Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 18-07-2012 15:55   Güncelleme : 18-07-2012 15:55

Yarayı Kanatmak

Oturup bakıyorum, ne çok yara izim var diye iç geçiriyorum

Yarayı Kanatmak
Oturup bakıyorum, ne çok yara izim var diye iç geçiriyorum. Çocukken de severdim yaralarımla oynamayı. Annem her seferinde; “Yaralarına dokunma, izi kalır.” diye uyarırdı. Ben ise vazgeçmez, kabuk bağlayan bir yaram olsa dayanamaz, kabuğunu koparıp kanatana kadar uğraşırdım. Yara tekrar kabuk bağlamaya çalışır, ben yine koparırdım derken vücudumda yara izleri eksik olmazdı.
 
Her yaranın bir hikayesi olduğundan daha bir anlamlı gelirdi bana. Bu kolumdaki bisiklet sürmeyi öğrenirken oldu; ağaca tırmanmaya çalışırken kolumu dal sıyırdı; salıncağın en çok yükseldiği anda, salıncaktan atlarken, atladığım yerde dengemi sağlayamayıp dizlerimi kanattım... Böylece her yaramla birlikte hikayelerim de olurdu. Geçmesine izin vermediğim yaralarımsa, en sevdiğim anılara aitti bazen, ne kadar canımı acıtsalar da, iyileşmlerine kolay kolay izin vermezdim.
 
Zaman alışkanlıkları farklı şekilde çıkartıyormuş karşımıza. Şimdi de ne zaman unutmaya yüz tutacak bir ruh yaram olsa, otururum, kabuğunu koparıp kanatana kadar uğraşırım. Bir aşk yarası, bir dost acısı, çevremdeki üzücü olaylar. Kendi hallerine bıraksam belki zamanla kabuk bağlayıp iyileşecek. Yara kabuklarını sevmiyorum, çok kaba geliyorlar bana. Ne vücudumda ne de ruhumda dayanamıyorum o kabalığa. İyileşmek ve unutmak için önce kabalaşmak, kabuk bağlamak mı gerekiyor? Yoksa annemin dediği gibi, ne kadar uğraşırsak, o kadar çok mu izi kalıyor?
 
Bazı yaralarla birlikte, güzel anılar da gidecekmiş gibi gelir iyileştiğinde. Acaba onları mı unutmak istemiyorum dersiniz? Geriye dönüp baktığımda hayatımdan çıkarılmış zamanların mı olmasını istemiyorum; hiç yaşanmamış, nefes alınmamış gibi. En büyük yaralar en çok sevdiklerimizden geldiğinden mi yoksa? Cevabını tam olarak bilmesem de; yaralarımı unutmak istemiyorum bazen. Kaşıyorum, kanatıyorum, çoğu zaman onları görmezden gelmeyi başaramıyorum.
 
Gerçi sizin de var mıdır, farkında olarak, canınızın acıyacağını bile bile yaralarınızı kurcaladığınız? Çok acıtmış olsa da sizi, yine de çok kurcaladığınız, tam unutulacak kabuk bağlayacakken, durup tekrar kanattığınız oldu mu mesela? Benim gibi yaralarıyla uğraşanlar var mıdır dersiniz?
adminadmin