“İslam’da cemaatle beraber olunması tavsiye edilir. Cemaatle beraber olmak “hakla”, “hakikatle” beraber olmaktır! Tek başına olsa bile, hakikatle beraber olan cemaattir.
Hakikatten kopmuş olanlar, milyonlarca da olsa tefrikadadır.”
“Bugün maalesef tüm İslâm âlemi emperyalist güçlerin sultası altındadır. Kuş uçurtmazlar, takip ederler… Hem de kendisi takip etmez… Amerika seni John’la takip etmez, Smith’le takip etmez.
Adı senin benim gibi olan Müslümanla takip eder; canına okur. O milletin içinden çıkmış hain vasıtasıyla takip eder ve millete en büyük zararı, kendi içinden çıkmış insanlara yaptırır. Parayla satın alır, ajan edinir ve öyle kullanır.”
“Herkese ajan demiyoruz; metot bilmediğinden, ilimden uzak olduğundan emperyalist onu kullanır, fark etmez.
Sahte bir takım organizasyonlar var, topluyorlar insanları etraflarında, ondan sonra onları toptan satıyorlar! Götürüyor, olmadık yere bağlıyor… Mü’min feraset gözüyle bunları anlayabilmeli.
Hizmet ediyorum diyen insanları, organizasyonları irfan teraziniz ile tartın!”
“Böyle birtakım insanlara, organizasyonlara körü körüne bağlanmayın! Her birinize istiklâl tavsiye ediyorum. Hür olun, hizmeti kendiniz tespit edin, yapmaya çalışın!”
“Emperyalistlerin türlü oyunları var. İslâm, bir kimsenin hizmetiyle yürüyecek hâle gelirse, o kimseyi yok ederler, öldürürler, satın alırlar, tehdit ederler. Ne yapmak lâzım? Hizmeti yaygınlaştırmak lâzım, herkesin lider olması lâzım. “Tek lider, vazgeçilmez insan…” diye bir şey olmaz.
Bakın, Filistinli çocuklarla niye başa çıkamıyorlar? Hepsi lider.” “Bir lidere, tek hocaya, tek ekibe bağladığı bir yığın insanı, böyle üzüm salkımını sapından tutar gibi, istediği yere götürüyor!”
“Onun için, teşkilât kurdurtuyorlar; teşkilâtın başına kendi adamlarını –hain bir kimseyi– koyuyorlar. Öteki insanların hepsini, üzüm salkımı gibi oraya buraya götürüyorlar.” “Müsaadeli, ağabeyli, bilmem neyli hizmet olmaz… Tâbî olmayın kimseye!
Bana da tabi olmayın!
Bana tabi olursanız, beni sıkıştırırlar. Ondan sonra, “Sen bu adamlarına şöyle yap!” derler.
İslâm’a, Allah’ın emrine tabi olun!
Allah’ın dinine hizmet edin!
Tek başınıza olsanız da, hakla beraber olun!
O zaman İslâm kalkınır; başka türlü kalkınamaz!
“Aa, efendim, dirlik, düzenlik, birlik, beraberlik, organizasyon bozulmasın” diyorlar.
“Her biriniz İslâm için, kendinizin dünyada kalmış tek adam olduğunuzu düşünün. Ama senin gibi aynı hedefe yürüyen başka insanlar varsa; onlarla da işbirliği yap! Yapmıyorsa, silkele at be!
Sen onu sırtında taşımak zorunda mısın?
Beni sırtında taşımak zorunda mısın?
Kimse kimseye hürriyetini vermesin! Hürriyet aziz şeydir. İnsan, ancak Allah’a kul olur.
“Allahım! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz”
5 Mayıs 1990 Prof.Dr. M.Esat Coşan
Esat Hoca’nın sözünün üstüne söz olmazdı. O yüzden de bende altına bir kaç not eklemek istedim. Şöyle ki;
Esad Hoca’nın kastettiği Cemaat kelimelerinin yerine FETÖ veya adı Vakıf olan ama din istismarı yaparak Siyasete ve Türkiye’ye yön tayine etmeye çalışan bilumum gurupları ve onların Müptezel Liderlerini koyun!
Bakın neler göreceksiniz neler!
