Eğitim
Giriş Tarihi : 29-11-2020 05:15   Güncelleme : 29-11-2020 07:19

Üniversitelerimizin Hali…!

YÖK tarafından yayınlanan 2019 Yılı Üniversiteler İzleme ve Değerlendirme genel raporuna göre;

Üniversitelerimizin Hali…!

1- Türk yükseköğretim sistemi, aktif olarak eğilim ve öğretim faaliyetinde bulunan 196 yükseköğretim Kurumuna, 158 bin 97 öğretim elemanına ve 3 milyon 887 bin 682 örgün öğretim öğrencisine sahiptir.

 

2- 2018 mali yılında 152 üniversite bütçelerinin ortalama % 4’ünü Ar-Ge kapsamında harcadıklarını beyan etmiş, 7 devlet üniversitesi ise Ar-Ge harcaması yapmadığını beyan etmiştir. Bütçesinin %15 ve üzerini Ar-Ge faaliyetlerine harcayan üniversite sayısı 8'dir. Gerçek anlamda ARGE faaliyeti yürüten üniversite sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir.

 

3- 2018 malı yılında 109 üniversite, yatırım bütçelerinin ortalama %11,95’ini Ar-Ge kapsamında harcamıştır. Ar-Ge için yatırım harcaması yapmayan üniversite sayısı ise 63’tür. Yatırım bütçesinin %50 ve üzerini Ar-Ge için harcayan üniversite sayısı 6’dır. Üniversitelerimiz yatının bütçelerinin büyük bir bölümünü inşaata ve betona harcamışlardır.

 

4- 2018 mali yılında 166 üniversite bütçelerinin ortalama %0,62’sini yayın alımı için harcamıştır. Bütçesinin %1 veya daha fazlasını yayın alımına ayıran üniversite sayısı 21’dir. 2018 mali yılda 6 üniversite yayın alımı için bütçe harcaması yapmamıştır.

 

5- Üniversitelerde öğrenci başına düşen ortalama basılı kitap sayısı 7’dir. Öğrenci başına 25 ve üzeri basılı kitap düşen üniversite sayısı 8 iken öğrenci başına 1'in altında basılı kitap düşen üniversite sayısı 4’tür. Öğrenci başına düşen e-yayın sayısı 50 ve üzeri olan üniversite sayısı 35 iken 13 üniversitede öğrenci başına 1 'in altında e-yayın düşmektedir.

 

6- Üniversitelerimiz ARGE ve kitaba bütçe ayırmadığı için üniversitelerimiz kayda değer bir ölçüde bilimsel çalışma yapamıyor.

 

a) 2018 yılında SCI, SCI-Expanded, SSCI, AHCI ve ESCI endeksli dergilerde öğretim elemanı başına düşen yayınların ortalaması 0,314’dür. Yayın sayısı dikkate alındığında, bin ve üzeri yayım olan üniversite sayısı 10’dur. Üç üniversitenin ilgili veri tabanında kurum adresli yayım bulunmamaktadır.

 

b) 2018 yılında 115 üniversite 1.683 patent faydalı model veya tasarım başvurusunda bulunmuştur. İlgili yılda patent, faydalı model veya tasarım başvurusu yapmayan üniversite sayısı 57’dir. Aynı yıl 95 üniversitenin 821 başvurusu olumlu sonuçlanmıştır. Patent, faydalı model veya tasarım belgesi almayan üniversite sayısı 77’dir. Üniversitelerimizin önemli bir bölümünde patent, faydalı model veya tasarım ile ilgili bir faaliyet yürütülmemiştir. Üniversitelerimizde olumlu sonuçlanan 1 adet patent faydalı model veya tasarım başına düşen öğretim üyesi sayısı 193’tür. Üniversitelerimizde patent faydalı model veya tasarımla ilgili olarak kayda değer bir çalışma yapılmamaktadır.

 

c) 2018 yılında 105 üniversite ARGE, verimlik arttırma, ürün geliştirme, inovasyon vb. kapsamda endüstri ile ortak 3 bin 286 proje yürütülmüş söz konusu projelerin toplam bütçesi yaklaşık 773 milyon TL’dir. Üniversite başına ortalama 7 milyon TL, öğretim üyesi başına ise 4 bin 889 TL endüstri ile ortak proje bütçesi düşmektedir. Söz konusu endüstri ile ortak projelerin 773 milyonluk bütçesinin yarıya yakınını 5 üniversite aldığından, birçok üniversitenin payına düşen bütçe 1 milyon TL altında kalmaktadır. Üniversitelerimiz çok büyük bir bölümünün endüstri de ortak proje geliştirme noktasında kayda defa bir çalışması yoktur.

 

d) 2018 yılında 135 üniversitedeki öğretim elemanları, uluslararası fonlardan sağlanan desteklerle 1.105 proje yürütmüştür. Elli ve üzeri proje yürütülen üniversite sayısı 5’tir. Otuz yedi üniversitede ise uluslararası fonla desteklenen herhangi bir proje yürütülmemiştir. Üniversitelerimizin büyük bir bölümünün bilimsel araştırma yapma gibi bir hedefi, yeterliliği ve sorumluluğu olmadığından, uluslararası fonlarca desteklenen bilimsel araştırmalara ilgi duymuyorlar.

