Türkiye 13 Mart Pazar akşamı, büyük bir patlamayla sarsıldı. Bilindiği gibi yakın zamanda yine Ankara’da patla olmuştu. Bu patlamayla birlikte, insanlıktan nasibini almayanların, hedefinde sivil insanlar vardı. Kendi hayatlarını ucuzsa satanlar, bütün insanların hayatının ucuz olduğunu sanıyorlar. İnsaf yok, vicdan yok, akıl yok! Patlamaların yapıldığı yerlere baktığımızda, insanların en kalabalık olduğu yerler seçilmektedir. Nedeni çok basit, daha çok masum insan ölsün! Son zamanlarda, Türkiye’de patlatılan bombaların hepsi, bir zincir gibi birbiriyle bağlantılı… Teröristlerin hedefi, ülkeye zarar, insanlara korku vermek… Teröristlerin mesajı: eğer bizler öldürülüyorsak, sizlerde rahat içinde olmayacaksınız, şeklindedir. Batılı teröristler, Türkiye’deki taşeron teröristlerini kullanarak, bir kargaşa ortamı, oluşturmak istiyorlar. İnsanların huzursuz ve tedirgin olmalarını arzu ediliyor. Huzursuz Türkiye demek, huzursuz Ortadoğu demektir. Yaşanan bu vahşeti incelediğimizde, düğmeye tek bir noktadan basıldığı görülmektedir. Düğmeye basan el aynı, teröristler farklı, mekânlar farklı, ölenler farklı, manzara aynı: Katliam ve Vahşet! Gerçekten bu katliamdan mutluluk duyanlar var. Peki, bu vahşi manzaradan kimler mutluluk duyar? Bu vahşi, manzaradan mutluluk duyanlar; İsrail bu manzaradan memnun, Rusya bu manzaradan memnun, ABD ve AB manzaradan memnun! Bakmayın bunların üzüntülü yüzlerine, saydığım ülkenin zihniyetine sahip olanlar her defasında mutluluktan havalara uçmaktadırlar. Onların üzüntüleri mesajları da kendileri gibi sahte. Onların hayatı değerli, geri kalan insanların hayatlarının hiçbir değeri yok!.. Sadece bunlar değil, bunların yerli işbirlikçilerde aynı mutluluğu yaşamaktadırlar. İsrail’in taşeronu olan siyasetçilerde en az, teröristler kadar suçlu ve haindir. Bu konuda, HDP ve PKK kol kola değil mi? Gelişen hadisler bize şunu gösteriyor. Patlamalar, katliamlar, sadece bununla sınırlı kalmayacak. Yani, ilerleyen tarihlerde, insanların en çok toplandığı camiiler hedef olabilir. Teröristler, İslami kesimin, derneklerini, vakıflarını, mensuplarını, hedef seçebilirler. Şunu unutmayalım ki, terörün dini, rengi, ırkı yok! Onlar bebeklere dahi acımazlar. O halde sormak gerekiyor, bombanın pimini kim çekti? Teröristler mi, yoksa onların fikir babaları mı? Yazımı şu iki güzel sözle bitiriyorum: “Dünya kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir."(Albert Einstein) “İnsafını kaybedenler, hiçbir hakikati bütünüyle kavrayamazlar.”(Cemil Meriç)