Genel
Giriş Tarihi : 21-06-2019 09:17   Güncelleme : 21-06-2019 09:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ailesi kabul ederse Ahmet Kaya’nın kabrini Türkiye’ye getiririz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kral FM'de "Mehmet'in Gezegeni Seçim Özel" programına konuk oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ailesi kabul ederse Ahmet Kaya’nın kabrini Türkiye’ye getiririz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral FM'le birlikte 15 ulusal ve 200 yerel bölgesel radyodan ortak canlı yayınlanan "Mehmet'in Gezegeni Seçim Özel" programının konuğu oldu.

Kendisinin okuduğu Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirinin dinletilmesiyle başlayan programda, Kral FM'in 1990'lı yıllarda gerçekleştirdiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde katıldığı programlardan kesitler dinletildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra program sunucusu Mehmet Akbay’ın sorularını cevapladı.

Bir İstanbul aşığı olarak Necip Fazıl Kısakürek’in bu şiirini cezaevine girmeden kısa bir süre önce okuduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu şiirin o duygularla dolu mısraları arasında, kıtaları arasında İstanbul’u ifade var, İstanbul’a aşkın ne demek olduğunu anlatmak var ve bugün bile az önce dinlerken yine oralara gittim” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 90’lı yıllara ilişkin görüntülerin izletilmesi üzerine, Cumhuriyetin 75’nci yıldönümüne katılan sanatkârların kutlamalara farklı bir zenginlik kattığını belirterek, “Tabi hepsine ayrı bir sevgi, muhabbetim gerçekten var” ifadesini kullandı.

“AHMET KAYA’YA YAPILANLARI UNUTAMIYORUM”

Sanatçı Ahmet Kaya’nın o akşam seslendirdiği “Anneme” şarkısının, annesi Tenzile Erdoğan’ın vefatından sonra kendisinde çok farklı bir duygular yaşattığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok duyguluydu, fakat tabi Ahmet’e o otelde yaptıkları o hainliği, o ihaneti, o alçaklığı sanatçıya, sanata sevgiye konuşanlar, köşelerinde yazanlar, o gece neler yaptıklarını da ayrıca hiç mi hiç unutamıyorum. Ve kendi sanatçısına sahip çıkmayıp, kendi sanatçısını bu ülkeden kovana kadar ellerinden geleni yaptılar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ahmet, vatan topraklarında değil gurbette durdu. Ve ben başbakanlığım döneminde o zamanki Kültür Bakanımız vasıtasıyla da aslında Ahmet Kaya’nın bir nakli mekân ile kendi topraklarımıza getirilmesini de arzu ettim ve eşine de haber gönderdim. Yani bugün yine Ahmet Kaya’yla ilgili böyle bir imkân olsa, ailesi Ahmet Kaya’nın topraklarımıza getirilmesini kabul etse, yani biz elimizden gelen her şeyi yaparız. Bizim inancımızda bu tür, buna nakli kubur deriz, yani kabrin taşınması deriz, böyle bir şeye biz hazırız, bunu yaparız” dedi.

31 Mart seçimleriyle ilgili iki tabir kullanacağını, bunlardan birinin siyasi, diğerinin de hukuki olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi olan; oylar çalınmıştır. Oylar çalındığı için bu seçimlerin tekrarı noktasında AK Parti olarak Yüksek Seçim Kurulu’na bunu götürmek durumunda kaldık, çünkü bu sandıkların yüzde 10’u adil bir şekilde sayılmış ama yüzde 90’ı maalesef sandık kurullarındaki yolsuzluklarla, şimdi geliyorum hukuki olana, usulsüzlüklerle ne yazık ki bu safhaya gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

“İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE YOLSUZLUK VE USULSÜZLÜK VARDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine yaptıkları itiraz sonunda oyların sadece yüzde 10’unun sayıldığını, tamamının sayılsa seçimin tekrarına gerek kalmayacağını belirterek, “Yüzde 10 sayım, yüzde 90 olmayınca ve rakamlarda 30 binden 13 bine maalesef düşünce çok açık net burada oyların çalındığı ortaya çıktı. Şimdi 30 binden 13 bine bu oylar sayımda nasıl çıkar? Demek ki, burada bir yolsuzluk var, bir usulsüzlük var, bir çalma var” sözlerine yer verdi.

