İran’ın Bölgesel Stratejileri ve Türkiye’nin Rolü ve Armagedon’a Giden Süreç
Giriş
Ortadoğu, tarih boyunca jeopolitik, dini ve kültürel çatışmaların merkezi olmuştur. Son yıllarda İran’ın bölgedeki etkisi, özellikle Şii hilali projesiyle dikkat çekmektedir. Ancak bu proje, bir yandan İran’ın büyümesine yol açarken, diğer yandan bölgesel dengelerin değişmesiyle çöküşe doğru ilerlemektedir. Bu süreçte Türkiye’nin rolü, İran-İsrail işbirliği, Çin’in bölgedeki etkisi ve nihayetinde Armagedon savaşına uzanan bir dizi olay, Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirmektedir.
İran’ın Şii Hilali Projesi ve Obama Dönemi
İran, 1979 İslam Devrimi’nden bu yana Şii ideolojisini bölgeye yayma politikası izlemektedir. Bu kapsamda, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de etkisini artırarak bir “Şii hilali” oluşturma hedefi gütmüştür. Özellikle Barack Obama döneminde İran’ın önünün açılması, Irak’ın İran’ın etkisi altına girmesiyle sonuçlanmıştır. Ancak bu süreç, Irak’taki Şii nüfusun İran’dan uzaklaşma çabaları ve bölgesel dengelerin değişmesiyle sekteye uğramıştır.
İran’ın Yemen’den Suriye’ye uzanan hattı, Kabe’yi ele geçirme gibi dini hedeflerle birleşince, Sünni dünyada büyük bir tepki doğurmuştur. Ancak İran’ın bu büyüme stratejisi, bir süre sonra Batılı güçler ve bölgesel aktörler tarafından engellenmeye başlanmıştır. İran’ın büyümesine izin verilmiş, ancak daha sonra bu güç küçültülmeye çalışılmıştır.
Çin-İran İşbirliği ve ABD’nin Stratejisi
Çin, küresel bir güç olma yolunda enerji kaynaklarına büyük önem vermektedir. Bu kapsamda, İran ile 400 milyar dolarlık uzun vadeli bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma, Çin’in enerji ihtiyacını karşılaması ve üretim kapasitesini artırması açısından kritik öneme sahiptir. Çin, enerji ihtiyacını ağırlıklı olarak Rusya ve İran’dan karşılamaktadır.
Ancak ABD, Çin’i savaşmadan diz çöktürme stratejisi izlemektedir. Bu stratejinin bir parçası olarak, İran’ın 2026 yılına kadar üçe bölünmesi ve etkisiz hale getirilmesi planlanmaktadır. Bu plan kapsamında, Güney Azerbaycan’ın ayrı bir bölge olarak ortaya çıkması hedeflenmektedir. İran’ın zayıflatılması, Çin’in enerji kaynaklarına erişimini sınırlayarak, ABD’nin Çin üzerindeki baskısını artırmayı amaçlamaktadır.
Türkiye’nin Bölgedeki Rolü ve İran-İsrail İşbirliği
Türkiye, son yıllarda Ortadoğu’da aktif bir politika izleyerek bölgesel güç olma hedefini sürdürmektedir. Suriye’deki varlığı, özellikle İran destekli Hizbullah ve diğer Şii gruplarla çatışmalara yol açmıştır. Geçen Perşembe akşamı Hizbullah’ın Suriye’deki hareketlenmesi ve Türk ordusuyla karşı karşıya gelmesi, bölgedeki gerilimi daha da artırmıştır.
İlginç bir şekilde, İran ve İsrail, Türkiye’nin bölgedeki etkisini sınırlamak için işbirliği yapmaktadır. Türkiye’nin Suriye’de üstler kurmasını engelleme ve intikam alanını genişletmesine izin vermeme çabaları, bu işbirliğinin temelini oluşturmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin Büyük İsrail Projesi’ni bozma çabaları, bölgedeki güç dengelerini değiştirmektedir.
ABD-Rusya İşbirliği ve Çin’in Yükselişi
ABD, Çin’i diz çöktürme stratejisi kapsamında Rusya’yı yanına çekme çabalarını da sürdürmektedir. Ukrayna’nın kaynaklarının paylaşılması ve Rusya’nın yeniden süper güç olarak kabul edilmesi, bu stratejinin bir parçasıdır. Pentagon, Çin’i yeni süper güç olarak kabul etmemekte ve bu yükselişin arkasında İngiltere’nin olduğunu düşünmektedir. Bu nedenle, Trump’ın İngiltere’ye karşı kin beslemesi ve İngiltere’yi zayıflatma çabaları, ABD’nin küresel stratejisinin bir diğer ayağını oluşturmaktadır.
Armagedon’a Giden Süreç: Megiddo Vadisi ve İslam-Yahudi Çatışması
Ortadoğu’daki tüm bu gelişmeler, dini metinlerde bahsedilen Armagedon savaşına doğru ilerlemektedir. Megiddo Vadisi, hem Yahudi hem de İslami inanışlarda kıyamet öncesi büyük bir savaşın yaşanacağı yer olarak kabul edilmektedir. Türkiye’nin başında olduğu İslam orduları ile İsrail’in başında olduğu Yahudi ordularının bu vadide karşı karşıya gelmesi, Armagedon savaşının habercisi olarak görülmektedir.
Bu savaşın İslam ordularının zaferiyle sonuçlanacağı ve ardından kıyametin kopacağı inancı, birçok dini çevrede yaygındır. Ancak bu süreç, sadece dini bir perspektiften değil, jeopolitik ve stratejik açıdan da büyük önem taşımaktadır.
Sonuç
İran’ın Şii hilali projesi, bölgedeki mezhepsel çatışmaları artırmış ve Türkiye gibi aktörlerin müdahalesine yol açmıştır. İran-İsrail işbirliği, Türkiye’nin bölgesel etkisini sınırlamaya yönelik bir strateji olarak görülse de, bu durum Armagedon savaşına giden süreci hızlandırmaktadır. Çin’in enerji ihtiyacı ve ABD’nin Çin’i diz çöktürme stratejisi, bölgedeki güç dengelerini daha da karmaşık hale getirmektedir. Ortadoğu’daki tüm bu gelişmeler, hem dini hem de siyasi açıdan büyük bir dönüşümün habercisidir. Türkiye’nin bu süreçteki rolü, bölgenin geleceğini şekillendirecek en önemli faktörlerden biri olacaktır.