Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 14-11-2016 10:11   Güncelleme : 14-11-2016 10:11

ABD Darbesi 21 Ocak 2017

Dünya, çok enteresan daha doğrusu ciddi bir kaos ortamının içine doğru hızlı bir şekilde sürükleniyor.

ABD Darbesi 21 Ocak 2017

Elbette ki bunun sebebi üst aklın Hillary Clinton’u Başkan seçtirememesi. Karışık bir durum ile karşı karşıyalar. Ve bu durum ABD’nin Darbesi olan 21 Ocak 2017’ye kadar artarak sürecek. CIA ile Pentagon’un bir olup FBI ile sürtüşmeleri de  gün yüzüne çıktığı gibi ABD Halkı da ilk defa kutuplaşmaya ve ayrışmaya başlamış durumda. Aslında kutuplar belli idi ama görülüp bilinmesine rağmen ABD halkı tarafından dile getirilmezdi.

ABD’de adı konulmamış iki yasak vardır. Bunlardan bir tanesi herhangi bir dinin propagandasını yapmak için gösteri ve yürüyüş yapamazsın. Bir diğeri ise her ne sebep ile olursa olsun Siyasi gösteri ve yürüyüşler yaparak hükümet politikalarını eleştiremezsin. Bunlar adı konulmamış ABD yasaklarıdır. ABD halkında evet biz yeni başkanı seçtik ve artık görev onun psikolojisi hakimdi şimdiye kadar. Bunun haricinde adam bile öldürebilirsin! Netice de ne ceza alacağın bellidir. Ama bu iki konu toplumun yasaklarıdır ve ABD yönetimi şimdiye kadar da asla bu iki yasağı çiğnetmedi. Peki ne oldu da halkın ekseriyet oyunu alan Donald Trump, ABD’nin büyük Metropollerinde gösteri ve yürüyüşlerle protesto edilmeye başladı?

Bunu iki örnek ile açıklarsak;

1– Pentagon sözcüsü Peter Cook:”NATO müttefiklerimizle kararlaştırdığımız şekilde planlarımızı uyguluyoruz, Sıradaki yöneticiler politik tercihlerini göreve başladıklarında söyleyecek. Aynı anda yalnızca bir başkomutanımız vardır.

Mevcut Başkan Barack Obama’ya bağlıyım ve o ne der ben ona bakarım diyor! Donald Trump beni ilgilendirmiyor diyor.

İkinci Örneği de Türkiye’yi de içine alacak şekilde verirsek;

2- Trump’ın kuracağı kabinede adı Savunma Bakanlığı için geçen Mike Flynn, ABD’de yayın yapan siyasi analiz sitesi The Hill’de “Müttefikimiz Türkiye Bir Krizin İçinde ve Desteğimize İhtiyacı Var” başlıklı yazıda,

“Türkiye’yi bir öncelik olarak kabul edecek şekilde dış politikamızı yeniden düzenlememiz gerekiyor” ifadesini kullandı.

ABD’nin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’e sığınak olmaması gerektiğine de işaret eden Flynn, “Arka bahçemiz Pensilvanya’ya rahatça yerleşmiş olan bu maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı tarafından Washington’ın gözü boyanırken NATO müttefikimiz Türkiye’ye engel olmak mantıksızdır. Türkiye’nin bakış açısıyla Washington, Türkiye’nin Usame bin Ladin’ine sığınak oluyor. 11 Eylül’den sonra Usame bin Ladin’in Türkiye’de güzel bir köyde yaşadığını ve aynı anda da Türk vergi mükelleflerinin vergileriyle fonlanan 160 okulu işlettiğini öğrenseydik ne yapardık?”

FETÖ’nün ABD’deki sözleşmeli (charter) okullarına da değinen Flynn, “Amerikan vergi mükellefleri, Gülen’in ABD’deki 160 sözleşmeli okulunun finansmanına yardım ediyor. Bu okullarla ilgili yürüyen birçok dava var” değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce ABD’de yaşayan Türklerle de bir araya gelen Flynn, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, “Türk halkı kültürel, ekonomik ve toplumsal bakımdan çok güçlü. Türkiye ekonomik olarak da sağlam. Aksi halde darbe denemesinden sonra istikrarsızlaşırdı” demişti.