 

e) 2018 mali yılında 156 üniversitenin danışmanlık, proje ve araştırmalar dâhil öz gelir, döner sermaye, fon vb. merkezi bütçe dışı toplanı gelirlerinin gerçekleşen yıllık bütçelerine oranının ortalaması %7.46’dır. On altı üniversite, merkezi bütçe dışı gelirinin olmadığını beyan etmiştir. Üniversitelerimiz kavda değer bir bilimsel çalışma yürütmediklerinden dolayı mali bir değerce üretememektedirler.

 

f) Bilimsel yayınlara, ARGE’ye yeterli mali kaynak bulamayan üniversitelerimiz lüks ve israfa geldiğinde harcamalarında sınır tanımıyorlar. Samsun Üniversitesi Rektörü Mahmut Aydın için 33 aylığına 379 bin 500 TL 2020 model lüks makam aracı kiralanıyor. Makam aracının aylık kirası 11 bin 500 TL. (2020 model standart donanımlara sahip 0 km bir aracın günümüzde satış fiyatı 150-160 bin TL) Makam aracının yanma makam şoförünü aracın bakım onarım ve yakıt giderleri de dâhil ettiğinizde makam aracının üniversiteye aylık maliyeti 24-25 bin TL, yıllık maliyeti ise 300 bin TL’ye yakındır.

 

Bu konuda Samsun 19 Mayıs Üniversitesi tek örnek değildir. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi rektörlüğüne 4 Mart’ta atanan Prof. Dr. Şükrü Beydemir için günde 24 saat ve hafta sonu ve resmi tatiller dâhil kullanılmak üzere lüks düzeyde dört çeker makam aracı kiralanıyor. Aracın 6 aylık kirası 81 bin 640 TL, aylık kirası ise 13 bin 7 TL’dir. Rektörüne lüks makam aracı kiralayan iktidarın, üniversitelerimize öğrenci başına yaptığı yıllık eğitim harcaması ise sadece 8 bin 839 TL’dir. Bir başka ifade ile rektörün makam aracının 1 yıllık gideri 34 gencimizin bir yıllık eğitim giderme eşittir.

 

Söz konusu öğrenci başına yapılan 8 bin 839 TL harcamanın ne kadarının gerekli olan eğitim faaliyetine harcandığı, ne kadarının ise gereksiz harcamalarla israf edildiği de ayrıca tartışılması gereken bir başka konudur. Gazetelerde ve internet sitelerinde yer alan haberlere baktığımızda yükseköğrenim sistemimiz bilimsel çalışmaları ve başarıları ile değil keyfilikle, israfla ve adam kayırmayla gündeme gelmektedir. Her gün; yeni bir israfa, rezalete, haksızlığa ve torpile şahit olmaktayız.

 

7- Peki; 2019 ve 2020 yıllarında bir iyileşme, kalite artışı, olmuş mudur? Aksine durum, daha da kötüye gitmiştir. Eğitim, ilköğretimden/üniversiteye kadar dökülmektedir. Hiçbir işe yaramayan, hiçbir meslek kazandırmayan, diplomalar dağıtılmaktadır. Diplomalı işsizler ordusu, devamlı olarak artmaktadır.

 

- İktidar (çoğu eski milletvekili), rektör tayinlerinde liyakati hiç önemsememekte, sadece tam sadakat ve mutlak itaate önem vermektedir. Elbette, YÖK üyeliği için de aynı şartlar aranmaktadır. Neticede beynelmilel sıralamaya hiçbiri giremeyen, ilmi yayını olmayan, araştırma yapmayan, sadece sayı olarak anlam ifade eden ancak kemiyet olarak hiçbir şey ifade etmeyen, 196 adet üniversitemiz bulunmaktadır. (Eskiden ODTÜ/İTÜ/Boğaziçi/Bilkent gibi sıralamaya giren üniversitelerimiz vardı. Saraya mutlak itaat göstermedikleri için onlar da zayıf düşürüldü. Anadolu liseleri, Fen liseleri ve asra yakın başarılı geçmişi bulunan liseler gibi kalitesizliğe mahkûm edildiler.)

 

- Hâlbuki yapılacaklar bellidir. Liyakate önem vermek. Üniversitelerin üzerinden politik baskıları çekmek. Üniversitelere verilen tahsisatı, yapılan ilmi araştırmalara/gerçekleştirilen projelere/yetiştirilen ilim adamı sayısına bağlamak. Gerçek anlamda bir üniversite reformu yapmak. Ülke ihtiyaçlarına göre eleman yetiştirmek. Gereksiz fakülte ve birimleri kapatmak. İsrafın önünü kesmek. Eğitim kalitesini yükseltmek. Akademisyenleri yaraştırma yapmaya, bilgi ve proje üretmeye teşvik etmek. Yüksek teknolojiye öncelik vermek.

Yeter ki arzu edilsin.

Dr. Burhan ÖZFATURA - gozlemgazetesi.com

Recep YAZGANRecep YAZGAN