Röportaj
Giriş Tarihi : 13-11-2020 11:21   Güncelleme : 13-11-2020 11:23

Cevat Akşit: Gönül Sultanı’nın Dizinin Dibinde Yetiştik

Talebesi Prof. Dr. Cevat Akşit hocası gönlümüzün sultanlarından Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’ni anlattı.

Cevat Akşit: Gönül Sultanı’nın Dizinin Dibinde Yetiştik

Gönüllerimizin sultanlarından olan Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin vefatının sene-i devriyesinde Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit’le konuştuk. Yıllarca dizinin dibinden ayrılmadığı hocası Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’ni gazetemize anlatan Prof. Dr. Cevat Akşit Hocaefendi, Zahid Kotku Hocaefendi’den duyduğu ve unutamadığı nasihati aktardı.

Anadolu coğrafyasının gönül sultanlarından olan büyük âlim ve mürşid Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anılıyor. Milli Görüş Hareketi lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, yakın zamanın büyük âlimlerinden Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan, günümüzün ilim deryalarından Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit ve daha birçok ismin yetişmesinde büyük emekleri olan Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, 13 Kasım 1980 tarihinde rahmet-i Rahman’a kavuşmuştu.

 

MEHMED ZAHİD KOTKU HAZRETLERİ’NİN HAYATI

İlmi ve tasavvufi alanda çok sayıda kişinin üzerinde emeği olan ve gönüllerde unutulmaz izler bırakan Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi, 1897 yılında Bursa’da doğdu. Birinci Dünya Savaşı sürecinde on sekiz yaşındayken vatani görevini yapmak üzere askere giden Kotku Hazretleri, 1919’dan itibaren askerlik şubesinde yazıcı olarak askerlik görevine devam etti ve 1922 yılında terhis oldu. Mehmed Zahid Kotku, 1920 yılında İstanbul’da bulunan Gümüşhânevî Tekkesi’ne giderek Şeyh Dağıstanlı Ömer Ziyâeddin Efendi’ye intisap etti. Ömer Ziyâeddin Efendi Hazretleri’nin vefatı üzerine seyrüsülûkünü Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi Hazretleri’nin yanında sürdüren Kotku Hazretleri, hafızlığını tamamladı.

 

YİRMİ YEDİ YAŞINDA İKEN HİLÂFET ALDI

Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, yirmi yedi yaşında iken hilâfet aldı. Mustafa Feyzi Efendi Hazretleri’nin talebi sonucunda çeşitli kasaba ve köylerde dinî hizmetlerde bulunan Mehmed Zahid Kotku, tekkelerin kapatılması üzerine Bursa’ya döndü ve babasının imamlık yapmış olduğu köye yerleşti. Babasının vefatının ardından onun görevini sürdürmeye başlayan Kotku Efendi, 1946 yılına kadar köy imamlığı yaptı, ardından Üftâde Camii imamlığına tayin oldu.

 

1980 YILINDA RAHMET-İ RAHMAN’A KAVUŞTU

Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hazretleri’nin aktardığına göre Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, 1952 yılı Aralık ayında Gümüşhanevî Dergâhı’ndan arkadaşı Abdülaziz Bekkine’nin vefatı üzerine görevi onun vazife yaptığı Zeyrek’teki Ümmü Gülsüm Mescidi’ne nakledildi. Bu mescidin istimlâki söz konusu olunca 1958 senesinde Fatih İskenderpaşa Camii’ne tayin edildi. Kotku Hazretleri, vefatına kadar bu camide görevini sürdürdü. 1979 yazında gittiği Hicaz’dan 1980 yılının Şubat ayında ağır hasta olarak döndü. Ameliyat olduktan sonra hac mevsimi gelince tekrar hacca gitti. Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, 13 Kasım 1980’de İstanbul’da rahmet-i Rahman’a kavuştu. Cenaze namazı 14 Kasım’da Süleymaniye Camii’nde kılındıktan sonra Kanûnî Sultan Süleyman Türbesi hazîresine defnedildi.

 

TALEBESİ CEVAT AKŞİT’İN DİLİNDEN MEHMED ZAHİD KOTKU HAZRETLERİ

Gönlümüzün sultanlarından olan Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin vefatının kırkıncı sene-i devriyesi dolayısıyla talebesi Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit Hocaefendi ile konuştuk. Cevat Akşit Hoca, Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi ile nasıl tanıştıklarını, Hocaefendi’nin kendisi için ne anlama geldiğini ve unutamadığı nasihatini anlattı.

