DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
İlknur ESKİOĞLU
İlknur ESKİOĞLU
Giriş Tarihi : 08-02-2021 07:47

Kadının Terazisi

     Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva (a.s) yasak ağacın meyvesinden yedikleri için açılan mahrem bölgelerini, yapraklarla örtmeye çalışmışlardı. Hayâ duygusu insanın fıtratında vardır. Çıplak olmak, vücudun belli yerlerini teşhir etmek de ahlâk duygumuza aykırıdır. Bebek doğar doğmaz örtüye sarılır. Çünkü insan bedeninin teşhir edilmeye müsaade edilemeyecek kadar mukaddes, kıymetli bir emanet olduğunu biliriz. Ondandır bu sakınışımız!

 

      Biliyoruz bilmesine de her gün bir önceki güne kıyasla bildiklerimizin üstünü örterek ömrü heba ediyoruz. Bedenlerimizi örtmek yerine, ilmin üstünü örtmek ne hâzin bir gidişât böyle(!) Âyeti başına örtü yapan kadınların varlıkları ile yoklukları arasında bir fark yok. Böyle çelişkili bir düzensizliğin içindeyiz.

 

      Terazinin bir kefesinde beden elbisesi, diğer kefesinde de takva elbisesi var ve biz bu teraziyi dengede tutamıyor, terazinin itidâl noktasını bir türlü yakalayamıyoruz. Kalbin imana ve takva elbisesine bürünmüş olması bâtın; bedenin elbiseye bürünmüş olması ise zâhirdir. Kadın, zâhir ile bâtın arasındaki dengeyi kuramayınca hâliyle terazinin iki kefesi de eşitlenemiyor. Elbette imanlı bir kalbe mâlik olan kadın, başörtülü olmayabilir veya başörtülü bir kadın, takva ehli olmayabilir. Lâkin Kural koyucu, koyduğu kuralları kulunun üstünde görmeyi ister. İyi hâsletlerin gizli kalmasını istemez, açığa çıksın ister. Buna mukâbil âşikâr olan bedenin elbisesi de bâtına tesir etsin, takva elbisesiyle bir bütün olsun ister.

 

     Tek eksiği başörtüsü olan kadınlar da var; başörtüsü üstünde iğreti duran kadınlar da var. Kendilerini örtülü sanmalarına rağmen çıplak görünen, terazinin dengesini alt üst eden kadınlar!..  Başörtüsü ne güneşten ne de yağmurdan korunmak için bir şemsiyedir. Başörtüsü, Allah’ın (c.c) emrettiği farzı başında, zâhiri ve bâtını ile beraber tüm veçhesiyle taşıyabilmektir.

 

      Birine hediye vereceğimiz zaman hediyenin yarısını paketleyip diğer yarısını vâzıh bir hâlde bırakabilir miyiz hiç? Görünmesin diye tamamını hediye paketiyle örteriz, itina gösteririz. Alelade olsun istemeyiz. Fakat hediye paketi misâli olan kadın, bedenini tamamıyla örtebilmek için itina gösteremiyor. Tesettürü, farzdan ziyade tarz hâline getirmenin manası da ne oluyor? Tesettür, estetik meram güdülecek bir emir değildir.

 

      Şeffaf bir muşamba masaya örtüldüğünde nasıl ki masayı bizâtihi olarak ifşa ediyorsa; tesettür modası adı altında bir garâbet de aynı şekilde kadın vücudunu ifşa ediyor.  Tesettür modası adı altında pazara sunulan boynu, gerdanı, kulağı kapatmayan, başın ortasına tekâbül eden kısmında taşlı süsleri olan bone veya başörtüsünün enseye bağlanması, boynu örtmeksizin sırt kısmına doğru sallandırılması (yarım başörtü) cahiliye döneminde ve başörtüsü farz olmadan önceki dönemde uygulanan bir örtünme şeklidir.

