektedir.
Eşkıya Amerika bütün bu varlığı bir kendini bilmez prens ile ele geçirmek istemektedir.
4- Bütün bu operasyonların bir ucunda ise Türkiye vardır. ABD'nin her hamlesi Türkiye'nin ekonomisine darbe vurmak üzere kuruludur. Dolayısıyla Arap sermayesinin önü kesilerek Türkiye'ye sağlanan sıcak para girdisi devre dışı bırakılmak istenmiştir.
Cenab-ı Hak devlet ve milletimizi korusun.
Suat ZOR