Trump hiç bir gerekçe göstermeden Iran Ordusunun en önemli bir bölümünü terör listesine aldı. Bunun anlamı şudur; İran da terör listesindedir artık.
Peki ABD hangi kriterleri baz alarak bu şekilde bir karar almıştır? Bu kriterlere bir göz atalım.
ABD Dış işleri Bakanlığı, bir örgütü terör listesine alabilmesi için üç önemli kriteri esas alır . Bu kriterler şöyledir.
1- Bu terör örgütü ABD toprakları dışında olması gerekir.
2- Bu örgüt terör faaliyetlerini devam ettirmesi gerekir.
3- Bu terör örgütünün faaliyetleri ABD'nin ulusal çıkarlarına ve ulusal güvenliğine karşı olmalıdır.
Bu kriterler gereği eğer bir terör örgütü ABD'nin ulusal güvenliğine zarar vermiyorsa Dünyayı ortadan kaldırmaya teşebbüs etse bile terör listesine alınmaz.
Bu kriterler neticesinde ABD , Devrim muhafızlarını terör listesine almıştır.
Peki niçin İran'in asıl ordusu değilde Devrim muhafızları terör lisesine alındı. Bunun nedenleri üzerinde duracağım.
a- Devrim muhafızları Iran Ekonomisinin %60 nı elinde tutmaktadır. Savunma bütçesinden en büyük payı alan Devrim Muhafızları Ordusu, bütçeden ayrılan pay dışında ülke genelinde sahip olduğu ulaşım, enerji, altyapı ve telekomünikasyon sektörlerindeki şirketlerinden de önemli gelir elde ediyor.
Bu şirketlerin başında Hatemul Enbiya Yapı Karargahı geliyor. Bu kurumu ABD ile bazı Avrupa ülkelerinin yaptırım listesine aldığı hava yolu şirketi Mahan Air ve ABD yaptırımlarını aşabilmek için önemli role sahip olan ve Kudüs Gücü'ne bankacılık hizmetleri veren Ensar Bankası izliyor.
Enerji şirketi Oryantal Oil Kiş, inşaat alanında faaliyet gösteren Kaim Yapı Karargahı gibi şirketler de Devrim Muhafızları Ordusunun büyük şirketleri olarak öne çıkıyor.
Bu şu anlama geliyor. Iranla ticaret yapan herhangi bir ülke mutlaka DEVRİM muhafızları ile temas kuracaktır. Bu durumda terör örgütü kapsamına o ulke de girecektir.
Bu son derece trajikomik bir durumdur. Bundan dolayı İranin ticaret faaliyetleri tamamen sıfırlanmak istenmektedir.
Elbetteki bu durumdan en fazla Türkiye etkilenecektir.
b- DEVRİM muhafızlarının sayısı takriben 150 bin civarında bulunmaktadır. Ancak bu Iran içindeki sayısıdır. Bir de iranin dışında temas kurduğu ülkelerde yaklaşık 250 bin kişilik bir zorunlu/gönüllü bir personeli vardır.
Asıl ABD 'yi bu durum rahatsız etmektedir.
Böyle bir güç varken ABD bu bölgede rahat nefes alamayacaktır.
c- DEVRİM muhafızları ;Kara , Hava ve Deniz kuvvetlerinden oluşmaktadır.
Bu yapıya KUDÜS GÜCÜ denilen operasyonel bir yapı bağlıdır. Bu Iranin yurt dışı operasyonlarını yürütmektedir.
Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani 'dir.
Kudüs Gücü direk Hameneye bağlıdır.
d- BESİÇ hareketi denilen milis ve sivil milyonlarca insan DEVRİM muhafızlarına bağlıdır. Bu yüzden DEVRİM muhafızları Iran'ın Ekonomik, Sosyal, Kültürel, Uzay çalışmalarına kadar perspektifi geniş bir alanı içine almaktadır.
İran da ABD'nin bu kararına karşılık ABD ordusunu Terör listesine aldı.
Bu şu anlama geliyor; ABD askerleri nerede görünürlerse vurulabilirler.
Ortadoğu son derece tehlikeli bir duruma doğru gitmektedir.
15 NİSAN da ABD; almış olduğu bu kararı yürürlüğe koyacak. Dolayısıyla bu tarihten itibaren çok sıcak gelişmelerin olabileceği söz konusudur.
Hem İran da hem ABD de karşılıklı saldırılar gözlenebilir. Özellikle Iran'ın etkili olduğu, YEMEN, IRAK, SURİYE gibi yerlerde büyük saldırılar olacaktır.
Buna karşılık Ortadoğuda ABD'nin etkin olduğu her noktada ABD personelini büyük tehlikeler beklemektedir.
Uluslararası Hukuka karşı olan ABD'nin bu durumunun mutlaka düzeltilmesi gerekir.
Aksi taktirde Israili korumak isteyen ABD kendi ülkesini ateşe atacaktır.
Cenab-i Hak her türlü zulümden bütün insanlığı muhafaza eylesin inşallah.