Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 17-07-2012 14:39   Güncelleme : 17-07-2012 14:39

Ramazan geldi huu..

Allah’a sonsuz şükürler olsun

Ramazan geldi huu..
Allah’a sonsuz şükürler olsun.
Bizi, bir kez daha rahmet ayı ile buluşturdu.
Şimdiden ruhumuzu bürüdü o eşsiz haz.
11 Ayın sultanı Ramazan,  gösterdi rahmet yüzünü.
Müminlerin ayı dedi ona sevgili önderimiz, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)
Şimdiden, sahurun aydınlığını görür gibi olduk

Susuzluğa ve açlığa gösterilen direncin, bu sıcak günlerde sabır boyutuna ulaşarak Mevlanın katına yükselmesi
İftar vaktinin tarifsiz coşkusu, kutlu bir emre itaatin verdiği hazla birleştiğinde kalkan ellerin müstecap dualara durduğu o an, nasıl özlemle beklenmez ki.Oruç kadar, bizi bizle buluşturan, kul olmanın hazzını yaşatan, benliğimizden arınıp başkasıyla hemhal olmamızı sağlayan, bizi insan eden hasletlerimizi kuşanmamızı sağlayan başka bir eylem var mıdır?

İftar sonrası, teravih namazı coşkusunu unutmadım elbette.Nasıl unuturum, teravihin namaz gibi kılındığı, okuyanın okuduğunu anladığı, dinleyenin okunanı takip edebildiği teravih namazlarını.

Her rükû ‘nün, secdenin, kıyamın ve kıraatin, yaratıcıyla olan buluşma, halleşme olduğunun bilindiği ve bu şuurla eda edildiği teravih namazlarında ki o derin hazzı, huşuyu.   

Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde de ramazan kendine has coşkusuyla yaşanır, oruçlar tutulur, iftarlar açılır, teravihler kılınır Müslümanlar yeryüzünün hangi köşesinde olurlarsa olsunlar, renkleri, ırkları ne olursa olsun, aynı heyecanı yaşarlar, Ramazanı iliklerine kadar hissederler.

Kahire’de Bir başkadır Ramazan

Şölen yeridir sokaklar iftar vakti ve sonrası. Huşu içinde kılınan teravihlerle uzar gider geceler sahura dek. Haz alınıyorsa ibadetten o haz büyütülür ve uzatılır. Bitsin diye bir gayret yoktur.
Mekke’de, Tunus’ta, Stockholm’de,  teravih namazı kıldık yerküreye dağılmış dünya Müslümanlarıyla.
Ama hiçbirinde,  namazı biran evvel bitirme telaşı yoktu bizde olduğu gibi
Maalesef bizim teravihlerimizde bir acelecilik ve camiden bir an önce çıkma telaşı vardır.
Nereye götürür bu namazlar bizi, ruhumuzu nasıl arındırır bu, namazın bize kazandırması beklenen ruh yüceliğinden yoksun kültür fizik hareketliliği.

Akıllarda ne okunan ayetlerin anlamları, ne de Rab ile buluşmanın huzur’u gönüllerde.

Hoca efendi “merak etmeyin sizi maçın ikinci yarısına yetiştireceği m” der tekbirden önce,

Maça yetişiriz de, imama yetişene aşk olsun

Siz dört rekâtlık derin bir nefes alın, kemerleri de bağlayın, ne olur ne olmaz.   

Jet imamların peşinde, maç arası kılınan teravih namazlarının nasıl bir coşkusu olabilir ki
Ramazan akşamlarında camileri spor salonuna, teravihleri de aletsiz jimnastiğe çeviren, kanter içinde kalan ve birbirine değmemek için olağanüstü gayret gösteren bir toplulukta ibadet hazzını aramak ne boş bir iştir.

Bu komediye bir son verilmeli.

Camileri;

Allah’a ibadet edilen, huzur ve huşu duyulan, biran evvel kaçıp gidilecek değil, oturulası, dünyanın bin bir türlü meşgalesinden uzaklaşılıp, ruhların dinginleştiği, inananların birbirlerinin dertleriyle hemdert olduğu, buluşma yerleri haline, yani asli fonksiyonlarını icra eden mabetlere dönüştürmeliyiz yeniden.

Namazları;

Bizi olgunlaştıran, günlük hayatımızda bize yapışan çirkinliklerden arındıran, “kötülüklerden alıkoyan”,  ruhumuzu, ait olduğu yaratıcıya, bedenimiz vasıtasıyla, her daim temiz olarak sunabileceğimizi deklare etmeye aracı olan bir eylem, kul olduğumuzu bize hatırlatan ve kul olarak kalacağımıza söz verdiğimiz günde beş kez bize sunulan değerli bir imkân olarak görmek için bir fırsat daha sunuyor yaratıcı bize.
Kuran’ın indiği ay Ramazan ayı. Hayatımıza yön vermesi gereken kitap, Geçmişimizi, geleceğimizi bize bildiren, ne idüğümüzü, ne olacağımızı, nasıl olacağımızı anlatan kitap, Kadir gecesinin “bin aydan daha hayırlı” olmasının sırrını barındıran kitap. Okumayı unuttuğumuz kitabımız. Allah’ın kelamı olduğuna, bize hidayet rehberi olarak gönderildiğine iman edip bir türlü amel etmediğimiz kitap.

Ramazanda mukabelelerde çoklukla okunan, ancak anlama gayretinden, çabasından uzak bu okumalar, faydasız değilse de, aslolan, sair zamanlarda, günlük yaşamda bizi şekillendiren, bize rehber olan kitap olduğunu unutmamak ve Ramazan ayında yakınlaştığımız kitabımızı anlama ve yaşama gayretinde olmaktır. 
O’na sonsuz şükürler olsun
Ramazan hoş gelsin

Getirdiği bereket ve huzurdan payımıza düşeni afiyette kalarak harcamak nasip olsun.

Şehri Ramazan’ınız kutlu olsun.

17 / 07 /2012
İbrahim ÖZBİLGİN
     
 
adminadmin