Esad Çoşan Hoca ile ilgili pek kimsenin bilmediği bir kaç bilgiyi de sizlerle paylaşmam lazım…
Bugün FETÖ Terör Örgütü Lideri Fethullah Gülen’e teklif edilen birçok şey o dönemde Esat Hoca’ya teklif edilir. 1989 yılında ABD’de iken “Sürekli burada kal ve tüm işlerini buradan yönet.” teklifi geldiğinde tereddüt etmeden ABD’yi terk eder. Her kıta’da her ay bir Cami seferberliği başlatan, Okul, Dergi, Radyo, TV, Yurt dışına yayılma ve İslamiyet’i anlatma tamamen Esad Hocanın çalışması ve tavsiyesi idi. FETÖ Terör Örgütü ise Esad Coşan Hoca’nın yaptığı projeyi çalarak kendi düsturu haline getirdi. FETÖ Hırsızlığı o dönemlerde tescillenmiş oldu.Daha sonrası ise hepimiz için malum…
Esad Hoca’ya bu ABD’de kal teklifi yapıldığında yıl 1989’u gösteriyordu. 28 Şubat döneminde hakkında MİT’in rapor hazırladığı iddiaları gündemdeyken Fethullah Gülen, ABD’ye gitti. Gülen “sağlık sorunları” nedeniyle gittiğini ifade ettiği ABD’de Kardinal O’Connor ile görüştü ve geri döndü. Türkiye’ye döndüğünde de Vatikan İstanbul Temsilcisi Georges Maroviç ile biraraya geldi.
Bu sürecin sonunda da 1998 yılında Vatikan’da Dinlerarası Diyalog hareketi adına Papa II. Jean Paul ile görüştü. Bu görüşmeyi Sefarad Hahambaşı Eliyahu Bakhsi Doron görüşmesi izledi. Gülen açısından bu başarılı dönem 18 Haziran 1999’da atv’de yayınlanan bir kasetle sona erdi. Gülen’in bu kasetteki sözleri daha önce kamuoyuna açıkladığı ılımlı İslamcı görüşleriyle çelişkili bulundu. Tam da bu dönemde “sağlık sorunları” nedeniyle yeniden 22 Mart 1999 tarihinde Amerika’nın, Chicago kentine giden THY uçağının yolcularından biri de Fetullah Gülen’di. Ve gidiş o gidiş oldu…
Esad Hoca’ya 1989 yılında teklif edilen ABD’de kal teklifi 10 yıl sonra Fethullah Gülen’e yapılmış ve bu teklif kabul görmüştü. “Amerika seni John’la takip etmez, Smith’le takip etmez. Adı senin benim gibi olan Müslümanla takip eder; canına okur. O milletin içinden çıkmış hain vasıtasıyla takip eder ve millete en büyük zararı, kendi içinden çıkmış insanlara yaptırır. Parayla satın alır, ajan edinir ve öyle kullanır.” sözünü ve FETÖ yapısını tekrar hatırlayıp mevcut FETÖ yapısının yerine geçmek için çabalayan ve zihinleri bulandırmak için uğraşan Müptezelleri şimdi şöyle bir gözünüzün önüne tekrar getirin…
DİKKAT!!!
1989 yılında teklif geldiğinde ABD’yi terk eden Esad Hoca, 1990 yılında ABD-CIA’nın bu projesinden vazgeçmediği görünce uyarı-ikaz olarak adlandırdığımız bu makaleyi kaleme alıyor!
1989’da Teklifi reddeden Esad Hoca ve 1999’da ABD’nin kucakladığı Fethullah Gülen!
Türkiye’de sinsi CIAmaat projesi için çabalayan ve Esad Hoca’dan ret yiyen üst akıl, Pakistan’da bu projenin aynısını uygulamaya koyuyor! Muhammed Tahir’ul Kadri, 25 Mart 1989’da halen liderliğini yaptığı Pakistan Halk Hareketi adlı siyasi partiyi kuruyor. 2005 yılında Pakistan’dan ayrılarak Kanada’ya yerleşiyor ve çifte vatandaşlık alıyor. Muhammet Tahir’ül Kadri Pakistan’da ki cemaatinin tüm çalışmalarını Kanada’daki malikanesinden yürütmeye başlıyor…
Tarihler dikkatinizi çekiyor mu?!
Siyasette hiç bir zaman TESADÜF YOKTUR!
Akabinde de İskenderpaşa cemaatinin şeyhi Mahmud Esad Coşan Hoca, Avustralya’da Sidney yakınlarındaki Dubbo şehrinde Türkiye saati ile 04.00’te meydana gelen trafik kazasında, kendisi ve damadı Ali Yücel Uyarel hakkın rahmetine kavuşuyor. Tarihler ise 4 Şubat 2001.
Ne de olsa ABD’yi ve üst aklı ret eden Esad Hoca’ya ihtiyaç kalmamıştı.
Onun proje ve fikirlerini sapkın inançlar yumağı haline evirip çevirip Türkiye’de tezgahlayacak olan Hoca Efendi Hazretleri Fethullah Gülen hazırdı…
SON DİPNOT!
ABD ve Üst Akıl hala çalışıyor!
