İslam dinine karşı sürdürülen nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin beslemeden doğan bu düşünce; geçmişten günümüze kadar devam etmekte ve özellikle medya, internet, televizyon, dergi gibi insanların çok rağbet ettiği araçlarda yaygınlaşma mücadelesi içerisine girilmektedir.
İslamofobi düşüncesini körükleyenlerin en önemli silahı; Müslüman görünümlü bir takım şahısların çıkardıkları taşkınlıklardır. Güncel olaylardan IŞİD ve FETÖ terör örgütleri özellikle bu durumun başlarını çekenlerdir.
IŞİD Ortadoğu’yu ve birçok vilayeti kana bulamasıyla, Fetö terör örgütü ise devlet içerisinde devlet kurmaya çalışmasıyla dikkat çekmekte ve bu faaliyetleri İslam adı altında yapmalarından dolayı Amerika başta olmak üzere birçok batı ülkelerindeki art niyetli insanların ellerine mükemmel bir koz vermektedir.
Öncelikle şunu anlamak gerekiyor ki; terör örgütlerinin kendilerine hizmet edecek kişileri toplaması için insanların ortak noktalarını, düşüncelerini kendi davalarına kıyafet biçmekte ve örgütlerinin nüfuslarını arttırmaktadır.
Kürt vatandaşlarının toplumdan dışlanması, ırkçılık damarlarını kullanarak yeni devlet kurma sevdasına büründürmesi; bazı menfi milliyetçilik yapan kişilerin, Kürtlere ikinci sınıf muamelesi yapanları kullanarak beyin yıkama faaliyetlerini gerçekleşmesi bu durumu gösterir.
Aynı bunun gibi yedi milyar insanın arasından iki milyara yakın nüfus oluşturan bir dini kullanmakta, terör örgütleri açısından paha biçilemez bir değer kapsamaktadır. Bundan dolayı terörist liderlerin kürsülerde cihat, şehitlik, dava gibi kelimeleri kullanması ve bazı şarlatanların İslam Peygamberiyle görüştüğünü iddia edip, kendilerine velayet makamı addetmesinin etkisiyle iki dudağının arasından çıkan emirlere itaat ettirmekte ve toplumda anarşizmin oluşmasına sebep olmaktadır.
Bunları bildikleri halde dış mihraklar İslamiyete saldırırken, iç mihraklar ise Kur'an ve hadis ışığında dine hizmet eden bütün cemaatlere, tarikatlara saldırıyor.
İslam Terör dinidir diyen dış mihraklar acaba kendi dinlerine mensup kişilerin katliamlarını, terörlerini, taşkınlıklarını görmüyor mu? Acaba bu terör kavramı onlar için geçerli değil mi?
Birinci ve ikinci dünya savaşını başlatıp yaklaşık 50 milyon insanın ölümüne sebep olan kim?
Hiroşimaya nükleer bomba atıp masum insanlarla beraber birçok hayvanların katledilmesine sebep olan kim?
20 milyondan fazla aborjinleri öldürüp, bazılarının da topraklarından sürülmelerine sebep olan kim?
Kuzey ve Güney Amerika'da kızılderilileri yok eden kim?
Afrika halkının %70'ini katledip bir kısmını da köleleştiren kim?
Vietnam savaşında 5 milyon civarı insanı katleden kim?
Filistin, Irak gibi Müslümanların olduğu coğrafyada binlerce insanı kana bulayan kim?
İslamofobi hareketini başlatmadan önce bu ve buna benzer tarihten günümüze dek vuku bulan olayları düşünmek gerekir.
Norveçte bir Hristiyan 77 kişiyi öldürüyor ve sonuç; Akli dengesi bozuk.
Fransa'da bir kaç Müslüman 12 kişiyi öldürüyor ve sonuç; İslam terör dinidir.
Ne kadar adaletli bir yaklaşım değil mi?(!)
Peki, iç mihraktaki insanların kemalizm düşüncesini esas alıp darbe girişimi olayını bahane ederek Kur'an ve sünneti esas alan cemaat ve tarikatlara karşı sözlü, fiili saldırılarına ne demeli? Bahaneleri de hazır:
''Yeni bir Fetö oluşumu olma potansiyelerindeler.''
Öncelikle şunu anlamak gerekir ki; İstanbul'daki bir kasap insan katlediyor diye İzmir'de olan herhangi bir kasapçı o işten mesul değildir!
O halde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubatta yaşanan darbe olaylarını ele alarak tüm Atatürkçüleri ortadan kaldıralım. Sonuçta onların felsefi anlayışına göre ''potansiyel darbeci'' ünvanına sahipler. Ne dersiniz?
Rıdvan HAVAYASOR
