İmar komisyonu toplandığında ben oradaydım. On beş yirmi dakika sürdü, ardından da meclis toplantısına geçildiğinde salonu terk ettim. Çarşambayı gördükten sonra perşembenin nasıl geleceğini anlamak için beklemek gerekmezdi.
Muhalefet konuşuyor daha doğrusu konuşmaya çalışıyor ama belli ki dersine iyi çalışmamış, derdini iyi anlatamıyor. Çalıştıkları kadarını dile getirmelerine de Meclis Başkanvekili Turan Çakır izin vermiyor. “Siyaset yapmayın! Yaparsanız sözünüzü keserim” diyor. Kimse de kalkıp “Sayın Başkan Vekili, siz de biz de siyasi insanlarız, buraya siyaseten seçilerek ve siyaset yapmak üzere geldik, siz hangi mantık ve hangi hakla bize siyaset yapmayın diyebilirsiniz” demiyor. Demek akla mı gelmiyor, siyasi nezaket mi elvermiyor ya da “iktidarla kötü olmamak” düşüncesi mi ağır basıyor, bilmiyorum. Siyasetçinin siyasetçiye siyaseti yasakladığı ileri demokrasiyi şaşkınlıkla izliyorum.
Mecliste AKP’nin iki hukukçusu var: Emin Kazım Şen ve Kerami Gürbüz. Ama muhalefetin hukukçusu yok. Sayın Şen ve Sayın Gürbüz’ün hukuki açıklamalarına itiraz etmeleri mümkün değil. Belli ki gelmeden kendi hukukçularıyla bir bilgi alışverişi yapmamışlar. Mahkeme kararının bir şekil noksanlığından ibaret olduğunu öne süren iktidar sözcülerine verecek cevapları yok. Olay kamuoyuna da böyle yansıyor ama öyle değil. Mahkeme kararı çok net, dikkatlice okunduğunda meselenin şekilden çok esasa dayandığı ortaya çıkıyor. Mahkeme kararında yer alan “…imar planı yapma yetkisine sahip olan kurumlarca uyuşmazlığa konu yerlerde viyadüklü geçiş v.b yol düzenlemelerine ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesi, ihtiyaç bulunması halinde en uygun yer seçiminin yapılması, bu hususun imar planlarında yer almasının sağlanmasından sonra bir karar alınması ve çalışmalara başlanması gerektiğinden…” ibareleri dikkat çekici. Mahkeme sadece bir şekli noksana değil esasa yönelik ciddi noksanlara dikkat çekiyor. Bir bakıma meclise konuyu enine boyuna tartışma imkanı sağlıyor ama ne yazık ki meclis muhalifiyle muvafıkıyla bu fırsatı değerlendirmiyor.
O viyadüklü yol hakkında en doğru benzetmeyi, basında yer aldığı şekliyle, o yolun hararetli savunucusu Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yapıyor: “Kentin önünde bir gavur ölüsü…” Gavur ölüsünü kentin önüne dikmek için şimdiye kadar 150 milyondan fazla harcadık. Dokuz on yıl sonra da yıkmak o gavur ölüsünün molozlarını kaldırmak için yine milyonları (eski hesapla trilyonları) harcarız. Paramız bol nasıl olsa.
KAYNAK
http://www.habergazetesi.com.tr/kose-yazilari/osman-kara/5305/mizrak-cuvala-sigdirildi-/
MIZRAK ÇUVALA SIĞDIRILDI!
Pazartesi bu kentte bir grup seçilmiş insanın(siyasetçinin) parmakları kalktı, parmakları indi ve yanlış doğru ilan edildi. Bölge İdare Mahkemesi’nin iki yıllık bir incelemeden sonra yanlış dediğini Büyükşehir Belediye Meclisi yarım saatlik bir görüşmeyle doğrulttu. Başka bir ifadeyle mızrak çuvala sokuldu ve de yine bir başka ifadeyle minareye kılıf uyduruldu.
admin
