. Perspektif noksanlığının sebep olduğu yalınkatlık bolca dil ile ikrarlar üretir. Bunların hepsi kalp ile tasdike varmayan türdendir. Netice itibariyle insanlar gerçekten konuşma ihtiyacı duymaz, lâkin sıra gevezeliğe gelince kimse sırasını başkasına kaptırmak istemez. Takdirin tanzimatına bakın ki, gevezelik olmayan konuşmalara yanımızda yöremizde rast gelme bir talih işidir. Gerçek konuşmalar bağlılıklardan doğar. Gevezelikler ise önümüze çözülmelerin çoğalttığı kelimeler olarak gelir. Kimsecikler ne size 1979 İran Devrimi’nin mükemmel bir General Motors operasyonu olduğundan, ne de 1967 Yunan Albaylar Darbesi’nin en az 15 Temmuz 2016 Demokrasi Zaferi gibi millî/milliyetçi, en az onun kadar millî/milliyetçi olduğundan bahsedecektir. Daha da ötede, okuduğunuz bu hükmün getirdiği izahat ne derecede isabetli olursa olsun gerektirdiği perspektiften uzak tutulduğu takdirde bir itminan bölgesi temin etmeyecektir. Siyasete ve askeri sevkiyatlara dair izlenim dedikoduları hem zihni, hem de kalbi bulandırır. Dünyada neler olup bittiğini fark etme gayesiyle şiirin doğum yeri olan uzlet sahasından baktığımızda işimizin kolaylaştığını görürüz.
Şiirle olmak, şiirden gelmek, şiiri esas almak insan varlığı hesabına ne talimatla, ne tüzükle, ne de izlekle başarılabilen bir görev üretecektir. Şiir varsa insan karakterindeki irtifa kaybını önlemek için vardır. Hangi insanın, hangi karakterindeki? Bu sualin cevabına ancak şiirden nasibini alabilenler ulaşabilir. Ben 28 Şubat gününün hiçbir vurguyu hak etmediğini ve o günün takvimde alelâde bir yaprak tarafından temsil edileceğini daha o gün söyledim. Oysa Yahudiler bunun adının post-modern darbe olduğunu söylediler. Hadisenin darbeymiş gibi oluşu kifayet ediyordu. 28 Şubat post-modern darbesinin mağdur üretmek gaye ve gayretiyle bir fiiliyat yaratmak olduğuna şiirsizler akıl erdiremez. Mağdur üretme hususunda başarılı olunduğu için AKP hükümeti çilesine duçar olundu. Şiiri alçaltarak yükseleceğini zanneden kimselerin mevki ve makam sahibi olduğu bir dönem başlatıldı. Böylece cümlemiz kötü kokan bir masalın içine tıkılmış olduk. Askeri darbelerle demokrasinin zıt kutuplar teşkil ettiği muz cumhuriyetleri cenneti Latin Amerikan masalındaki esas temadır. Perspektiften nasibini alamayanlar bir itirafı da gözden kaçırıyorlar. İtirafçılar fırsat buldukça 2001’de uçakların Dünya Ticaret Örgütü kulelerine çarpmasıyla 15 Temmuz 2016’da bir darbe önlendiği şayiasının aynı mahiyette olduğunu beyan ediyor.
Düzenek âlemşümuldür. Belâdan sıyrılma cümle âlemin kavrayış tarzı dışında kalarak mümkündür. Türk milleti dünyadaki hiçbir millete benzememe imtiyazını devreye sokmazsa belâdan sıyrılamaz. İmtiyazımız şiir mahsulü oluşumuzda saklıdır. Şeklimizi şiirden aldık, asırlar boyu şiirle yoğrulduk. Post-modernlik ulus-devletlerin varlıklarını gizli kapaklı modernlik savına dayalı bir biçimde devam ettirmelerini öngörür. Türkiye Cumhuriyeti ne bir ulus-devlet, ne de devlet-i ebed müddet uzantısıdır. Türkiye Cumhuriyeti mevcudiyetini başka hiçbir şeye değil, sadece Sakarya Meydan Muharebesi’ni zafere ulaştıran İstiklâl Marşı ideologisine borçludur. Türk milleti Batı Medeniyeti zoru karşısında kazandığı kıvamını yorum-bilgisinde değil, Haçova Meydan Muharebesi’nde bulmuştur. Evet, millet olarak direnme serencamımız bir meydan muharebesinden diğerinedir.
Post-modernlik kapitalist hâkimiyetin kusurlarından yeni bir aydınlanma deneyimi umarak arındırılması için çare üretmeğe, dolayısıyla bu hâkimiyetin zımnen kabulüne müteveccihtir. Post-modern muvaffakiyet sermayenin her tonda yeşilliğe yer açmasıyla atbaşı gider. Hermeneutics ise aynı kapitalist hâkimiyetin İsa kurtarıcılığı düsturunu gözden uzak tutmadan ıslahını öngörür. Post-modern Ahd-i Atik’e, Hermeneutics Ahd-i Cedit’e yakın durmaktan medet umar. Post-modern Amerikalıların sadece paraları olmadığını, paralarından başka şeyleri de olduğunu düşünür. Hermeneutics Amerikalıların paralarından başka her şeylerini Avrupa’dan devşirdiklerinden emindir. İnanç önlemiştir 15 Temmuz 2016 darbesini. Amerika’nın, Amerikan tarzının, American Way of Life’ın mükemmel olduğu inancı.
İsmet Özel, 27 Temmuz 2016
İstiklal Marşı Derneği
