Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 26-09-2017 16:29   Güncelleme : 26-09-2017 16:29

IKBY Referandum sonuçları ve Büyük İsrail

25 Eylül itibariyle IKBY’nin bağımsızlık referandumu yapıldı ve IKBY’ye göre %74 katılımının olduğu ayrıca %98 oranında EVET oyu kullanıldığı ifade ediliyor. Fakat bundan önce Kuzey Irak bölgesinde 22 Eylül’de PKK/PYD bir bağımsızlık referandumu daha yaptı. Ne enteresandır ki 22 Eylül’de Kuzey Suriye’de PKK/PYD’nin “Kuzey Suriye Federal Cumhuriyeti” için sandıkları kurduğunu kimse görmek istemedi. PKK/PYD’nin yapmış olduğu referandumun amacı neydi diye hiç kimse sorgulamadı! PKK/PYD’nin referandum öncesi bölgede etnik temizlik yapmasını da kimse umursamadı! Ancak bu ilk değildi! IKBY Başkanı Mesut Barzani’de yıllar önce aynı etnik temizliği IKBY Bölgesinde yapmadı mı? Türkiye dahil bir çok ülke bu konuda neden askeri müdahale yapmadan sessiz kaldı?!

IKBY Referandum sonuçları ve Büyük İsrail

Öncelikle IKBY’nin seneler önce yapmış olduğu etnik temizlik ve Musul’da ki tapu kayıtlarını imha etmesi öncesi Türkiye bu kayıtları Ankara’ya getirdi. Haliyle Barzani’nin “Buralar Kürt yurdu” demesi bir şey ifade etmiyor. Aynı keza PKK/PYD’nin de aynı yolu izlediğini biliyoruz. Türkiye burada ki kayıtları da çok önceden güvence altına aldı.

Ve, Neden Türkiye hala IKBY Bölgesine şu saate kadar herhangi bir askeri operasyon yapmadı? Türkiye gerçekten de IKBY’nin referandumuna karşı mı? sorusu artık karşılık bulmalı!!!

4 Ekim’de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan İran’a gidiyor. Tabii ki gündem IKBY ve IKBY’nin yaptığı referandum. Ancak bu arada dikkatimizi çeken önemli bir şey daha var. IKBY’nin yaptığı referandum Türkiye-İran ilişkilerini geliştirdi. Aynı keza IKBY’nin yaptığı referandum Irak Merkezi yönetimi ile Türkiye’nin arasında ki buzları da bir nebze olsa eritti. Hatta, Irak Genel Kurmay Başkanı Türkiye’ye geldi ve bir dizi ziyaretlerde bulundu. Irak Merkezi yönetim askerleri Habur’da TSK ile ortak tatbikata dahil oldu. En son noktada ise Türkiye artık Irak Merkezi Yönetiminin muhatap alınacağını, IKBY’nin artık muhatap alınmayacağını ifade etti. Ancak, tüm bunlara rağmen Türkiye diplomatik olarak, IKBY’yi tamamen yok saymayacaktır. Zira;

IKBY Bölgesi ihtiyacının %70’ini Türkiye’den karşılıyor,

Aynı keza IKBY’nin Petrolü Türkiye’ye akıyor,

IKBY Bölgesinin Türkiye’ye ciddi anlamda borcu var,

IKBY Bölgesine Türkiye Askeri ve Lojistik eğitim ve destek veriyordu,

Tüm bunları IKBY Başkanı Mesut Barzani bilmiyor mu?! Elbette biliyor,

IKBY Başkanının bu bildiklerini peki, Türkiye bilmiyor mu?

Türkiye yarın, PKK/PYD’nin referandum sonucuyla, IKBY’nin referandum sonucunun çakışacağını bilirken IKBY Başkanı Mesut Barzani bilmiyor mu?

Devletin Ahlat aklı kusura bakmayın ama Kahvehane lakırdısının çok çok önünde…

Öncelikle İsrail ile Başlayalım!!!

İsrail, IKBY’nin bağımsızlık referandumunu desteklediğini ve referanduma karşı geleceklere askeri müdahale de bulunacağını söyledi. Yetmedi F-16 Jetlerini ise IKBY Bölgesinde konuşlandırdı. İsrail’in bu adımı 14 Mayıs 1948’de oldubittiye getirip İsrail Devletini kurmasına benziyor. Ancak burada dikkat çeken bir nokta var. İsrail bu adımı ile IKBY Bölgesi vasıtasıyla İran ve Türkiye’ye komşu oluyor!

