Eskiden köylerde imece usulü, şehirlerde ise mahalle dayanışması yardımlaşması vardı. Kentleşmenin ortaya koyduğu göçler ile değişik bölge kültürlerinin bir arada yaşadığı, buralarda yaşayan toplumun kültürlerini unutmaya yüz tuttuğu, yardım ve dayanışmanın neredeyse hiç olmadığı bir zamana dönüştük..
Zamane toplumu 7/24 iş mesaisi, yaşanılan alanların sosyal seviyenin altında olması insanlarımızı içe kapanık, komşuluktan uzak, yardımlaşmadan bihaber, kimin eli kimin cebinde belli olmadığı bir yaşam haline gelmesine sebep olmuştur.
Yıllardır nefret ettiğim çalışma biçimi olan vardiyalı çalışma sistemi insanımızı hepten toplumdan uzaklaşmasına içine kapanık asosyal bir toplum, aile ve bireyler olmamıza neden olmuştur. Sadece bunlar mı? Elbette ki hayır!!! Tüm saydıklarımın yanında aile ziyaretleri, geziler de bireylerin sosyal hayattan kenarı çekilmesini sağlamıştır.
"Sabahın şerri gecenin hayrından iyidir" demiş atalarımız, geceleri insanları çalıştırmak sanki çok mu kârlı diyeceğim ama, ekonomik boyutun, imalat ve pazarlamanın, ayakta kalabilmenin sınırının olmadığı ve zor rekabet şartlarına maruz kalınan bu süreçte sanayicilerimiz uluslararası mecrada sürekli rekabet halinde oldukları için eleştirmek de istemiyorum..
Bunlar olumsuz yanı.
Gelelim olumlu ve güzel yanlarına...
Sevgili okurlarım takipçilerim, değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu hepimiz biliyoruz. Artık sosyalitemizi değiştirmek, kültürümüzü unutmamak ve nesillerimize aktarımını sağlamak için bir süredir yeni ve güzel ortamlar oluşmaya oluşturulmaya başlandığını gözlemliyorum. Bu güzel ortamlardan bir tanesi de Başkent Tokatlılar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği dir.
Geçtiğimiz günlerde Ankara'mızda Tokat Konağı açılışı yapılmış, açılışta Başkent Tokatlılar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr Yaşar Özgök, bey açılışta ki konuşmasında "herhangi bir beklentiye girmeden hizmet etmeye çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşu ve aynı zamanda Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği olduklarını" ifade etmişlerdir. Çok güzel çalışmalarına tanık olduğum dernek Tokat'tan Başkente okumaya gelen öğrencilerimize destek ve ikamet eden tüm hemşehrilerimize sosyal kültürel yaşantılarını idame ettirebilecek olanaklar sağlamaktadır.
Ve yine sosyal kültürel faaliyetleri ile adından sıkça söz ettiren bir STK’mızda Hanımeli Kültür Yardım ve Dayanışma Derneğimizdir.
Başkanımız Asiye MUTLU Hanım bilhassa hanımlarımızın sosyalitelerini artırmak, onların sorunlarına merhem, dertlerine deva olabilmek için varını yoğunu ortaya koyan bir kişiliğe sahip.
Derdi;
"MUTLU, HUZURLU KADIN, DAHA KALİTELİ BİR NESİL"
şiarıyla yola çıkmıştır. Yaptığı sosyal faaliyetler, kadın ve annelik üzerine seminerler, gezi programları gibi etkinlikleri ile adından söz ettiren bir STK konumuna gelmiştir.
Bu minval üzere geçtiğimiz günlerde dernek üyeleri ve aileleri ile beraber Konya gezisi düzenlemiş, günübirlik ziyaretler gerçekleştirerek hem Ankara'nın havasından bir nebze uzaklaşmış, hem de tarihi yerleri gezerek bilgi sahibi olduk.
Kısacası demem o ki, herkes bir STK da muhakkak görev almalı, kültürüne sahip çıkmalı, sosyal alandan çıkıp içe kapanmamalı, gençlerimiz için TÜGVA devasa bir hizmet alanı. Hanımlarımızın katılabileceği birçok STK mevcut. Herkese hitap eden muhakkak bir STK vardır. Bu yapılanlar içinde yer alarak hem çevre, hem sosyallik, hem de bilgi ve birikim elde etmiş olursunuz. Artık devir STK’laşma devri.
Burada STK’ların içinde yer alın derken amman dikkat devlet düşmanı, ihanet şebekesi olan ve kendilerini kripto gibi gizleyen STK’lara da dikkat edin.
Yazıma burada son verirken yakinen bildiğim bu iki STK’mıza da başarılar diliyor, siz kıymetli okurlarımı Allah'a emanet ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşmak üzere.
Nesibe TÜKEL