Zaman su gibi akıp geçiyor geçen her an ömrümüzden çalarken İslam alemi için büyük umutlar, büyük gelişmeler meydana getirmektedir. Bundan 50 sene öncesine dönüp baktığımızda devlet işlerine karıştırılmayan, kamuda iş verilmeyen, sanayileşme umudu olmayan, siyaset mekanizmasında yer verilmeyen, çözümü siyasete değil çatışmada arayan, eğitim seviyesi düşük sadece amelelik çiftçilik ile geçim sağlayan bir Anadolu toplumu vardı. Hedefi büyük olsa bile destek bulamayan, kendi imkânları ile yaptığı buluşları seri üretime geçirse bile bir süre sonra çökertilen, iflas etmiş bir tüccar haline getirilerek, özgüvenleri, girişimci ruhları yok edilen mucitlerimiz, tüccarlarımız vardı.
Dedik ya; zaman su gibi akıp gidiyor, günler günleri kovalıyor, aylar ayların ipini tespih tanesi gibi çekiyordu.
Bu aziz millet 7 asır boyunca âlemi İslam'a sancaktarlık eden bir milletti ve bu geçirilen süreç sancılı bir gebelikti.
Biri çıkacaktı "siz şeftali üretin, ne işiniz var motor üretmede" derken o motor üretecek; ürettiği motorları denizlerde, bahçelerde kullanım hizmeti yapacak bu hizmeti yaparken çıkarttığı pat-pat sesleri yankılanacaktı.
Seslerin yankılanması bir kenara biz motor üretebiliriz inancı özgüveni küllenmiş topluma nefesiyle üfleyip küllerin dağılıp yerini harlanmış bir ateşe bırakacaktı.
Artık üretebiliriz.
Evet.
Biz bunu yapabiliriz inancı ve özgüveni oluşacaktı.
O yine durmayacak, "üretmek yetmez, üretilen ürün en ucuza, en ücra köşelere kadar ulaşabilmesi için pazarlama, servis ve dağıtım yapılabilip, halkın hizmetine sunulabilmesi için altyapı hazırlanarak çok ortaklı şirket kurarak ticarette de varız" dedirtti.
Türlü engellerle karşılaştı ama o yılacak biri değildi ve yılmadı da.
TOBB başkanı oldu. Bürokraside var olmayı öğretti, yine engellenmeye çalışıldı; yılmadı, siyasete girdi. Devlet içinde var olmayı, devleti idarede söz sahibi olabilmeyi, devleti idare etmeyi öğretti. Aynı zamanda iyi bir askerdi, cesurdu, işgal edilen Kıbrıs'ımızda mehmetçiklerimizi uğurlarken Hava Kuvvetleri'ne dönerek "bize herhangi bir dış birlik saldırı yaptığı anda saldırı yapan gemiye bir kamikaze gibi dalış yapabilecek 10 pilotumuz bir adım ileri çıksın" dediğinde bütün pilotlarımızın bir adım öne çıkartarak kararlılığını ortaya koyarak dâhi bir komutan olduğunu gösterdi.
Allah(c.c) denilmenin yasak olduğu bir zamanda Meclis kürsüsünden "ben bu işleri Allah rızası için yapıyorum" diyerek toplumun tekrar yüksek sesle Allah (c.c) diye bilmesini sağladı.
O ER bakandı.
Evet; her şeye ER BAKIYORDU.
Milli görüş, âdil düzen artık Türk siyasi hayatında partiler üstü anlayış olarak yerini almış, inanan toplumun artık bir hedefi, mefkûresi oluşturulmuştur. İyi bir eğitimci kişiliğini burada gördüğümüz Erbakan hocamız; her geçen gün ortaya koyduğu fikirler İslam dünyasında da ışık saçmaya başlamıştır.
Ilımlılığı / Radikalliği ayaklarına paspas eden bir Erbakan vardı artık.
"Ne aman bize bir şey olmasın onlardan görüşelim" diyecek ne de; "Bu iş sadece silahlı mücadeleden geçer başka yol yok" diyecekti.
O, en zor olanın talibi oldu.
Hayatı boyunca ağzı açık, alıktan Mücahit olmaz!!!
Korkak Müslüman olmaz!!! diyerek cesaret ortaya koyacak. Diğer taraftan "Sen silahlı mücadeleye girdiğinde mücadele ettiğin zihniyete fabrikasında ürettiği mermiyi alacak; onun müsaade ettiği şekilde kullanabilecek, hem kan dökeceksin, hem bağımlı olacaksın. Bizler Müslüman olarak; iyiliği, güzelliği yayarak hakkın hâkim olmasını sağlamak için çalışmalar yapmalıyız" diyerek radikal unsurları siyaset yapmaya teşvik eden bir deha idi.
İlk yerli otomobil üretmiş ama engellenmişti, yine yılmadı.
Sayısız ağır sanayi fabrika temelleri atarak, gece araç farlarında atılan temeller ekonomiye can damarı olacak, fabrika yapan fabrikaların yolunu açacaktı.
Siyaset yaparken bile alay edilmeye, tehditlere, şantajlara boyun eğmedi.
"tek başınasın ne yapabilirsin!" diyenlere;
HER BAHAR BİR ÇİÇEKLE BAŞLAR!
efsane cümlesini söyleyerek azmini ve kararlılığını ortaya koymuş idi.
Bir masa etrafında yan yana dahi gelmesi zor olan ülkeleri bir masada toplayarak ve 8 leri kurmuş ve İslam Birliği'nin İlk birlikteliğini oluşturmuştur. Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk defa denk bütçeyi oluşturmuş işçi, emekli, memura devasa zam yapacak esnafını güçlendirip tüccarına büyük imkânlar sağlayarak; üretim, ihracat bu üretim ihracat boyutlarında yükselmesinin sağlamıştı.
O Erbakan'dı ve efsaneydi...
Onu anlatmak sadece yetmez. En iyi şekilde onu anlamak mecburiyetimiz tarihi bir sorumluluğumuzdur ve Bugün rahmetli Erbakan hocamızın vefatının seni seneyi devriyesi rahmetli Erbakan hocamıza Allah Allah(c.c) rahmet eylesin. Mekanını cennet, makamını Ali, Peygamber Efendimize (s.a.v) komşu eylesin.
Amin...
Amin...
Selam ve dua ile...