Türkiye
Giriş Tarihi : 16-05-2016 16:03   Güncelleme : 16-05-2016 16:03

Haberexen Hiç Değişmeyecek...

MHP ÜZERİNDEN AK PARTİ’YE ÇAKIYOR! Haberexen’in Aksiyoncu yazarı Emin Akdağ, MHP üzerinden AK Parti’ye sallayarak Devlet Bahçeli’nin AK Parti’ye kıyak geçtiğini yazdı

Haberexen Hiç Değişmeyecek...
MHP ÜZERİNDEN AK PARTİ’YE ÇAKIYOR! Haberexen’in Aksiyoncu yazarı Emin Akdağ, MHP üzerinden AK Parti’ye sallayarak Devlet Bahçeli’nin AK Parti’ye kıyak geçtiğini yazdı. Paralelci basın yayın organlarında adına çok sık rastgeldiğimiz Emin Akdağ, uzun süre Cemaat gazetelerinde yazdıktan sonra Haberexen’deki ilk yazısında belirttiği gibi Samsun’a gelerek Haberexen sahibi Mustafa Çakır’a destek vermek üzere burada yazmaya başladı. Uzun süre Aksiyon Dergisi editörlüğünü de yapan Adağ’ın Haberexen’deki ilk icraatının MHP üzerinden AK Parti’ye çakmak oldu. Akdağ’ın Haberexen’i ele geçirmiş olması Mustafa Çakır’ın son zamanlardaki aklı selim tarzıyla büyük çelişki taşıması bir yana, uzun süre Zaman Gazetesi Samsun temsilciğini yapmış bir isim olan Akdağ ile yan yana anılması da kendisine kol kanaatlerin başını hayli ağrıtacağa benziyor. İşte Emin Akdağ’ın Haberexen’deki haberinden öne çıkan bölümler; 1999’dan 2016’ya: MHP Nereden Nereye Koşuyor? 1999’dan 2016’ya: MHP Nereden Nereye Koşuyor?MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 2002, 2007 ve 2015’te AK Parti’ye üç önemli siyasi kıyağı oldu. Tam da muhaliflerin kongre baskılarıyla bunalmışken, bu kez AK Parti çevreleri ona destek çıkıyor. Haberexen.com/Emin Akdağ 2002’DE ERKEN SEÇİMİ İLK BAHÇELİ TELAFFUZ ETTİ Bahçeli’nin ilk mühim etkisi, Türkiye’nin erken genel seçime gitmesinin yolunu açtığı 2002 yılında gerçekleşti. Büyük başarı yakaladıkları 18 Nisan 1999’daki seçimin üzerinden henüz 4 yıl geçmemişti. Şöyle bir hatırlarsak, 18 Nisan’ın yüzde 22,19’la birincisi Bülent Ecevit yönetimindeki Demokratik Sol Parti (DSP) idi. Yüzde 17,98’le MHP ikinci sıradaydı. DSP 136, MHP ise 129 milletvekili çıkarmıştı. Yüzde 15,41’le Fazilet Partisi (FP) üçüncü; 13,22’iyle Anavatan Partisi (ANAP) dördüncüydü. 12,01’le Doğru Yol Partisi (DYP) beşinci olabilmişti. Ve müthiş bir sürprizle karşılaşılmıştı: Deniz Baykal liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 8,71’le barajın altında kalmıştı. DSP, “inanca-dine saygılı laiklikle” solda zirveye oturmuş; MHP ise “koyu milliyetçiliğini biraz gevşetebilmesi şartıyla” merkez sağda kendine alan bulma şansı yakalamıştı. Ancak MHP, daha doğrusu Bahçeli bu fırsatı iyi değerlendiremedi. Gerçi bunda hesap dışı faktörlerin tayin ediciliği söz konusuydu. 17 Ağustos 1999 Marmara depremi ülkeyi sekteye uğratmış; Şubat 2001’deki ekonomik krizle işler iyice tersine dönmüştü. Her anlamdaki belirsizlik ve istikrarsızlık hat safhadaydı. 2007’DEKİ 367 KRİZİ AK PARTİ’Yİ KİLİTLEDİ AK Parti 363 milletvekiliyle dilediği yasayı Meclis’e sunabiliyordu. Fakat Köşk’te 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer oturmaktaydı. Pek çok yasayı veto etti ve üçlü kararname gereken üst düzey atamaları bekletti. Önemli makamlar mecburen vekaletle yürütüldü. Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007’de dolacaktı. AK Parti’nin adayı ilk turda olmasa da azami 3’üncü turda 11’inci Cumhurbaşkanı unvanını elde edebilecekti. Demokratik Parlamenter Sistemimizin o vakte kadarki en sarsıcı krizini tadacağı nereden bilinebilirdi ki? Yargıtay’ın eski Başsavcılarından Sabih Kanadoğlu’nun 26 Aralık 2006’da ileri sürdüğü prosedür Abdullah Gül’ün seçilme sürecini tıkadı. Meclis’te toplantı yeter sayısının 367 olduğunu söylüyordu Kanadoğlu. Oysa iç tüzükteki madde 184 kafi diyordu. 367 karar yeter sayısıydı. Oylamaların ilki 27 Nisan 2007’deydi. CHP Genel Kurul Salonu’na girmeyince 367 koşuyu sağlanamadı. CHP’nin başvurusuyla gözlerin çevrildiği Anayasa Mahkemesi ’nin (AYM) kararı da Kanadoğlu’yla paraleldi. Böylece Köşk oylaması durdu. 27 Nisan gecesi Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde e-muhtıra denilen hükümete tepki bildirisi yayımlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir numaralı ismi Orgeneral Yaşar Büyükanıt, metni bizzat yazdığını duyurdu. MHP KRİZİ ÇÖZMESİYLE GÜL CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLDİ 2007’nin 22 Temmuz’un da tek çare sineyi millet devredeydi. AK Parti sandıktan tarihi zaferlerle ayrıldı. Oyların yüzde 46,58’i onundu, 20,88’i de CHP’nin. MHP 14,27’iyle artık ben de varım diyordu. Ve Cumhurbaşkanlığı kilidini açacak parti olacaktı. AK Parti’nin adayı yine Gül’dü. Bahçeli ve arkadaşları oylamada salondaki koltuklarına oturarak 367 krizini çöpe attı.  Bu, Bahçeli’nin AK Parti’nin kaderinde müspet rol oynayan ikinci adımıydı. 29 Ağustos 2007’de Gül, 11’inci Cumhurbaşkanı seçildi. 2008’DE AK PARTİ’YE ŞOK KAPATMA DAVASI Yalnız karmaşa henüz tümüyle yok olmamıştı. 22 Temmuz’da neredeyse oyların yarısına layık görülen AK Parti hakkında kapatma davası açılabildi. Neyse ki AYM, 6’ya 5’le iktidar partisine derin bir nefes aldırdı. Kapatma için en az 7 üyenin kapansın demesi lazımdı. Ancak unutulmamalı ki, yüksek mahkeme, AK Parti’nin “laikliğe karşı odak olduğu iddiasına” onayladı. 2011’DEKİ KASET OLAYIYLA ARALAR AÇILDI 12 Eylül 2010’daki Anayasa değişikliği paketinin oylandığı referandumda MHP, AK Parti’nin söylemlerine 180 derece zıt politika izledi. Buna rağmen yüzde 58’le paket onaylandı. 12 Haziran 2011’deki genel seçimlerde de MHP ile AK Parti arasında soğuk rüzgârlar esti. Kimi MHP’ler aleyhindeki kasetler gerginliği tırmandırdı. AK Parti 49,83’lük yüzdeyle zaferlerine ikincisini ekledi. MHP’nin yüzdesi 13,01’e inerken CHP 25,98’e yükseldi. İktidar ve ana muhalefet çok rahatlıkla yeni anayasa yazacak çoğunluktaydı ama Meclis’te grup oluşturan dört partinin de yemekte tuzu olması yeğlendi. Ne yazık ki komisyon oturumlarında olumlu bir sonuca varılamadı. ERDOĞAN’A KARŞI CHP’EYLE ORTAK ADAY  MHP, AK Parti’nin 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarıyla “bana darbe yapıldı” söylemine inanmadı. İlgili dört bakanın Yüce Divan’da yargılanmasını istedi. 10 Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP’eyle ortak aday gösterdi. Halkın Demokrasi Partisi’nin (HDP) adayı da eş genel başkan Selahattin Demirtaş idi. Recep Tayyip Erdoğan ilk turda ipi göğüsleyip 12’inci Cumhurbaşkanı oldu. Ahmet Davutoğlu ise AK Parti’nin Erdoğan’dan sonraki genel başkanı ve Başbakan’dı. SESSİZLİĞE BÜRÜNEN AK PARTİ’YE 7 HAZİRAN GECESİ ÜMİT OLDU  7 Haziran 2015 genel seçimlerinde 2002’ün 3 Kasım’dan beri sürdürdüğü tek başına iktidar olma yetkisini kaybetti AK Parti. 13 yılın ardından koalisyon ihtimali belirdi.  AK Parti yüzde 40,87’iyle 10 puanlık düşüşle yüzleşti. Erdoğan’a hitaben en kısa grup konuşmasında “seni başkan yaptırmayacağız” diyen Demirtaş’ın partisi HDP yüzde 13,12’lik oyla beklentilerin fevkinde desteğe erişti. MHP yüzde 16,29’la oy artışı içindeydi. Buna karşın Devlet Bahçeli, “tabiri caizse” AK Parti’ye üçüncü siyasi kıyağını yaptı. Seçim gecesi iktidar partisinde derin sessizlik hüküm sürerken, koalisyonda yer almayacaklarını peşinen açıklayıp derhal erken seçimden söz etti. Akabinde Meclis Başkanı seçiminde de AK Parti’nin elini güçlendirecek strateji güttü. Uzun koalisyon müzakereleri anlaşmazlıkla neticelenince Türkiye 5 ayda iki genel seçime şahit oldu. Kürt probleminin çözümüne dair masa devrilmiş, PKK terörü tekrar hortladı. AK Parti 1 Kasım 2015’te 10 puanlık kaybı telafi etti. Yüzde 49,47’iyle 317 vekile sahip oldu. MHP yüzde 16,29’dan 11,90’a eridi. HDP’eyse 10,75’likyüzeyle barajı bu defa zor geçebildi. MHP’NİN KONGRESİNİ KONUŞURKEN AK PARTİ KONGREYE GİDİYOR Tablo MHP’deki muhalifleri hareketlendirdi. Yeteri kadar delege olağanüstü kongre için imza verdi. Olay yargıya taşındı. Başta Meral Akşener muhalif adaylar, kongrenin ilgili yerel mahkemenin atadığı kayyımlarca kararlaştırılan tarih 15 Mayıs 2016’da pratiğe dönüşmesini istiyor. Top şimdi Yargıtay’da. İlginçtir bu kez AK Parti çevreleri muhaliflere çok sert çıkan hatta onları hainlikle itham eden Devlet Bahçeli’ye açık desteklerini bildiriyor. Tam MHP nasıl gelişmelere gebe derken, 22 Mayıs’ta AK Parti’nin olağanüstü kongreye gitme durumu ortaya çıktı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel başkanlığı ve başbakanlığı bırakıyor. Anlaşılan o ki, siyaset bu yaz hayli ısınacak. Haberexen.com/Emin Akdağ
adminadmin