İsrail Jetlerinin İran tarafından vurulduğunu düşünsenize bir! Yada Türkiye tarafından vurulduğunu…!!!!

ABD Yönetimi ise IKBY’nin referandumuna karşı çıktığını deklare ederken, öte yandan da 1.500 ABD Askerini referandumun sağlıklı yapılabilmesi için bölgede konuşlandırdı. Ki bu sayıya ajanları hariç diye de ekleyelim. Ama enteresan bir şekilde referandum sürecinde üniformalı ABD askeri görmedik. ABD’nin bu hamlesi ise kimseyi şaşırtmamalı. ABD’nin PKK/PYD’nin bölgesine yığdığı 3.000 Tır’dan fazla askeri mühimmat ve PKK/PYD Bölgesinde referandum yapılması bölgede bir sonraki hamle için hazırlıktan başka bir şey değil. Zira IKBY Referandumun gizli destekçisidir ABD.

Bu arada dikkatinizi çekmek istediğim bir konu daha var. Türkiye, Kuzey Irak ile ilişkilerini kesmediği gibi herhangi bir yaptırımda da ŞİMDİLİK bulunmadı. Bu adımlar yavaş yavaş atılacaktır biranda olacağını sanmıyorum. Diplomasi görüşmeleri ise devam ediyor.

Bu aşamada İran’ın yada Irak Merkezi Yönetiminin Haşdi Şabi ile birlikte IKBY Bölgesine müdahalesi ise sonuçları kestirilemeyecek kadar ağır olur. Kaldı ki şimdiden Haşdi Şabi ile Peşmergenin bazı bölgelerde çatıştığı ve her iki tarafında ciddi kayıplar verdiği haberleri geliyor. Haşdi Şabi’nin tamamen bölgede saldırıya geçmesi ise Sünni, Alevi, Kıpti, Yezidi ve diğer etnik guruplara katliam yapması anlamına gelir.

Aynı keza birebir anlamda İran’ın IKBY Bölgesine müdahalesi ABD ve AB ülkeleri tarafından Irak’ın toprak bütünlüğü bahane edilerek bölgenin daha da gerilmesinin yanı sıra sıcak temaslara sahne olur.

Herkesin göz ardı ettiği ise Türkiye’nin aslında hali hazırda IKBY Bölgesinde olduğu ve Başika Kampını herkesin unuttuğu!!!

Türkiye ayrıca uluslararası anlaşmalarda ki haklarını ise mahfuz tutuyor.

IKBY’den Seçmenlere ise “Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi dışında kalan Kürt yerleşimlerinin bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?” sorusu soruldu ve EVET yada HAYIR cevabı vermesi istendi.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ise “Türkiye’nin bizi anlamasını bekliyoruz. Referandum asla 26 Eylülde Kürdistan devletini ilan edeceğimiz anlamına gelmiyor.” diyerek ortamı yumuşatmaya çalışıyor. Bu cümle şimdi değil ama ileri de ortam biraz sakinleşsin o zaman Bağımsızlığımızı ilan edeceğiz anlamı taşımıyor mu?!

Katar ambargosu ile başlayan Türkiye’yi yalnızlaştırma ve köşeye sıkıştırma operasyonlarının bir diğer ayağı olarak görebileceğimiz IKBY Referandumu sonuçları bakımından bölgenin kaldıramayacağı kadar ağır sonuçlar doğuracaktır. Şöyle ki;

İran’ın birebir müdahalesi bölgenin değil, Tüm dünyanın karışmasına sebep olur. Irak’ın müdahalesi de farklı bir sonuç doğurmaz. Ancak Türkiye’nin bölgeye hamlesi bölge de sakin geçişi sağlar. Çünkü bölgede Türkiye’ye karşı duyulan bir güven var. Ayrıca Suni olarak IKBY’nin yanında bulunduğunu deklare eden İsrail Bayrağı altında ya da yanında olmaktansa Türkiye’nin şemsiyesi altında olmayı bölge halkı yeğler. Buna mukabil olarak Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan bölge de bu referandum ile hakları doğuyor. Haliyle olası bir harekatta Türkiyeyi herhangi bir şekilde suçlayacak ya da Türkiye’nin karşısında oluşabilecek bir oluşuma karşı, Türkiye uluslararası arenada haklı olur.

