Hukuk sistemimizde her olay kendi içerisinde ayrı olarak değerlendirilir. Bu ceza davaları için böyledir, hukuk davalarında veya idare mahkemelerinde emsal olabilecek kararlar tabiki söz konusudur fakat bu yazımda ceza davalarını ele alacağım. Uzaktan bakıldığında aynı gözüken iki olayın birinde mahkeme beraat kararı verirken diğerinde cezaya hükmedebilir. Bunun sebebi her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesidir. Bütün hukuki sürecin sırrı detaylardır.
Örnek vermek gerekirse;
İki kavga olayında şüphelilerden birisinin ceza aldığını diğerinin ise beraat ettiğini farz edelim. Birinci olayda şüpheli, yolda yürürken kaldırımda durmakta olan işçiyi ittirerek yaralamış ve hakaret etmiş olsun. Bundan dolayı şüpheli hakaret ve kasten yaralama suçlarından ceza almaktadır hatta işçi iş gücü kaybına uğramışsa zararlarını da tazmin etmekle yükümlüdür.
İkinci olayda ise yolda yürüyen şüpheli kimseye, bir dükkanın önündeki işçinin tahrik edici şekilde konuştuğunu ve saldırganlık gösterdiğini farz edelim. Buna karşın yine şüphelimiz, bu işçiyi ittirerek yaralamış ve hakaret etmiş olsun. Bu durumda şüpheli olarak gözüken kişi aslında olayın mağdurudur, bu gibi durumlarda mahkeme, olayı genel olarak değerlendirmeyerek detaylara bakar. Kanunlar çerçevesinde baktığımızda buradaki şahıs kendisini müdafaa etmek amacıyla, üzerine yönelen saldırıyı def etmek için zaruri olarak güç kullanabilir. Bu durumda hukuka uygunluk nedeni oluşur ve saldırı, yaralama gibi fiillerden ceza almayabilir. Ayrıca haksız tahrik hükümlerince de alacağı ceza hafifletilebilir. Olay anında kendisine edilen hakaretten dolayı aşırı sinirlenmek ve kontrolünü kaybetmek bir indirim sebebi olarak değerlendirilebilir.
Kısacası, salt olarak bakıldığında suç gözüken birtakım fiiller, şartlar sağlanmışsa suç olmaktan çıkabilir. Bir hırsızı durdurmak için güç kullanarak yaralayan bir kimse ile, durup dururken başkasına saldıran bir kimse; Türk Ceza Kanununun 86/1 Maddesindeki kasten yaralama suçundan aynı cezayı almayacaktır.
Bazen suç işlemiş gibi gözüken fakat daha sonra ceza almayan kimselerin olaylarını görmekte ve hayret etmekteyiz fakat olayın detaylarına baktığımızda işin rengi değişebiliyor. Kaldı ki Türk Ceza Kanunu her zaman masumluğu araştırmakla görevli kılınmıştır. Esas olan suçluluk değil masumluktur. Buna hukukta masumiyet karinesi denir. Kısacası ‘’ herkes suçluluğu kanıtlanıncaya kadar masumdur ‘’ der kanunumuz. Bunun yanında tabi her zaman olduğu gibi bu durumunda olumlu ve olumsuz yanları olacaktır. Bu konuya başka bir yazımda detaylıca değineceğim. Kusursuz bir hukuk ulaşılması amaçlanan hukuktur.
Siz değerli okurlarıma, Türk hukuk sistemimize farklı bir açıdan bakabilmeniz adına küçük bir detay aktardım. Bu detayla birlikte bir de hayatın içinden tavsiyemi sunayım; kimseyi anlamadan ve dinlemeden yargılamayın, asla ön yargılı olmayın. Önünüze gelen düşmanınız da olsa, en iyi dostunuz da olsa her zaman iki tarafı da dinleyin daha sonrasında kendi kararınızı verin.
Tüm okurlarıma; kusursuz, hakkaniyetli ve adaletli günler diliyorum.
Her durumda olduğu gibi haklarınızı bilmeniz sizi en güçlü mertebeye ulaştıracaktır. Bu durumun sağlanabilmesi ve toplumumuzun daha bilinçli olabilmesi için elimden geleni yapmaktayım. Her hafta yazılarımı takip ederek hukuk alanında daha fazla bilgiye ulaşabilir ve her daim haklılığınızı savunabilirsiniz. Aklınıza takılan her sorunuzu tarafıma iletebilirsiniz. Tüm okurlarıma sevgi ve saygılarımla…
‘’ Herkes için adalet, adalet için avukat! ‘’
Bize ulaşabilmeniz için iletişim kanallarımız:
Avukat Muhammed Oğulcan EKİZ
Telefon : 535 240 96 20
Mail : [email protected]
Instagram : Av_Ogulcan