Analiz
Giriş Tarihi : 01-06-2021 12:58   Güncelleme : 01-06-2021 12:58

Jamaika ve Bonzaiden Sonra Sokaklarda Lyrica Paniği!

lyrica reçeteyle satılan ve daha da trajiği SGK tarafından bedeli karşılanan bir ilaç olarak Jamaika ve Bonzainin saltanatını elinden almış gibi görünüyor.

Jamaika ve Bonzaiden Sonra Sokaklarda Lyrica Paniği!

Lyrica piyasaya iki yoldan giriyor;

Eczanelerden legal olarak alınmak suretiyle.

Uyuşturucu çeteleri ve terör örgütleri tarafından merdivenaltı imal edilerek piyasaya sürülmek suretiyle.

Eczaneler bu ilacı reçetesiz satmıyor.

Ancak psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve yüksek ağrılı rahatsızlığı olanlar ya da bir şekilde bu rahatsızlıkları olduğuna doktoru ikna edenler bu ilacı giderek artan miktarlarda reçete ettiriyor ve eczanelerden sadece katkı payı ödeyerek alabiliyor.

Yani ilacın içinde uyuşturucu etkisine sebep olan pregabalin maddesinin artan oranına göre 25-45 TL arasında eczaneden bu ilaç alınabiliyor.

Her kutuda 56 kapsül var ve ilacı eczaneden alan bazı kötü niyetli kişiler torbacı ya da uyuşturucu tacirlerine kutusu 130-150 TL arasında bu ilaçları satıyor.

Uyuşturucu tacirleri-torbacılar da kutusu 400 TL ya da kapsül fiyatı piyasada ilacın bulunurluk durumuna göre tanesi 20 ile 50 TL arasında satabiliyor. Yani kutusu 150 TL’ye alınan ilaç ortalama 1.000-2.000 TL arasında satılmış oluyor.

İşin daha trajiği müptelası olanlar bu ilacı bulabilmek için her şeyi yapacak duruma geliyor.

Ayrıca merdivenaltı imal edilen ilaçların içine daha yüksek oranda pregabalin katılmasından dolayı kullananlar tarafından tercih edildiği de belirtiliyor.

Kısaca başlangıçta tıbbi ve masum amaçlarla piyasaya sürülmüş olsa da artık bu ilaç büyük bir tehlike teşkil ediyor.

Ülkemiz genelinde kullanımı hızla artan bu ilacın en çok kullanıldığı illerin başında ise Samsun geliyor.

 

PEKİ, BU İLAÇ NEDEN BU KADAR YAYGIN HALE GELMEYE BAŞLADI?

Öncelikli hukuki kolaylık üzerinde bu ilaçla yakalanan kişi rahatsızlığı sebebi ile kullandığını söyleyerek suçtan yırtma şansına daha fazla sahip.

Ayrıca bu işi ticari yaptığı tespit edilen kişiler ise T.C.K.’nın uyuşturucu ticareti suçunu düzenleyen ve temel cezası 10 yıl olan 188. maddesinin 6. fıkrası uyarınca ‘Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 5377 - 29.6.2005 / m.22) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir’ hükmü uyarınca cezasının 5 yıla düşmesi, etkin pişmanlık ve iyihal indirimi gibi indirimlerle neredeyse ceza almadan kurtulabilecek hukuki imkana sahip olabiliyor.

Burada şu kritik sorular gündeme geliyor;

Bu ilacın kullanımı bu kadar artarken yetkililer uyuyor mu?

SGK bütçesinden bedeli karşılanarak alınabilen bu ilacın devlete ve bireylere verdiği zarara yönelik tedbirler alınması için ne bekleniyor?

Konunun daha iyi anlaşılması için bu konuda bizden evvel sıkıntı yaşamaya başlayan Çeçenistan hakkında yazılan bazı yazılardan paragrafları da sizlerle paylaşıyoruz.

 

‘’Türkiye'de de rağbet görmeye başlayan pregabalin içeren L. adlı ilaç, özellikle Kafkasya ve Çeçenistan'ın sorunu olarak biliniyor. Bölgede Rusya Kafkasya Halkları Kongresi öncülüğünde 'L. adlı ilaca hayır' eylemleri düzenlenmişti. Rusya Kafkasya Halkları Kongresi, bu tarz ilaçların satış politikasında değişikliğe gidilmesini, en azından pregabalin içeren L. adlı ilacın eczanelerden reçetesiz satışının engellenmesini talep etmişti.’’

(KAYNAK KARAR GAZETESİ)

 

‘’LİRİKA NEDİR?

Kafkasya’da büyük küçük herkesin duyduğu bu isim artık TV ekranlarında ve sosyal medyada da sıkça zikredilmeye başladı. Bu ilacı kullananların işlediği cinayetleri veya ilacı almak için kendi evlerinden yaptıkları hırsızlıkları anlatan hikayeler hızla yayılarak toplumun gündemini oluşturuyor.

 

Kafkasya’nın her şehrinde taksiciler hangi eczanelerin bu ilacı sattığını ve onu kullanan gençlerin parasını ödemeden bu ilaçları nasıl temin ettiklerini size anlatabilir. Bu çok tanınan uyuşturucu hap, aslında ruh hastaların tedavi edildiği hastanelerde doktorların hastaları sakin tutmak için kullandıkları basit bir ilaç. Doz aşımı yapıldığı zaman insanı “öteki hal”e sokan bu ilaç, aşırı rahat ve sakin anlar yaşatabiliyor. Ancak normal bir insanın bu ilacı uzun süre ve yüksek dozda tüketmesi ya da alkol veya enerji içeceği ile birlikte kullanması aynı insana cinnet anları yaşatabiliyor.

 

Belki de konu ile ilgili esas sorulması gereken şudur; Acaba gençlerimiz bu “öteki hali” ya da daha doğru ifadeyle dünyadan kopma halini neden tercih ediyor? Kendilerini bilerek ruh hastası yapmalarının sebebi ne? Bu sorulara şimdilik verecek somut cevaplarım yok ancak korkarım ki bu cevapları bulduğumuzda oldukça geç olacak…

 

Tabi konunun birde devleti ilgilendiren boyutu var. Devlet, her ne kadar dikta rejimi kurmuş olsa da hasta bir topluluk istemez. Sakin bir toplum tabi ki arzusudur ve bunun için her şeyi yapar ancak hasta bir toplum onlarında işine gelmez ve gelmiyor… Bu sebeple, Kafkasya’da her yerel hükümet bu soruna karşı adımlar atmaya çalışıyor. STK’lar ve aileler bu konuda oldukça kaygılı. Hatta bu kaygı öyle boyutlara ulaştı ki, kanunen kapatılamayan eczanelere linç girişimi haberleri gelmeye başladı bölgeden.

Özetle, Kafkasya bu büyük ve etkili sorundan kurtulabilmenin yollarını arıyor’’

(KAYNAK www.ajanskafkas.com)

Recep YAZGANRecep YAZGAN