Peki asıl soru bu kadar esip gürlememize rağmen neden hala IKBY Bölgesine müdahale edilmiyor?!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 28 Eylül Perşembe günü Ankara’da bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin görüşmesi S-400 Füze anlaşması ele alınacağı gibi, IKBY’nin Referandumu da ağırlıklı konu olacaktır. Ardından 4 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Tahran ziyareti yapacak ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile bir araya gelecek.

Bu süreçler tamamlandıktan sonra IKBY Bölgesine müdahale bekliyorum. Ondan önceki süreçlerde ise ambargo ve yalnızlaştırma politikaları sıkı bir şekilde Türkiye, İran ve Irak tarafından uygulanacaktır.

Peki, İsrail bu işin neresinde derseniz!

İsrail’in şuan tek hedefi IKBY Referandumu ile birlikte Türkiye, İran ve Irak arasında ki bölgede yani Suriye’de kendisine alan açmak!

Mevcut Suriye’de ABD desteğinde ki PKK/PYD bölgesine kadar olan bölgeyi ele geçirmek ve PKK/PYD Bölgesi ile IKBY Bölgesini kendisine tampon haline getirmek!

Bahsini ettiğimiz alan, çok geniş bir Suriye arazisi olsa da bu bölge de Taşeron DEAŞ’ı yok etmek İsrail için çokta zor olmayacak. İsrail, Bölgede ki karmaşayı bahane göstererek dünyanın desteğini de almaya çalışacaktır…

Peki, Türkiye bu gerçekliklerinin neresinde?!

Gezi olayları, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanmaya çalışılması, 17/25 Aralık süreçleri, İran ambargosu, Mavi Marmara olayı, 15 Temmuz CIA-HoCIA darbe kalkışması, Halkbank üzerine yapılan spekülasyonlar, Eski Bakanlardan Zafer Çağlayan’ın tutuklama kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarını tutuklama kararı ve Katar Krizi ile de Türkiye her seferinde sıkıştırılmaya ve EMİR ERİ pozisyonuna sokulmaya çalışıldı. Güçlü Türkiye zira bölgede İsrail’in toprak genişliği için büyük sıkıntı! Her seferinde ise bütün bunların sebebinin Türkiye’nin zayıflatılmaya çalışılmasının ana etken olduğunu ifade etmeye çalıştım. Zira Türkiye’nin zayıflamasının Büyük İsrail Projesi (BOP) için OLMAZSA OLMAZ olduğunu ifade ettim. Hatta Suriye de kurulacak bir Kürdistan Devletinin yaşayamayacağını Akvaryum Balığı Kürdistan‘da ifade ettim. Şimdiler de ise Üst akıl PKK/PYD Bölgesinde yapılan referandum ve IKBY Bölgesinde yapılan referandumlar sonrası bu bölgelerin birleştirilmesi için Türkiye, İran ve Irak’a karşı birleştirilerek Büyük Kürdistan için adımlar atılıyor. Zira ABD 3.000 TIR’dan fazla askeri malzemeyi DEAŞ için değil, Yeni kurmayı planladıkları Kürdistan için bölgeye yığdı. Bunu bu kadar net söylemem de ki neden ise ABD Dışişleri Bakanlığının Referandum sonrası açıklaması. Şöyle ki; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “ABD, dışarıdaki bölgeleri de dahil etmek suretiyle IKBY’nin tek taraflı bağımsızlık için referandum düzenleme kararı almasından dolayı derin hayal kırıklığına uğramıştır” dedi. Açıklamada “Bağlayıcılığı olmayan bu referandumdan dolayı ABD’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki halkla tarihi ilişkilerinin etkilenmeyeceği fakat bu atılan bu adımın IKBY bölgesi ve halkı adına istikrarsızlık ve zorluğu artıracağı” belirtildi.

IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin güvenlik nedeniyle ailesini ve yakın çevresini ise B.A.E’ye özel uçakla göndermesi ise 15 Temmuz’un Finansörü İngiliz uşağı B.A.E.’nin arka planda boş durmadığının kanıtı…

Fırat Kalkanı ile Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail projeleri ellerinde patlayan, her atakları engellenen üst aklın bu projesi de tutmaz zira her şeyi göze almış TÜRKİYE‘yi bu saatten sonra kimse durduramaz. Çünkü ifade net! “Bir gece ansızın gelebiliriz….”

Orhan SARIKAYA

adminadmin