Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 13-07-2020 18:00   Güncelleme : 13-07-2020 18:00

Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii

Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii

Her milletin, her devletin tarihinde iniş çıkışlar vardır. Yedi bin yıllık geçmişi olan bu milletin tarihinde pek çok yokuşlar, büküşler ve  inişler olmuştur. Son iki yüz yıllık tarihimizde batının teknik ve teknolojik alanda kurduğu düzenin gölgesinde geçen bir zaman dilimi oluştu. Bu tarih dilimi içerisindeki en önemli kırılmayı da Birinci Dünya Harbi teşkil etti.

Birinci Dünya Savaşı o zaman ki adı ile Umumi Harp bizim için tarihte yaşadığımız en büyük trajedilerden birini oluşturdu. 2 milyon 850 bin asker mevcudu ile girdiğimiz harpten büyük kayıpla çıktık. 1 milyon kadar şehit, yaralı, kayıp ve esir verdik. Bu harp neticesinde ordumuzun büyük bir kısmını kaybettik.

‘Galipler dayatırlar.’  Ve Birinci Dünya Harbi sonrasında da bu durum bizim için öyle olmuştur.

 Yenildiğimiz bu savaş sonunda galipler kendi ‘galipler düzenini’ bize dayattılar.

İngiltere’nin öncülüğündeki zamanın galip devletleri, bu dayatmalarına daha baştan işgal kumandanlarının telkinleri ile başladılar. Bu cümleden olmak üzere, tarihi çağrışımları nedeni ile başkentin İstanbul olmaması gerektiği, Ankara olmasının onlara göre uygun olacağı, halifeliğin kaldırılmasına kadar bir çok madde başlığı bu şekilde oluşturulmuştır. Hatta Lozan’da İsmet Paşa’nın oturacağı koltuğa kadar galiplerce bir fark oluşturulmaya çalışılmış. Delegasyonumuzun itirazı üzerine ‘siz sadecce Yunanlıları yendiniz’ diyerek kendilerince bir psikolojik sınır oluşturulmuştur. Bu dayatmaların haddi hududu aşmasıyla da bir ara Lozan’da görüşmeler kesilmiş. Sonra gene başlamış ve 24 Temmuz 1923’de anlaşma imzalanmıştır.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN