Çok az ülke, uğruna ülkemiz kadar can verilerek muhafaza ve müdafaa edilmiştir. Ama ne yazık ki devletin sahip olduğu yabancı sistem her geçen gün bizi düşmanın saffına çekiyor, Fransa’da da sokakta gezen kızların göbeği açıkta bizim sokaklarda gezen kızların da, istisnalar hariç tabi. Moda bu maalesef! zaten düşmanın asıl amacı bizi yok etmek değildir, kendine benzetip, sırtımıza binmektir.
Hele şu ülkenin haline bakın!
*Bu ülkeyi İslam ordusu düşmandan kurtardı ama mevcut sistem Laiklik denen bir akımla İslam’ın canına okudu, camilerin başına getirdiği nahoş haller dünyada görülmemiş. Bir zamanlar İslam’ın şiarı olan Ezanı Türkçeleştiren tek ülkeyiz.
*Türkleri iki kelime Türkçe ile oyaladılar, Kürdü döverek bir iç mesele oluşturdular ve beka sorunu diye bir kavram geliştirildi, vatandaş bu kaygı ve korku ile yaşamaya çalışırken Siyonistler devletin tüm kilit noktalarına adamlarını yerleştirdiler.
*Dünyada benzeri görülmemiş bir haksızlığa imza atıldı ve harf devrimi yapıldı, Devlet-i Aliyeyi Osmaniye’nin yönetim kaynağı olan Anadolu diyarında bir gecede tüm vatandaşlar okuma yazma bilmeyen, cahil bir topluluk oldu.
*Bu ülkenin adalet mekanizmasına Fransa, Almanya, İsviçre, İtalya’dan ithal edilen yasalar yerleştirildi, başına Türk kelimesini getirerek Türk vatandaşları yine oyaladılar. O “Türk Milleti adına” deyip verilen kararlar hepsi gavur kanunlarına göre veriliyor maalesef!
*Allah’ın insanlığın huzur ve saadeti için göndermiş olduğu hukuk sisteminin hiçbir maddesi kabul edilmedi, sadece vatandaşlarımızın öldüğünde İslam’a göre defin edilmesine müsaade edildi.
*Kılık kıyafet devrimi getirerek kadınlarımızı alttan üstten soydular, çıplaklığı çağdaşlık diye topluma yutturdular, atalarımızın başına şapka koydular, nice şahsiyetleri şapkayı takmadığı için idam ettiler.
*Bu haksızlığa karşı tepki gösterenleri de cezalandırdılar, kimisini idam ettiler, kimisini kurşuna dizdiler. Ne yazık ki 5816 numaralı yasa yüzünden yakın tarihin iç yüzü anlatılmıyor.
*Rahmetli Alev Alatlı’ının ifadesiyle şu Kemalist sistem bir Siyonist projesidir. Dünyada iki devletin alfabesi değişmiş, biri İsrail değiştirdi ve aslına dönerek İbranice alfabesini kabul etti, biri de bizim alfabemizi değiştirdiler bu halkı dininden, tarihinden kopardılar, tarih kitaplarımızı da sinsi düşmanlarımıza yazdırdılar, bu şekilde kimi kahramanları hain, hainleri de kahraman gösterdiler.
*İşin ilginç tarafı yakın tarihe kadar bu ülkenin ordusu bu haksızlıklara bekçilik yapıyordu, bu yanlışların ortadan kalması için bir izlenim fark edilince, NATO’dan aldığı işaretle durumdan vazife çıkarak darbe yapıyor, Anadolu insanını sopalıyordu.
Bu zulme öyle bizi alıştırmışlar ki yukarıda bu kadar haksızlıkları saydım okuyanların bir kısmı ya bana kızıyor, ya da alışılmış çaresizlik olarak başını önüne eğiyor. Halbuki bütün gücüyle bu haksızlığa hayır! dememiz lazım, bu ülke bizim.
Kimse demiyor ki, arkadaş 23 Nisan 1920 günü açılan meclisin işleyiş ve ruhu bu zulümlere müsaade etmiyordu, 1921 anayasası birleştirici vasfıyla 23 maddesi ortadadır, peki sonradan niye bu haksızlıklar yapıldı? Buna kim öncülük yaptı? o yere göğe sığdıramadığımız birileri bu haksızlıklara hamallık yapmışsa bizim onların arkasına takılmamız ne derece doğrudur?
Bu zulümlerin her biri Kemalist sistem için birer temel taş olmuşsa bu ladini sistemi hala niye ayakta tutuyoruz?
Kardeşim şaşırmamak elde değil, bu ülke; yasama, yürütme ve yargı olarak bildiğimiz üç ana erke bağlı işliyor, ama üçünün de yuları Kemalist sistemin elinde… Çünkü Milletvekilleri dahil göreve başlayan tüm kamu personeli Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılık yeminini yaparak göreve başlıyorlar.
El hasıl, ya bu sistemi fark edip düzelteceksiniz, ya da böyle bu huzursuz, mutsuz dünyada yaşayıp gideceğiz, ahrette de yüzümüz kara olacak!
Kısacası garip bir ülkede yaşıyoruz, öyle ki dünyadaki Küfrün sigortası ülkemizdeki laik Kemalist sistemdir desem inanın.
Ne demiş Üstat Bediuzzaman Mekke, Medine’de bile dünyaya gelmiş olsaydım yine buraya gelecektim.
Gerçekler açıdır arkadaş!
Benden söylemesi.