Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 05-04-2017 16:31   Güncelleme : 05-04-2017 16:31

Bardak Taşıyor…

Gerçekten de bardak taşıyor hem de öyle böyle değil! Bardak artık son limitlerini kullanıyor!

Bardak Taşıyor…

Malum 16 Nisan yaklaştıkça ve Referandum’da Evet oyları anketlerde daha da yükseldikçe her yerden enteresan bir yara kaşıma, Bardağı taşırma operasyonları da ardı ardına geliyor. Bu operasyonlara baktığımız zaman ise hem içeriden hem de dışarıdan geliyor bu kaşıma operasyonları…

Geçtiğimiz Hafta sonuna doğru ABD Hükümeti, Suriye’nin başında ki Diktatör Katil Esed’i Suriye’nin Lideri olarak gördüklerini açıkladı. Kaldı ki Obama Hükümetinin devrilmesi için onlarca harekatını yok sayarak Esed’siz bir Suriye olmayacağını ön gördü. Türkiye’nin Suriye’de Esed ile çözümün bulunamayacağını ısrarla ifade etmesine rağmen. Yine geçtiğimiz hafta ABD Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson’ın Türkiye ziyaretinde de Suriye’nin geleceğinde ne PYD/YPG  ve DEAŞ Terör örgütlerinin ne de Katil Esed’in ve yönetiminin olmayacağının belirtilmesine rağmen!

Hafta sonu ise IKBY Başkanı Mesut Barzani, Irak’tan ayrılmak için yakın bir zaman da Referanduma gidileceğini açıkladı. Ve duyduğumda direk söylediğim ilk söz şuydu! “Barzani bu hareket için Türkiye’de ki Referandumu bekliyordu, Uzun süredir!” Zira gerek IKBY Başkanı Barzani gerekse IKBY’nin Milletvekilleri birçok defa 82 Musul, 83 Kerkük olsun söylemlerini uzun zamandan beri dillendiriyor. Aynı keza Barzani’den birçok defa IKBY’nin Türkiye’ye bağlanmak istediğini duyduk ve bu konu da da geri adım atmıyor. IKBY ile Türkiye arasında bir çok nokta da alış-veriş söz konusu ve IKBY Dünya’ya açılmak için ya Türkiye’yi seçecek ya da İran’ı. IKBY’nin İran’ın Şİİ genişleme politikalarından dolayı birlikteliği mümkün değil. Eğer olabilecek olsaydı şimdiye kadar çok uzun zaman önce olurdu. Bu hamle ile IKBY artık Türkiye’ye bağlanma yolunda ki en önemli ara sıkıntılı taşlardan bir tanesini ortadan kaldırıyor. Ancak IKBY’nin Mesut Barzani’nin ağırlığı Türkmen Şİİ ve Arap kökenli insanların yaşadığı Musul’a IKBY Bayrağı çekmesi bardağı taşırdı. Barzani ailesi bölgede uzun süreden beri hakim konumunda ve haliyle bölge de ne var ne yok çok iyi bildiği gibi kimlerin hassas bölgesi neresidir onu da çok iyi biliyor. IKBY Parlamentosu da Arap ve Türkmen milletvekillerinin protestosuna ve oylamaya katılmamalarına rağmen Musul’un IKBY’ye bağlanma kararını Referanduma götürme kararı aldı.

İran,bölgede ki Şİİ grupların varlığından dolayı tepki gösterirken aynı tepkiyi hatta daha sert tepkiyi Sünni gruplar ve Türkmenlerden dolayı Türkiye gösterdi. Peki, IKBY Başkanı Mesut Barzani bu tepkilerin geleceğini bile bile neden böyle bir karar aldı?

 Doğru soruyu sorduğumuzda doğru cevabı almamız da çok daha kolay olacaktır!

Elbette ki IKBY Başkanı Mesut Barzani, Irak’tan ayrılma kararı Referandum’da çıktıktan sonra Türkiye ile pazarlık yaparken elini güçlendirmek için. Referandum’da ayrılma kararı sonrası Halka sorduk ve Irak’tan ayrıldık dediklerinde hem İran ile hem de Türkiye ile pazarlıklar yapılacaktır. Zira IKBY’nin dış dünya’ya başka türlü bağlanabilme şansı yok. O yüzden de IKBY Başkanı şimdiden bölgesini genişletme ve elini güçlendirme çabasında. Mamafih, Musul çok önemli hem Petrol havzası, hem de bölgede ki tek Barajın olduğu yer. Önümüzde ki yüzyılın petrolden daha ziyade su savaşları ile anılacağı hesaba katıldığında elbette ki IKBY Başkanı Barzani’nin hesabı Musul’u IKBY topraklarına katmaktan geçecektir.

Bu bağlamda Türkiye nasıl tepki verecek onu 16 Nisan sonrası göreceğiz ancak ilk sözlü tepki Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi ve pek sert açıklamalarla “Kabul edilemez.” dedi. Kısaca Bardak taşıyor!

Halepçe katliamında sarin gazı kullanımı sonrası yaşanan dram hafızalarda tazeyken maalesef 04.04.2017 tarihinde de bu defa Suriye’nin İdlib kentinde Katil Esed’in kimyasal silah kullanmasını tarih not etti. İdlib şehri belki bizler için önemli bir yer ifade etmiyor gibi görünse de ÖSO ve diğer Türkiye’nin desteklediği gruplar için çok önemli bir kavşak noktası. İdlib’i özel kılan bir diğer önemli nokta ise İdlib’in Halep’in giriş kapısı yada Halep’e giriş anahtarı olması. Her ne kadar geçtiğimiz aylarda Katil Esed rejimi kente girmiş olsa da belirli bölgelerinde hala Türkiye’nin desteklediği gruplar hakim. Katil Esed yönetimi de bu bölgelerde ki hastaneler dahil her noktaya kimyasal silahlarla saldırdı. Kimyasal Silah kullanımına dünya tepki gösterse de, Türkiye’nin tepkisi çok daha sert oldu ama bunun sadece söylemle kalmayacağını ve 16 Nisan sonrasında bunun icraata döküleceğini şimdiden söyleyebiliriz. Sadece bu bölge için bile baktığımızda da bardak taşıyor…

Pek tabii ki ABD Yönetimi de “İdlib’deki saldırıyı kınıyoruz, görmezden gelemeyiz. Saldırı Obama yönetimin zayıf politikalarının sonucu…” diye bir açıklama yaptı. Bunun Türkçe meali ise Obama yönetimli ABD bölgede etkin değildi, Haliyle tüm suç onların, biz daha etkin olacağız! anlamı taşıyor.

Bardak Taşıyor… demiştik değil mi? Bitmedi!

AB’nin ise akıl almaz,Müttefiklik şartlarına uymaz bir şekilde 16 Nisan Referandumunda Hayır kampanyasını artık desteklemesi değil adeta Hayır Kampanyası yapması ise AB’de de Türkiye açısından Bardak taşıyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert sözleri ve “16 Nisan sonrası AB Üyeliğini masaya yatıracağız ve AB üyeliğini Referandum konusu yapabiliriz!” sözleri de Bardağın taştığının net göstergesi…

Rusya cephesi ise oldukça karışık özellikle St. Petersburg metrosunda ki patlama hiç kimsenin beklemediği bir anda geldi. Bu tür terör olaylarını yapan DEAŞ, bu terör olayını da üstlendi. Bugün yine onlara göre radikal İslamcıların bizlere göre DEAŞ’ın bir polis aracını taraması da Rusya’yı ister istemez tedirgin ediyor. Ancak Suriye’de bugün kimyasal silah kullanan Katil Esed’e desteğe devam edecekler. Zira Rusya’nın sıcak denizler hayali Katil Esed ile gerçekleşmiş oldu. Katil Esed, Şam’da küçük bir bölgede bile yönetimde kalsa Rusya asla Katil Esed’den vazgeçmeyecek. Ama diğer yandan da DEAŞ’a karşı hava bombardımanı şeklinde ki saldırılarını artırdığı gibi Muhalif gruplar da aynı muameleye maruz kalacaktır. Görüldüğü üzere Rusya’nın Suriye cephesinde de Bardak taşıyor…

Bu kadar gelişmenin içerisinde iç siyasette Bardak taşmazsa olmazdı zaten!

Başta CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve devrik CHP Lideri Deniz Baykal’ın açıklamaları akabinde de diğer CHP’li vekillerin akıl almaz sözleri de iç siyasette tansiyonu yükseltirken, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un “Evet oylarını verenleri denize dökeceğiz.” imasında bulunması iç siyasette bardağı taşırıyor…

PKK ve HDP’nin ise “Tek Bayrağa Hayır, Tek Millete Hayır” sloganlı referandum kampanyası pek kimsenin dikkatini çekmese de önemli ayrıntılardan.

Her ne kadar dillendirilmese de Ak Parti’de Ak Partililer ile AKP’liler arasında bir didişme olduğu ve 16 Nisan sonrası Ak Parti’den AKP’lilerin tasfiyesi söz konusu olacaktır. Aksi takdirde halkın beklentileri karşılanmadığı takdirde Ak Parti’yi de ANAP gibi bir sonun beklemesi kaçınılmaz olacaktır. Haliyle İktidar partisi olmasına rağmen Ak Parti’de Bardak taşıyor…

16 Nisan’a kadar ki süreçte gerek bölge de gerekse iç siyasette ve AB ile ABD kanadında Türkiye açısından bardak taştı taşacak pozisyonunu koruyacak, Zira yapılan anketlerde kararsız olarak görülen seçmenlerin büyük kısmının Evet oyu vereceğini anket şirketleri şimdiden söylemeye başladı. Hatta bir İngiliz araştırma şirketinin Evet oylarının %60 seviyelerinde olduğunu açıklaması da bölgenin ve iç siyasetin daha da kızışacağının en büyük göstergesi…

Bir başka itiraf ise İngiliz gazetesi Times’den geldi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yaz mültecileri Avrupa’ya gitmeleri için serbest bırakabileceği iddiasında bulundu ve “Bu yaz bir kaosa hazır olun!” dedi. Times, “Türk Cumhurbaşkanı, göçmenlerin Avrupa’ya girmesine izin vermek için tüm gerekçelere sahip. Çünkü onu hakir gördük.” dedi. Görüldüğü üzere İngilizlerde oldukça tedirgin…

Halk ise biran önce İdam yasasının çıkmasını istiyor. FETÖ’nün devlet içerisinden özellikle Mahalli idarelerden ve TBMM’den temizlenme sürecini yani 16 Nisan sonrası bekliyor. PKK’nın bu yaz tamamen ortadan kaldırılması da halkın beklentileri arasında ve 16 Nisan sonrası Halkta da Bardak taşıyor...

Güzel tarafından bakacak olursak eğer, 16 Nisan sonrası ise gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafında gerekse Ak Parti tarafında şekillenmeye başladı, Umut edelim de bu saydığımız unsurlardan bir ya da bir kaçında 16 Nisan öncesi bardak taşmasın…

 
adminadmin