 

“SENİN DEDELERİN SENİ BANA EMANET ETTİLER”

Akşit Hoca, Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’yle nasıl tanıştığını Millî Gazete’ye anlattı. Akşit, Hocaefendi’nin imamlık yaptığı camiye müezzin olarak tayin olması vesilesiyle kendisini 1956 yılında tanıdığını söyledi. Ümmü Gülsüm Camii’ne müezzin olarak tayin olduğu süreci ve Kotku’yla tanışma diyaloğunda Kotku Hazretleri’nin kendisine söylediği sözü anlatan Akşit, “Ben Hocaefendi Hazretleri’yle 1956’da tanıştım. Zeyrek yokuşu başında Zembilli Ali Efendi’nin türbesinin karşısında bir cami vardı. Ümmü Gülsüm Camii veya Çivicizade Camii denir. O camide imamdı Hocaefendi. Ben de oraya müezzin oldum. İmtihanı kazandım, oraya tayin oldum. Daha evvel imtihanda Fatih Camii çıkmıştı bana. Fatih Camii’ni kazanmıştım ama oraya çok sayıda kişi başvuruda bulundu. Mevlithanlar, diğer meşhur kurra hafızlar oraya başvurdular. Hülasa tayinim Fatih Camii’ne olmadı. Dönemin müftüsü Kamil Küçük, beni geçici süreliğine Çivicizade Camii’ne tayin ettiklerini, eski bir cami olmasından ötürü yakın zamanda caminin yıkılacağını ve beni başka bir yere tayin edeceklerini söyledi. 1956 yılında bir ikindi namazında Ümmü Gülsüm Camii’ne gittim. Namazdan sonra Hocaefendi’nin elini öptüm. Kendimi tanıttım, müezzin olarak tayin olduğumu söyledim. Hocaefendi elimi tuttu ve, “Oğlum. Sağda solda koşturup durma. Senin dedelerin seni bana emanet ettiler. Seni ben yetiştireceğim” dedi. Daha önce hiç görmemiştim, hiç tanımıyordum Hocaefendi’yi” ifadelerini kullandı.

 

“BENİ EVLADI GİBİ GÖRDÜ”

Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’yle olan yakın ilişkisini aktaran Cevat Akşit Hocaefendi, kendisine bir evlat gibi davranıldığını söyledi. Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin oğlunun olmadığını, kendisinin de babasının vefat etmiş olduğunu söyleyen Akşit, “Hocaefendi’nin iki kızı vardı, hiç oğlu yoktu. Babam ben üç buçuk yaşımdayken vefat etmiş. Benim de babam yok. Evladı gibi davrandılar, yememi içmemi onlar sağladı. Valide hanım çamaşırlarımı yıkadı. Her bayram bana takım elbiseler… Hocaefendi her gün beni okuttu. Ayrıca Hasan Basri Çantay, Ömer Nasuhi Bilmen, Eminönü Müftüsü Bekir Hâki Efendi gibi hocalardan özel ders aldırdı” dedi.

 

“HOCAEFENDİ YETİŞTİRDİ BENİ”

Günümüzün önde gelen ilim insanlarından olan Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit Hocaefendi, yetişmesinde Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin büyük emeği olduğunu vurguladı. Kotku Hazretleri’nin yanına Erbakan Hoca dâhil olmak üzere önemli isimlerin sık sık geldiğini belirten Akşit, “Onun yanında yetiştim ben. Erbakan Hoca olsun, teknik üniversiteden profesörler olsun hep gelirlerdi oraya. Nevzat Kor, Osman Çataklı ve daha birçok kimseler… Ben onları görünce iki lise bitirdim. Hem imam hatip lisesini bitirdim hem de Pertevniyal Lisesi’ni dışarıdan bitirdim. O diplomalarla hukuk fakültesine ve İslam Enstitüsü’ne kayıt oldum. İki fakülteyi birden bitirdim. Onları görmem beni kamçıladı. Her akşam Fransa konsolosluğuna gider, Fransızca kurlarına katılırdım ayrıca. Üç dilden imtihan verdim. ABD’den çağırdılar doktora tezimden dolayı. Böyle faydası oldu, Hocaefendi yetiştirdi beni” ifadelerini kullandı.

 

CEVAT AKŞİT HOCA’NIN UNUTAMADIĞI NASİHAT

Yıllarca Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin yanında bulunan Cevat Akşit Hoca, Kotku Hazretleri’nin kendisine bulunduğu ve unutmadığı nasihati de Millî Gazete aracılığıyla anlattı. Cevat Akşit Hoca, konuya ilişkin olarak, “Türkiye tasavvuf yoluyla Müslüman olduğu için Türkiye’de halk tasavvuf büyüklerine büyük sempati duyar. Sabahları orada zikir olurdu. Ben müezzin olduktan sonra zikir çok tatlı geldi bir gün. Herkes çıktıktan sonra Hocaefendi’nin yanına gidip, “Efendim ben derviş olacağım.” dedim. O zaman imam hatip lisesinde öğrenciyim. Hiç unutmuyorum. “Oğlum önce ilim.” dedi. Bu teşvikleriyle ben iki fakülte bitirdim, iki lise bitirdim, üç dilde imtihan verdim” diye konuştu.

Kaynak:Milligazete

Recep YAZGANRecep YAZGAN