Samsun Ak parti siyasi tarihi harcanan küstürülen yüzlerce düzgün insanlarla doldu taştı..
Bir bir, isim isim saymaya gerek yok... Kurucu başkan İhsan kurnaz 20 yıl sonra onca badireden sonra nihayet aday yapıldı ve kazandı. Çok sevindik şükür..
Tabanı küstüren lerin başlıca sebebi Suat kılıç ve avaneleriydi. Ziyadesi halktan kopuk adaylar, dava şuurundan yoksun kişiler, imtiyazlı tepeden belirlemeler ve ithal vekil ve bakanlar... Bu uzun konuyu tekrar etmeye gerek yok...
Şimdide taban parçalanmaya başladı.. Tefrika içinde olan muhalif arkadaşlar Ak partinin oy kaybetmesine sevinçle ve neşeyle bakıyor... İyide bu sevinç ve neşe hali dünyada kimin işine yarıyor hiç düşünmüyorlar mı..
Tüm şer odakları tüm dünya reisin oy kaybetmesinden neşeli mutlu bir halde İmamoğlunu ziyarete gelmek için randevu taleb ederken...Dünya müslümanları üzülürken bizim muhalifler kazandık diye niye seviniyor bunu anlamıyorum... Yürüyüşleri değişti..
Tutturmuşlar emekliye zam vermedi. Gördünüzmü bizim dediğimiz nasılda oldu sözleriyle burunlarından kıl aldırmıyorlar.. Evet kardeşim vermesi lazımdı zaten verilecekti, neden sabr etmediniz diye sorduğumuzda, daha ne kadar sabredecek tik diyorlar.. Sabırla mı doyacağız diyorlar... Eyvah eyvah çok işimiz var..
İlahi ölçümüzü mihengimizi kaybettik.. Efendimiz "İman iki kısımdır, yarısı şükür yarısı sabırdır." buyurmadı mı..
Halbuki müminlerin gıdası sabır ve şükürdür. Ne çabuk unuttuk...İnananlar bu iki manevi gıdayla doyarlar hiçbir dünya metaına ve gıdasına bu gıdayı değişmezler.. Bilakis tasadduk ederler, mal verirler zaman verirler evet gerektiğinde canda verirler karşılığında sabır ve şükür yurdu yani cenneti satın alırlar..
Şaşıracaksınız ama emekli meselesine birde şu yönden bakın. Halbuki Türkiyedeki emeklilerin gerçek maaşları 10 bin lira değil kesintisiz en az 50 bin lira.. Çalışanların da kesintisiz ise en az 100 bin tl.. Evet bu konuda iddalıyım..
Şunu demek istiyorum bu kesintilerin sebebi öncelikle 11 tane depremde yıkılan illere ve halka, dünyanın her yerindeki mazlumlara yani afrikaya, myanmar'a, gazzeye.. Yaşlısına, özürlüsüne, hastasına , muhacirlere, savunma sanayine, yetmez yani adınıza karşılık yapılan hayırlı işlere sadakalara köprülere hastanelere vs harcanıyor..
Daha önemlisi geçmiş koalisyonlar döneminde imf ye ve dış borçlara ödendi.. Yani devr alınan hükümet borçlanmalarına enkaza ödendi..
Bugünkü yaşadığımız enflasyon lada ödemeye hala devam ediyoruz.. Geçmişimizin borçlarını yani hatalarına hala ödüyoruz..
Yani özetle size verilmiyor sizin adınıza bir kısmı kendi oyumuzla elimizle kazandığımız hatalarımıza ödeniyor..Şükür ki bu iktidar döneminde bir kısmıda hayra dönüştürülüyor birde böyle bakın ne kaybedersiniz..
Evet inananlar için gizli lutuf acıda olsa böyle tecelli ediyor.. Yoksa bu imkanlar bize verilse hepimiz azardık... Bu ayrıca bir tefekkür konusudur..
Diyelim istediğimiz parayı veren batıl bir anlayış geldi.. lüksümüz çoğaldı ne olacak ... doyacakmıyız asla.... Mütevatir hadis lerdendir hani sürekli söylenir ;
“İnsanoğlunun bir dere dolusu altını olsa, bir dere daha ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Ama Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder.''
Nasıl doyacağımızı efendimiz ne güzel anlatmış.. Bilerek itirazı olan varsa içinden geçirmek te serbest....
Tayyibin derdi ne reise kızan muhaliflerin derdi ne... hala bunu anlayamadık. Resmin büyüğünü neden göremiyorlar bu arkadaşlar... Arkadaş ne oldu basiretimize..
Bizim muhaliflerin neşesi batılın neşesiyle bir olmuş.. Sanki eşleşmiş ... Aynı neşe olmuş... Eyvah eyvah Özrümüz kabahatımızdan büyük...
'''Ey neşe, sen bize Hakkın gönderdiği neşe şeklinde gizli bir azabsın''....
Burada bir durmak iyice düşünmek gerek..
Önemli olan istikamet kervanında olmaktır.. Bu kervanda müminde olur günahkarda hırsızda ama münafık ve hain olmaz.. Zira bu kervan kabeye ve tevhide olduğu doğrudur. Bu önce iyi bilmeliyiz. Başka kıbleler tevhid ehline göre tefrikaya düşmektir yahut şirktir.
Bu kervanın kıblesi kabe olduktan sonra içindeki günahkarın ve hırsızın imanından şüphe etmeyiz.. İnsan iyide olsa takvalıda olsa kervandan ayrıldımı imanı ve hayatı emmiyette değildir şüpheye düşeriz.. Nihayetinde Hz Nuhun gemisinde hepside vardı..
İnsanlar o hale gelmiş ki insanlığa hizmet etmeyene sövene hiç bir projem yok diyene reise inad oy vereceğim diyecek kadar cinnet halinde...
Yalana aşkla oy veriyor tuğyana oy veriyor.. İstikbaline geçmişine sövene, reisden intikam almak isteyenlere neşeyle zevkle oy veriyor bu bir hale gelmiş.. Ad kavminin azgınlaşması gibi. Belamızı istiyoruz..
Anne sütünü cocuk bir yere kadar içer bir yerden sonra anne sütü keser. Sütten sonra toprak gıdasına geçilir. Nihayet insan 40 yaşına yani peygamber yaşına varınca.. Ruh gıdasına yönelir yani manevi gıdayla beslenir..
Özetle insan sabırla, açlıkla, bilgiyle ,tevekkülle, uyanıklık, ihlasla ve iman gıdasıyla doyar... İnsan belli zamandan sonra toprak ve ondan mütevellit anlayışın gıdasını yemez artık YAVAŞ YAVAŞ terk eder..
Alışkanlık haline gelen dört unsurun tesirinden kurtulmak tevhid ehli için zaruridir. Eğer kendi isteğiyle vaz geçmezse başka bir irade gelir onu İstemesede vazgeçirir.
Toprağın altındaki mezarlar bize hatiften gizlice sesleniyor ama duymuyoruz.... biz burdayız diyor.. Duyacak kulak arıyorum diyor..
Bu sesi şimdiden duyanlara selam olsun