Murat AKMAN ismini hatırladınız mı?
Haklısınız. Nereden bilebiliriz ki, yâda nereden bileceğiz ki bu ismi?
Öyle değil mi?
Şehit...
Şehit Komando Er Murat Akman, Doğduktan bir kaç ay sonra çöp bidonuna bırakılmış ve çocukluğunu yetimhanelerde geçirmiş bugün ismini dâhi hatırlamadığımız bir kahraman, aslan parçası Akman...
Bu zamana kadar kaç ana kuzusunu..
Kaç kara sevdalının,kara gözlüsünü...
Kaç evladının rol modeli kahraman babasını şehit olarak albayraklar içerisine, CENNETE YOLCU ETTİK, biliyormusunuz?
Askerlik için yetimhaneden ayrıldıktan sonra yetim çocuklara yardım etmeye devam ederek, tüm maaşını yetimlere bağışlayan bir Türk askeridir, merhamet ve şefkat kahramandır, şehit Murat AKMAN...
İşte o kahramanın Şehit Murat Akman'ın katılacağı her operasyondan önce geri dönmeme ihtimali olduğu için bir mektup kaleme alarak o anki düşüncelerini yazdığı mektubu bölüğündeki bir askere şehit olmadan açılmaması şartıyla teslim ettiği mektup...
Okuyun...
Okutun...
Her bir satırı ders niteliğinde...
Ruhunuzla...
Kalbinizle...
Bütün azalarınız ile okuyun...
Ve siz kürsülerde, mangalda kül bırakmayan siyasetçiler, meşhur hatipler.
Bebek katilleri...
Kadın katilleri...
El ele, kol kola, diz dize milletin meclisinin çatısı altında
HAİNSİNİZ!!!!
KALLEŞSİNİZ!!!
KATİLSİNİZ!!!
Diyemeyen seçilmişler !!!
SİZLER DE OKUYUN...
OKUYUN!!!
OKUYUN!!!
Buyrun hep beraber...
Yüreklerimizi kanatırcasına...
Gözyaşlarımızı sel gibi akıtırcasına bir kez daha beraber okuyalım.
...................
Şehit Komando Er Murat Akman’ın Mektubu 1996
Bu yazı bir komanda er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.
İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. zaten pek de kalem tutmaz elim. silah tutmayı daha iyi bilirim. sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm ?
Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. gücü kadına yetenler. cebindeki on lirası için adam vuranlar. kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.
Bileniniz var mı ben kimi korumak için öldüm?
Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?
Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz. peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum. ben sizden razı oldum Allah da sizden razı olsun.
Bir kaç gün önce şehit olan 11 kahraman askerlerimize Rabbimden mağfiret dilerim. Yaralı olan aslan parçalarının da en kısa zamanda sağlıklarına kavuşup sevdiklerine dönmeleri dua ve niyazlarımı iletirim.
Vatan ve bu millet size minnettardır KAHRAMAN EVLATLARIMIZ.