Kültür
Giriş Tarihi : 14-09-2018 08:50   Güncelleme : 14-09-2018 08:50

Mesnevi’den Seçmeler

Mecnun’un Hâli

Mesnevi’den Seçmeler

Bir gün Mecnun, ayrılık derdinden hastalandı. Boğaz hastalığına tutuldu. Tedavi için hekim geldi. Gördü ki damarı yarmak ve kan almaktan başka çare yok;

- Kanı def etmek için hacamat lâzım, dedi.

Çağırdılar; hünerli bir hacamatçı geldi. Mecnun’un kolunu bağladı. Şiş olan yeri deşeceği sırada, o huyu aşktan ibaret olan âşık, bir nara attı. Adama,

- Paranı al git. Hacamat etme. Ölürsem öleyim. Bu eskimiş beden, bırak ölsün, dedi.

Hacamatçı;

- Bundan ne korkuyorsun? Sen kükremiş aslandan bile korkmazsın. Bu yaradan mı korkuyorsun? dedi.

Bunun üzerine Mecnun, hacamatçıya şöyle cevap verdi:

- Ben yaradan korkmuyorum. Sabrım, dağlardan da fazladır. Hatta yarasız durmaya sabrım yok. Fakat vücudum Leylâ ile doludur. Bu sedef, o incinin sıfatlarıyla dolmuştur. Ey hacamatçı! Korkarım beni hacamat ederken Leylâ’yı yaralarsın.

adminadmin