 

      Başörtüsü tarz olmadığı kadar ninelerimizden, annelerimizden görerek yapılagelen bir anâne de değildir. Başımızın üstündeki; Allah’ın (c.c) emridir. Bu emri başımızın üstünde taşımaya çalışırken bedenimizi de sekülerleşmenin eline teslim edince kadının terazisi de hâliyle sarsıntı yaşıyor. İğreti bir başörtü bağlama şekli, bedenin bile üstünde taşımaktan hayâ ettiği ama ruha tesir etmeyen bir renk cümbüşü içine düşmüş, vücudu örtmek şöyle dursun ana hatlarıyla gösteren elbise, abdestin nurundan ziyâde makyaj maskesiyle silüeti gizlenmiş bir yüz! Sürülen rujun rengi uzaktan görülen trafik ışıklarından da fazla göz kamaştırıcı! Podyumda tesettür defilesi yapan, başörtülü çıplak bir manken görseli ortaya çıkmıyor mu?

 

      Tesettür ile beraber moda, podyum ve defile kavramlarını bir arada kullanmak göz ardı edilemez bir mevhum ve kuruntudur. Moda değişir fakat tesettürün şiârı değişmez. Modaya ayak uydurma merakı, Allah’ın (c.c) lanetini göze almak olmuyor mu? Kadın iffetini korumaktan imtina ediyor. Kadın şehvet esiri değil, şefkat eseridir. Kadın bir madde, bir eşya değil, emanettir. Meleğe benzetilir kadın! Meleğe benzetilen kadın, beyaz ve uzun bir elbiseyle şuurlara yerleşmiştir. Lâkin şuur terazisi de yolunu şaşırdı artık.  Beyaz ve uzun elbisesi olan melek kadın, tüm haklarından feragat etti. Yerini kararmış, zelil bir modaya bıraktı. Bu moda kadının nikbinliğine de prangalar vurdu. Uğruna dağlar aşılacak kadar kıymetli olan kadın, şimdi uğruna dağları aşan erkeğin yerine geçti. Kadın, giyimiyle erkeğe benzemeye çalışıyor. Beden elbisesi, ruh elbisesine de tesir edince kadın erkeksileşiyor ve bunu da marifet sanıyor.

 

      Bedeni bu denli teşhir etmek ve Allah’ın (c.c) âyetini modaya uydurmak yenilik, medeniyet ve özgürlük olarak görülüyor. “Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, desenize hayvanlar bizden daha medeni” diyerek serzenişte bulunmamak mümkün mü?..

 

      Her milletin inancı, milli ve manevi değerleri, anânesi, âdetleri kendine mahsustur. İslâm’ın kendine mahsus olan tüm bu hâsletleri batıyı taklid etme garâbeti yüzünden yerle yeksan ediliyor. Kadınlar Avrupa kadınını taklid ediyor. Tesettür kıyafetleri, Allah’ın emri doğrultusunda olması gerekirken kapitalizm ve sosyalizm ve sekülerizmin konfeksiyonlara sunduğu kıyafet yığınları başa taç ediliyor. Moda İslâm’a değil de İslâm modaya uydurulmaya çalışılıyor.  Hâliyle “giyinik çıplaklar” adı altında “manken tesettürlüler” zuhur ediyor. Kadının nümayişi bu denli özünden sıyrıldı ne yazık ki!

 

      Bizler başörtüsü mefkûresini kazandık ama tesettür mefhumunu kaybettik. Başörtüsü uğruna idam edilen nice şehitlerimizin alın ve ecel terine lâyık olamıyoruz. Yine başörtüsü uğruna hor görülen kadınlarımızın ıstırabını unuttuk. Tesettürün ruhunu, ruhsuz batının oyuncağı hâline getirdik. Kapitalizmin, sosyalizmin, sekülerizmin narıyla yanıp kavruluyoruz. Avrupa hayranlığıyla dejenere olduk, bir alâmete doğru gidiyoruz.

 

     Umut ediyorum ki; modanın esaretinden kurtulup âyet-i kerimeye itaat edenlerimizin sayısı arttıkça artsın. Artsın ki; kadının terazisi her dem itidâl noktasını gözetebilsin. Allah’ın (c.c) emrini lâyığıyla yerine getiren, kara bulutların altındaki esaretten kurtaran hakk ve hakîkat âşığı kullardan olabilmek duâsıyla.

  İlknur Eskioğlu

NELER SÖYLENDİ?
@
Türkan 3 yıl önce
Yüreğine saglik kardeşim
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA