Samsun Haber
Giriş Tarihi : 25-12-2012 17:47   Güncelleme : 25-12-2012 17:47

1 Milyon 761 Emeklinin Maaşında İyileştirme

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, intibak düzenlemesi kapsamında bin 761 emeklinin maaşında 350 liraya kadar iyileştirme yapıldığını belirtti.

1 Milyon 761 Emeklinin Maaşında İyileştirme
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''Emeklimizin intibaktan doğan hakları Ocak 2013'ten itibaren maaşlara yansıtılacaktır'' dedi.
 
Çelik, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, 2012 yılında yapılan çalışmaları değerlendirdi, 2013 yılı hedeflerini aktardı.
 
Bu yılki çalışmaların bir çoğunun önümüzdeki yıl yürürlüğe gireceğini belirten Çelik, 2012'de yaklaşık 2 milyon emeklinin maaş adaletsizliğini gideren intibak düzenlemesini gerçekleştirdiklerini, bu kapsamda 438 bin emeklinin maaşında 50 lira, 324 bin emeklinin maaşında 50-100 lira, 715 bin emeklinin maaşında 100-200 lira, 284 bin emeklinin maaşında da 200-350 lira iyileştirme yapıldığını bildirdi.
 
Çelik, emeklinin intibaktan doğan haklarının Ocak 2013'ten itibaren maaşlara yansıtılacağını söyledi.
 
Sağlık hizmeti sunumunda bürokrasiye son vermek amacıyla 1 Temmuz 2012'de e-reçete uygulamasına geçildiğini anımsatan Çelik, son 6 ayda yazılan 73 milyon reçetenin yüzde 53'ünün e-reçete olduğunu bildirdi. Çelik, ''15 Ocak 2013 tarihi itibarıyla hekimler ilaç reçetelerini artık elektronik ortamda düzenleyecekler. Böylece vatandaşlarımız sadece kendilerine verilen başvuru numarasıyla dilediği eczaneden ilaç alma imkanına kavuşacak. Artık herhangi bir eczaneye yönlendirme gibi şikayetler de olmayacak bunlar da ortadan kalmış olacak'' dedi.
 
SGK alacaklarının, Ocak 2013'ten itibaren elektronik ortamda takip edileceğini kaydeden Çelik, SGK açıklarının, gelir-gider tablosunun da son derece önemli olduğunu belirtti. Çelik, 2012 bütçesinde 25,5 milyar sosyal güvenlik açığı öngörüldüğünü, bunun tahmini gerçekleşme oranının 20,5 milyar olduğunu belirtti.
 
Biyometrik kimlik doğrulama
 
Yeni yılla birlikte Biyometrik Kimlik Doğrulama sisteminin de hayata geçeceğini bildiren Çelik, bu uygulamayla hastaneye gidilmediği halde gidilmiş gibi işlem yapılmasının önüne geçileceğini ifade etti.Çelik, ''Bu uygulamayı 1 Nisan 2013'te başlatacağız, bu tarih son tarih'' dedi.
 
Çalışma hayatının en önemli konu başlıklarından birinin iş sağlığı güvenliği olduğuna dikkati çeken Çelik, ''İş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalarının yüzde 100'ü önlenebilirken, dünyada her yıl 2 milyon 300 bin kişi iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise her gün ortalama 172 iş kazası meydana gelmekte, bunlardan 3'ü ölüm, 6'sı da iş göremezlikle sonuçlanmakta'' değerlendirmesine bulundu.
 
İş kazaları ve meslek hastalıklarının Türkiye'ye maliyetinin 7,7 milyar dolar civarında olduğunu belirten Çelik, ''100 bin işçide ölüm oranı 2002'de yaklaşık 17 iken, 2012'de bu 100 bin işçide 8'e gerilemiş olmasına rağmen henüz bu rakamları istediğimiz düzeye çekemediğimizi belirtmek istiyorum. 27 Avrupa ülkesinde bu ortalama 4'' diye konuştu.
 
Çelik, Haziran 2012'de yürürlüğe giren Müstakil İş Sağlığı Güvenliği Yasası ile tüm çalışanların, bütün iş yerlerinin iş sağlığı ve güvenliği kapsamına alındığını kaydetti. Kanunla iş yerlerini, tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli şeklinde üç sınıfa ayırdıklarını belirten Çelik, ''1 Ocak'tan itibaren bütün iş yerlerine, öncelikli olarak iş yerinde oluşabilecek kazaları ve meslek hastalıklarını önlemeye yönelik risk değerlendirmesi yapma zorunluluğu getirilmiştir'' dedi.
 
Kamu-özel bütün kuruluşların yeni yıla risk değerlendirmesiyle başlayacaklarını aktaran Çelik, şöyle devam etti:
 
''Az tehlikeli iş yerlerinde risk değerlendirmesi 6 yılda bir, tehlikeli iş yerlerinde 4 yılda bir, çok tehlikeli iş yerlerinde ise 2 yılda bir gerçekleştirilecektir. Risk değerlendirmesinin yapılmaması durumunda ilk denetimlerde 3 bin, tekrarında ise her ay için 4 bin 500 lira idari para cezası uygulanacak. Ayrıca tüm iş yerleri acil durum planlarını da ocak ayından itibaren hazırlama yükümlülüğü altındadırlar. Bu yükümlüğü yerine getirmeyen iş yerleri için ise bin lira idari para cezası uygulanacaktır. Kanunda düzenlenen iş sağlığı güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulundurma ya da hizmet alma yükümlülüğü 50 ve daha fazla çalışanı olan iş yerleri için ocak ayında yürürlüğe giriyor. 50'den daha az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerleri için Temmuz 2013, kamu kurumları ve 50'den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerleri için de 2014'te yürürlüğe girecektir.''
 
Sendikalar ve Toplu İş Sözlemesi Kanunu
 
12 Eylül yasakçı zihniyetini ortadan kaldıran özgürlüklerin ve örgütlenmenin önünü açan Sendikalar ve Toplu İş Sözlemesi Kanunu'nun bu yıl içerisinde yasalaştığını anımsatan Çelik, ''Artık sendikalarımız bu yeni mevzuat çerçevesinde örgütlenmelerini ve iş sözleşmelerini gerçekleştireceklerdir'' dedi.
 
Çelik, şöyle konuştu:
 
''2009 Temmuz istatistiğine göre yetkili 50 sendikaya iş kolu barajı aranmaksızın bir toplu sözleşme yapma imkanı sağlanmıştır. Ekonomik Sosyal Konsey üyesi konfederasyonlara bağlı sendikalar için iş kolu barajı Ocak 2013'ten itibaren 2016 Temmuzu'na kadar yüzde 1 olarak uygulanacaktır. Örgütlenmenin önünde engel teşkil eden yüzde 10 işkolu barajı 2016 Temmuz ayına kadar yüzde 1'e indirilmiştir. Öte yandan yeni kanunda 28 işkolu, 20'ye indirilmiştir. Belirlenen 20 işkolunda sendikaların, hangi iş kolunda faaliyet göstereceğini belirten İş Kolu Yönetmeliği de çıkarılmıştır. Ocak ayının ilk yarısında SGK verilerini esas alan gerçek istatistikleri yayımlayacağız. İlk kez sendikalar ocak ayından itibaren hem yeni işkollarına hem de gerçek verilere göre örgütlenmelerini gerçekleştireceklerdir. Artık hem bakanlık hem de sendikalar yeni yılla birlikte sanal verilerden kurtulmaktadırlar.''
 
''Ne iş olsa yaparım''
 
Çalışma hayatının diğer önemli konusunun da işsizlik sorunu olduğuna dikkati çeken Bakan Çelik, bunun temelinde mesleksizliğin yattığını söyledi.
 
''Ne iş olsa yaparım'' döneminin artık geride kaldığını belirten Çelik, son 10 yılda yaklaşık 750 bin kişiye mesleki eğitim verilmesine rağmen nitelikli iş gücü konusunda henüz yeterli düzeyde olunmadığını kaydetti.
 
İŞKUR kayıtlarında göre bugün itibarıyla 33 bin açık iş bulunduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
 
''Bu sayı bazen aylık olarak ortalama 100 binlere kadar çıkabilmektedir. Bu iş taleplerin karşılanması için mesleki eğitim son derece önemlidir. Ocak 2013'ten itibaren mesleki eğitimde de yeni bir anlayışı hayata geçiriyoruz. Artık Mesleki Yeterlilik Kurumumuz ile İŞKUR koordineli şekilde çalışacak ve mesleki eğitimler uluslararası geçerliliğe sahip, ulusal meslek standartlarına göre düzenlenecek, bir standardı olacak. Şu an itibarıyla 355 ulusal meslek standardını Resmi Gazete'de yayımlamış bulunuyoruz. Yeni yılla eğitimler bu standartlara göre verilecek. 2014 yılına kadar hedefimiz 750 meslek standardını belirlemek.''
 
2013 hedefleri
 
Toplantıda, 2013 yılında üzerinde çalışılacak konuları da aktaran Çelik, gelecek yıl geçerli olacak asgari ücretin perşembe günü açıklanacağını bildirdi.
 
Çelik, ayrıca Kamu Görevlileri Danışma Kurulu Toplantıları'na devam edeceklerini Mart 2013'te ikinci toplantıyı gerçekleştireceklerini belirtti.
 
İşçilerle kamu görevlilerinin, 2013'de yine toplu iş sözleşmesi masasına oturacağını anımsatan Çelik, bu dönem ''taşeron işçilikle'' ilgili çalışmayı tamamlamayı, kamu personeli rejimine ilişkin çalışmaları ele almayı planladıklarını kaydetti.
 
Bakan Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla sürdürdükleri yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personelin, memur kadrosuna geçilmesine ilişkin çalışmaların da yine bu yasama yılında tamamlanacağını söyledi.
 
Yeni yılda TBMM'de görüşülecek ilk yasanın büyük ihtimalle bakanlıklarının yasası olacağını ifade eden Bakan Çelik, ''Şu anda TBMM'nin gündemine taşıdığımız Sosyal Güvenlik Kurumu ile vatandaşlarımız arasında yaşanan bazı sorunları gidermeye dönük önemli düzenlemeyi yeni yılda TBMM'de yasalaştırmayı hedefliyoruz'' dedi.
 
Yasada esnafın sosyal güvenlik destek primi konusunun da yer aldığını bildiren Çelik, zamanında yatırılamayan primleri bu yasayla yapılandıracaklarını kaydetti.
 
Çelik, yaklaşık bin iş ve meslek danışmanının istihdamını düzenleyen yasanın da bu yıl yürürlüğe gireceğini bildirdi.
 
Daha sonra gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, istihdam teşviklerinin büyük bir kısmının süresinin yıl sonunda sona ereceği hatırlatılarak, istihdam teşviklerinin devamı konusunda bir karara varılıp varılmadığının sorulması üzerine, 49 ili kapsayan istihdam teşviklerinin bu yıl sonu itibarıyla sona ereceğini söyledi.
 
İstihdam teşviklerinin 9 kalemden oluştuğuna işaret eden Çelik, ''Bunları daha da derli toplu hale getirecek ve mevcut teşvik sistemi ile uyumlaştıracak bir çalışmayı tamamlama aşamasındayız. 49 ile dönük bir düzenleme değil, genelde istihdam teşvik uygulamalarıyla ilgili derli toplu bir uygulamaya dönüştürme çalışmalarımız son aşamaya gelmiş bulunmaktadır'' dedi.
 
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
 
''İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın uygulanmasının ertelenmesi söz konusu mu-'' sorusunu yanıtlayan Bakan Çelik, iş sağlığı ve güvenliği konusunun çok önemli olduğunu belirterek, ''Kaybedilen bir can, sağlığını kaybeden bir insan. Bunu sözle telafi etmek mümkün değil, mali olarak da telafi etmek mümkün değil. Ateş düştüğü yeri yakıyor'' dedi.
 
Yasanın işverenler tarafından eleştirildiği düşüncesine katılmadığını ifade eden Çelik, yasayı tarafların görüşerek çıkardığını anlattı.
 
Yasanın ciddi bir yük getirmediği gibi herkese bir sorumluluk yüklediğini anlatan Çelik, yasanın risk değerlendirmesi yapılarak muhtemel tehlikelerin ortadan kaldıran bir yaklaşımı içerdiğini vurguladı.
 
Çelik, şöyle devam etti:
 
''Uygulamaya 1 Ocak itibarıyla büyük ekseriyetle geçmiş oluyoruz. Ertelenmesi kesinlikle söz konusu değildir. Bu, beklenen bir yasaydı. Beklenen yasa da gün yüzüne çıkmış bulunuyor. Maliyet olarak abartılı bazı rakamlar ortaya konuluyor. Böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulamak istiyorum. Hizmet alımında rekabet ortamı oluşacak. O rekabet içerisinde rakamların bizim beklediğimizin de altına inme ihtimali olduğunu da belirtmek istiyorum.
 
Bir risk değerlendirmesi yapacaksınız; bunun 2 yılda, 4 yılda, 6 yılda bir bedelinin olması çok doğaldır. Herkes bir evde, bir apartmanda yaşıyor. Bu apartmanın güvenli bir apartman, güvenle oturulabilir bir mekan olması konusunda herhalde çok cüzi bir 100-200 liralık bir risk değerlendirmesini 2-3 yılda bir apartmanın yapmasını bir maliyet olarak değerlendirmek doğru değil.''
 
İntibak ödemeleri
 
''İntibak ödemeleri 1 Ocak'ta mı yapılacak yoksa aylıklarla mı-'' sorusunu yanıtlayan Çelik, intibak kapsamındaki ödemelerin, yeni yılla birlikte aylıklarla yansıtılacağını söyledi.
 
Çelik, ''Emekli maaşlarının ödeme tarihlerinde 350 liraya kadar varan maaşa yansımalar olacak. Maaşlar alındığı gün, yansımalar görülecek'' dedi.
 
Kıdem tazminatı fon kurulması
 
Bakan Çelik, ''2013'te kıdem tazminatı fonu kurulmasına yönelik çalışmalar olacak mı-'' sorusu üzerine, kıdem tazminatı sorununu Türkiye'de rakamlar ve yaşanan sorunlar çok bilinerek tartışılmadığını söyledi.
 
Çalışanların sadece yüzde 9-10'unun kıdem tazminatına ulaşabildiğini belirten Çelik, daha önce, bütün çalışanları kapsam altına alan bir Kıdem Tazminatı Fonu uygulamasını hükümet programına aldıklarını anlattı.
 
Çelik, şunları kaydetti:
 
''Fakat sosyal taraflarla özellikle sendika yasalarını görüşürken bu konu başlığının gündeme gelmemesi konusunda mutabakatımız vardı. Daha sonra bunu hükümet düzeyinde, Sayın Başbakanımızın sosyal taraflarla uzlaşmadığınız bir konuyu, mutabakat oluşmayan, oluşma ihtimali olmayan konuyu masaya taşımanın, gereksiz yere tartışmanın doğru olmayacağı şeklinde bize ikazı ve değerlendirmesi oldu. Bu çerçevede sosyal taraflarla kıdem tazminatı başlığı altında bir konuyu gündeme getirmedik.
 
Yalnız bu konunun başka bir yönü var. Alt işverenlik dediğimiz taşeron işçilerin sorunlarını mutlaka çözme iradesinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Taşeron işçilerin çalışma ortamları, çalışma koşulları ve hakları ile ilgili ciddi sorunlar yaşanıyor. Bunları çözerken tazminat sorunu da gündeme geliyor. Dolayısıyla alt işveren konusunu tartıştığımızda sendikalarla ister istemez tazminat konusu da gündeme gelecek.
 