 

Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini yediye karşı dört oyla iptal ettiğini, iptal kararının ardından da CHP’nin iptal yönünde oy kullanan Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “çete” demeye başladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hakaretlere, bu saygısızlığa uğrayan Yüksek Seçim Kurulu üyeleri ben inanıyorum ki bu CHP’nin yetkilileri, ilgileri onlara çete diyen, her türlü hakareti yapanlara karşı da kendi yasal olan haklarını savunacaklardır, koruyacaklardır” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, YSK’nın da il ve ilçe seçim kurullarında ihlalde bulunan yetkililere yönelik bazı adımları olduğunu belirterek, yeni bir ihmalin, eksikliğin olmaması için de ellerinden gelen tüm tedbirleri aldıklarını söyledi.

Sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin yenilenmesinin de itirazın bu seçime yönelik olmasından kaynaklandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazar günü yapılacak seçimin sadece bir vizyon seçimi olduğunu, belediye meclisi, komisyonlar ve başkanvekilliklerinin çoğunluğun AK Parti’de olduğunu kaydetti.

“23 HAZİRAN’DA VERECEĞİNİZ OY TARİHÎ NİTELİKTEDİR”

Vatandaşların Pazar günü oy kullanırken bu seçimin İstanbul’a kazandıracaklarını ve kaybettireceklerini iyi hesaplaması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü CHP’nin bu belediye başkanlığı seçimini almasıyla arkasında meclisin olmadığı bir belediye başkanı olacak. Arkasında komisyonların olmadığı bir belediye başkanı olacak, ama AK Parti olduğu zaman meclisiyle, komisyonlarıyla ve bir diğer tarafıyla da Kabinesiyle, Cumhurbaşkanı’yla bir başka imkân güç olacak” hatırlatmasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’na desteğini açıkladığının altını çizerek, “Bakın kimler kimlerle şu anda el ele, iş tutmuş. Bunların millî, yerli böyle bir şeyi yok. Bu bakımdan ben yani İYİ Parti’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, Saadet’e gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, bakın bu oyunuz sıradan bir oy değil, bu çok çok tarihî önemde bir oydur. Ve bununla birlikte düşünün birçok yerlerin CHP’nin adayı tarafından terör örgütüne şimdiden pazarlaması yapılmıştır, oralara verilmesi söz konusudur” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine 40 yıllık siyasi hayatında hiçbir zaman seçmene hakaret etmediğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Benim eleştirim teröre bulaşmış olan yöneticileridir. Özellikle şu anda HDP’nin başındaki yöneticilerin dağ ile nasıl iş tuttuğunu, nasıl onlarla el ele olduğunu biliyoruz değil mi? Şu anda Demirtaş; hatırlayın Diyarbakır’da bütün vatandaşları sokağa döküp 50’nin üzerinde vatandaşımızın ölümüne neden olan bir kişidir. Şu anda cezaevinde niye duruyor? Hiçbir suç işlemediği için mi duruyor? Eş başkanları niye duruyor? Bunların hepsi Kandil’de gidip de oradaki teröristlerle el ele resim çektirenler, poz verenler değil miydi? Bizim bu noktadaki bütün çağrımız onlara. Ha ben oraya oy veren vatandaşlarıma hiçbir zaman kalkıp da bir defa suç sabit olmadıkça onlara terörist diyemem. Ama bunların lider kadroları maalesef teröristlerle el ele, kol kola olduklarına dair elimizde belgeler olduğu için ha onlarla ilgili bunu rahatlıkla söylerim. Ve onun için de ben vatandaşlarıma burada bu oyuna gelmeyelim diyorum ve bu oyunu bozalım diyorum.”

“KÜRT VATANDAŞLARIMIZ BİZİM İKTİDARIMIZDA HAKLARINA KAVUŞTU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıllık AK Parti iktidarında Kürt vatandaşların birçok hakka kavuştuğunu aktararak, “Şimdi isteyip de alamadıkları artık bu ülkede hiçbir şey kalmadı. Caddelerde, sokaklarda Kürtçe isimlerden tutun da bütün mesela anneleriyle-babalarıyla cezaevlerinde Kürtçe görüşme yapma imkânları yoktu, bütün bu imkânlar artık var” vurgusunda bulundu.

AK Parti’nin şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde en güçlü parti konumuna geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu-Doğu deyince akıllara sadece Diyarbakır’ın geldiğini ancak bu bölgelerdeki diğer illeri göz önüne alınca AK Parti’nin birinci parti olduğunun görüleceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde Şırnak’ın AK Parti’ye geçmesinin önemli bir gelişme olduğunu kaydederek, “Yani terör oralardan silindikçe, terör oralarda yok edildikçe inanıyorum ki benim Kürt kardeşlerim AK Parti ile geçmişte olduğu gibi büyük oranda bütünleşecekler. Biz şu anda Hakkâri’nin bazı ilçelerini biliyorsunuz aldık, bunlar çok önemli adımlar” sözlerine yer verdi.

“36 AYRI ETNİK GRUP, 82 MİLYON BİR VE BERABER OLURSAK GÜÇ BULURUZ”

Kürt kökenli vatandaşlara seslenerek; AK Parti’ye inanmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz özellikle ülkemizin bölünmesini asla istemiyoruz. Yapmamız gereken tek şey var; biz birbirimizi Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhaza’sıyla, Boşnak’ıyla, Roman’ıyla, Arnavut’uyla seveceğiz. 36 ayrı etnik grup, 82 milyon bir ve beraber olacağız. Böyle olursak güç buluruz, böyle olmazsak güç kaybederiz. Ve zaten bizi Batı dünyası bölmek istiyor, parçalamak istiyor. Biz Batı dünyasına da bu fırsatı vermeyeceğiz. Onun için ben Kürt kardeşlerime, özellikle şu anda tabii Pazar günü İstanbul’da bir seçim var, İstanbul’da yaşayan Kürt kardeşlerime bu konuda hassasiyet göstermelerini ve şunu bilmelerini istiyorum ki; Binali Yıldırım kardeşim bütün deneyimiyle, tecrübesiyle, uluslararası camiadaki tanınır oluşuyla İstanbul’a çok daha farklı hizmetleri verecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiir okumaya imam hatipte okurken sınıf yarışmasından seçilerek başladığını daha sonra liseler arası yarışmaya girdiğini anlatarak,  o döneme ilişkin anısını şöyle dile getirdi: “Bir keresinde de liseler arası bir yarışma yapıldı, o yarışmada da edebiyat hocam beni seçti. Ve o yarışmada Mithatpaşa Kız Meslek Lisesi vardı Anadolu Yakasında, onun konferans salonunda yapıldı ve o yarışmaya katıldık, çok ilginç bir yarışmaydı. Kaynana zırıltısı vardı, tahtadan yapılan, ses çıkarırdı. Ve ben anons edildim, Türkiye Teknik Ressamlar Cemiyeti organizasyonu yapıyor, tam ben şiiri okumaya çıktım, bu kaynana zırıltısıyla bütün salon inletiliyor, yani bana şiir okutmayacaklar. Ben de önce, elimde mikrofon var, bunlar baktım durmuyor, o gün de liseler arası güreş müsabakaları da var, bizim okuldan da oraya neredeyse kimse neredeyse gelmedi, böyle bir durum var. Şimdi bizim arkadaşlar güreşe çok meraklıydılar. Durmuyor, o anda böyle irademin dışında bir durum oldu,  ben mikrofonu yere bıraktım, mikrofonu yere bıraktıktan sonra ben şiirimi okumaya başladım. O şiir Asım’ın Nesli şiiriydi. O kaynana zırıltılarıyla salonda beni susturmaya gayret eden bütün öğrenci arkadaşlar, ki salonda yaklaşık 750 kişi filan vardı, büyükçe bir salon, şiiri bitirdim, bir anda salonda büyük bir adeta sevgi patlaması, büyük bir heyecan ve sanki başladığım andaki salon yok, o gitmiş yerine bir başka salon gelmiş ve şiirimin bitişiyle birlikte… Neticesinde de o yarışmada ben birinci olmuştum. Onunla başlayan bir süreç.”

“İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLDUĞUMDA BİRÇOK ENGELLEMEYLE KARŞILAŞTIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde birçok grubun, yapının ve vesayet odağının engellemesiyle karşılaştığını hatırlatarak, “Şu anda bazıları dürüstlük edebiyatı yapıyor ya, o dürüstlük edebiyatını yapanlar önce sorumlusu olduğu belediyelerin tabi hesabını vermeleri lazım. İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman, bizim borcumuz İstanbul Büyükşehir’in 2,5 milyar dolardı. Ondan sonraki süreçte iktidarda da kendi partimiz yoktu ve biz hem borcu ödedik, ki cezaevine girerken kalan borcum 1 milyar 250 milyon dolardı. Ama bu süreç içerisinde yaptığımız yatırımlar, işte bu çöplerin kaldırılması olayı, yani bir yılda çöp olayını ortadan kaldırdık biz. İki; su konusu, ta Istranca Dağları’ndan suyu getirdik, Melen’den suyu getirdik” sözlerine yer verdi.

İnsan yönetiminin, bilgi yönetiminin, finans yönetiminin çok önemli konular olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde bunları başarıyla yürüttüklerini hem belediyenin borçlarını ödediklerini hem de büyük yatırımları gerçekleştirdiklerini söyledi.

 

adminadmin