15 Temmuz darbe girişiminde uzun uzadıya atlattığımız CIA destekli darbenin, ABD tarafından da desteklendiğini ve bu darbenin ABD işi olduğunu ilk defa ifade eden Donald Trump oldu. Hillary Clinton ise seçimler öncesi kendisi hakkında soruşturma açılmasını yeniden isteyen FBI’yı seçimleri kaybetmesinin ana sebebi olarak gösterdi. Pentagon ise zaten “Benim bir tane Başkanım var o da Barak Obama” diyor. Görüldüğü üzere ABD’de derin devletin desteklediği CIA ve Pentagon bir tarafta Trump’ı seçen halkın ekseriyeti ile FBI ise bir tarafta bulunuyor.

Türkiye’yi dışlayan Barack Obama ve Hükümetinin tam aksine Donald Trump ve kurmayları ise Türkiye’ye sıcak mesajlar veriyor.

Donald Trump, Rus Devlet Başkanı Putin’i başarılı bulurken Barack Obama ise tam bir düşman olarak görüyor. Obama, Irak’tan asla çıkmak istemezken Trump Irak’ta ne işimiz var diyor! Suriye’de ise Obama, Esed’i düşman olarak görürken Trump, Esed’le birlikte olmalıyız diyor.

Görüldüğü üzere Obama hükümetinin politikaları ile Trump’ın kafasında ki Dünya ve ABD’nin iç politikaları birbirinin tam zıttı. 8 Yıllık Obama hükümeti ile birlikte hareket eden ve Clinton’lu bir gelecek hazırladığını sanan üst akıl şu an ne yapacağını kendisi de bilemediği gibi mevcut sistemin devam etmesi için halkı kaşıyor. Hillary Clinton taraftarlarının ayaklanmaları neticesinde ABD ordusunun yönetime el koyma gibi bir durumu olursa bu defa özgürlükler ülkesi kavramı sona ereceği gibi ABD’nin dünya siyasetinde ki Jandarmalık görevini kendi halkına da uygulaması ABD’yi parçalanma noktasına getirir. Öte yandan Halkı kışkırtarak Donald Trump’a ayar vermeye kalkmak ise Trump’ın 21 Ocak 2017’den sonra yapacağı her türlü eziyete şimdiden razı olmakla eş değer. Zira Trump bir iş adamı ve kendisine yapılan hataları kolay kolay sineye çekmez ve muhakkak ki cezalandırır. Hiç bir şekilde yapamasa bile ekonomik olarak soruşturmalarla vs. ile bir şekilde karşısında olanlara yaptırım uygular. Bunu da Yahudi Lobi/Medya/Kartel grupları çok iyi biliyor ve bu yüzden de sürekli Trump’ı şimdiden zayıflatmaya çalışıyor.

Asıl soru şu!

21 Ocak 2017’ye kadar bu şekilde gergin gidecek ABD’yi neyin beklediği?

Halk ayaklanmalarına sessiz kalarak destekleyen Barack Obama hükümeti diğer yandan da Halkın oylarıyla seçilmiş yeni Başkan.

ABD’nin üst aklı şu ana kadar hiç olmadığı kadar büyük bir ikilemin içerisinde, Askeri bir Müdahale ile yani DARBE ile yönetimi ele geçirilmesi ABD’nin süper güç ve Özgürlükler Ülkesi olmadığını ortaya çıkartacak. Diğer taraftan Hillary Clinton taraftarlarının ayaklanmalarını bastırmazlarsa bu defa da ABD ciddi anlamda bölünmenin ya da kamplaşmanın neticesinde parçalanma riski ile karşı karşıya kalacak. Zira Donald Trump bu yürüyüş ve gösterilere pabuç bırakmaz. Başkanlık hakkından da feragat etmez.

21 Ocak 2017’ye kadar Donald Trump kim vurduya gitmezse eğer, 21 Ocak 2017’den sonra onun politik kararları sonrası Üst Aklın kiralık bir tetikçiyi hazır bulunduracağı kesin. Zira politik işleyişleri sıkıntıya girdiği anda ABD üst aklının yaptığı en güzel iş ‘Önce Başkan’ı vur, Daha sonra da vuranı vur ve ortalık temizlensin!’ Örnek mi arıyorsunuz? John F. Kennedy

Orhan SARIKAYA

adminadmin