11 ay çalışmasına rağmen kıdem tazminatından yoksun olan bu işçilerin maruz kaldığı hukuksuzluğu, haksızlığı hiçbir sendikanın görmemezlikten geleceği kanaatinde değiliz. Mutlaka bunu görmek durumundayız, buradaki haksız uygulamayı değerlendirip, bir çözümü bir masa etrafında bulmak durumundayız. Burada, diyaloğa açığız. Diyalog ortamı ve çözüme katkı ortamı oluşur ise bu ve benzer konuları masada tutacağız. Ama diyalog kapıları eğer kapalıysa bir zorlama neticesinde bu konuları taşımayacağımızı belirtmek istiyorum.''
 
''Medula sistemi yedeklenecek''
 
Çelik, e-reçete uygulamasının 15 Temmuz tarihinde başladığını hatırlatarak, reçetelerin yüzde 53'ünün elektronik ortamda yazıldığına işaret etti. Çelik, 15 Ocak'tan itibaren tüm hekimlerden ve hastanelerden e-reçete kullanmalarını istediklerini ifade etti.
 
Medula sisteminde dün bir sıkıntı yaşandığını dile getiren Çelik, ''Bununla ilgili bir yedekleme sistemi çalışmamız devam ediyor. Aynı zamanda sistemi güçlendirmeyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Çok kısa süre içerisinde belki 1 yıl içerisinde sistemin teknik altyapısının yedeklemesi devreye girmiş olacak'' dedi.
 
Biyometrik doğrulama sisteminin 1 Nisan'a bırakıldığını hatırlatan Çelik, ''Burada avuçiçi, parmak gibi tartışmalar devam ediyor. Pilot parmak izi uygulaması da şu anda devam ediyor. Bu konuda söz söyleyecek, bize alternatif ortaya koyacak birileri varsa o rekabet ortamının oluşmasından yana olduğumuzu açıkça ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
 
Çelik, hastaneye gitmediği halde bazı vatandaşlar tedavi olmuş gibi gösteriliyorsa kamu olarak bunları önlemeye dönük seri hareket etmeleri gerektiğini de bildirdi.
 
Bakan Çelik, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, konunun asgari 3 milyon kişiyi ilgilendirdiğine dikkati çekti.
 
Taraflarla konuşmadan bir şey söylemenin doğru olmadığını belirten Çelik, şöyle konuştu:
 
''Sistemimizin artık yeterli olmadığını herkes kabul ediyor. 657, artık bizim kamu yönetimimiz için dar gelmektedir. O halde bunun üzerinde çalışma yapmak ve bunu sosyal taraflarla paylaşmak, idarenin yapması gereken bir çalışmadır. Bunun dışında bir şey yapmamak aslında suç. Hem yeterli olmadığını söyleyip hem aksaklıkların olduğunu söyleyip bir şey yapmamak yanlış olandır. Yapılması gerekeni şu anda yapıyoruz ve taraflarla müzakereye açtığımız zaman hangi konularda uzlaşılabilecekse o konular öne çıkacak. O konu başlıklarını o zaman değerlendirelim.''
 
Doğu ve Güneydoğu'da herhangi bir müdürlük boş ise oraya atama yapılmadan batı bölgelerine atama yapma şansı olmadığına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
 
''Bu ve benzeri idarenin işlemlerini aksatan bazı düzenlemeleri ortadan kaldıran çalışmalar... Geneli itibarıyla de Türkiye'nin sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyine tabii ki bakmamız gerekiyor. Bu çerçevede kamu hizmetlerinin sunumunda da bir eşitsizlik söz konusu ise o sosyo ekonomik gelişmişlik durumu dikkate alınarak oraya gönderilecek kamu çalışanlarının daha deneyimli, daha birikimli olmalarında yarar var. Bu da belki de ileride masamızda tartışacağımız konulardan bir tanesi olacak. 657 ile ilgili söyleyeceğimiz, gerek Devlet Personel Başkanlığı bünyesinde gerekse Başbakanlık bünyesinde müştereken yürüttüğümüz çalışmalar var. Bunu sosyal taraflarla görüşmeden de konu başlıklarının konuşulmasını da doğru bulmuyoruz.''
adminadmin