Samsun Haber
Giriş Tarihi : 07-02-2012 14:35   Güncelleme : 07-02-2012 14:35

Şapka kanununa uyulmuyor

Samsun Barosu avukatlarından Av. Mustafa Remzi Toprak, Anayasa'nın 173. maddesine göre koruma altında olan Şapka Kanunu'na riayet edilmediğini açıkladı. Av. Toprak, "Ben dahil tüm şapka giymeyenler suç işliyor" dedi.

Şapka kanununa uyulmuyor
Ceza Hukukçusu Av. Toprak, Cumhuriyetin ilanının ardından halkın kılık, kıyafet ve toplum yaşayışının yeniden düzenlenmesi amacıyla çıkarılan 'Şapka İktizası Kanunu'na uymayanlara Türk Ceza Kanunu'nun 222. maddesine göre 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasının bulunduğuna dikkat çekti.
 
Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Kanununnda ise 'Efendi bey ve Paşa' gibi ünvanlarında kaldırıldığını vurgulayan Av. Mustafa Remzi Toprak, Cumhuriyet döneminde hayata geçirilen bu kanunun da bugün geçerliliğini koruduğunu söyledi. Şapka Kanunu'nun halen geçerli olması nedeniyle milletvekillerinin, idari kurum çalışanlarının, yargı mensuplarının, belediye, özel idare, genel idare, memurlar ve müstahdemlerin şapka takma zorunluluğu bulunduğuna işaret eden Samsun Barosu Avukatı Toprak, " Böyle bir yasanın bugünkü konjonktürde olmaması gerektiğinden hareketle tüm şapka giymeyenler gibi ben de bu suçu işliyorum. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte toplum yaşayışının yeniden düzenlenmesi amacıyla yapılan birçok inkılap, kanunen günümüzde de geçerliliğini sürdürüyor. Çıkarıldığı dönemde milletvekillerinden müstahdeme kadar herkese şapka giyme zorunluluğu getirip,  buna aykırı davranmaktan halkı men eden kanunlardan 28 Kasım 1925'te çıkarılan Şapka İktizası Hakkında Kanun, 3 Kasım 1928'de çıkarılan Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ve 29 Kasım 1934'te çıkarılan Efendi, Bey, Paşa Gibi Lakap ve Unvanların Kaldırılmasına Dair Kanun'a ilişkin yaptırımlar, 2005 yılında çıkan Yeni Türk Ceza Kanunu'nda ve Anayasa ile koruma altında bulunuyor. Ancak söz konusu düzenlemeler toplumun gelişmesine ve çağın normları sonucu doğal olarak ortadan kalktığı için ihlal edenler hakkında dava açılmıyor, ceza verilmiyor. Oysa anayasanın 173.maddesiyle koruma altına alınan bu kanunlara uymayan ve aykırı düşünenler hakkında TCK'nın 222. maddesi, 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörüyor" dedi.
 
Arapça harfli eğitim ve lakaplı konuşmak da yasak
TCK'nın söz konusu maddesinde Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun'un 9. maddesinde eski harflerle ve kitaplarla eğitim yapılmasının da yasak olduğuna işaret eden Toprak, "Ancak resmi Kur'an-ı Kerim kurslarında eğitimin Arapça verilen kısmı var. Yine halk arasında yaygın olarak kullanılan olan ağa, hacı, hoca, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi gibi lakap ve unvanlar da aslında anayasanın 173. maddesine göre yasak. Herhangi birine beyefendi hanımefendi diye hitap etmek bile anayasaya aykırı" diye konuştu.
 
Ortada uygulanmayan bir kanun bulunduğunu belirten Toprak, bu kanunun kaldırılması veya yeni anayasada günün normlarına göre düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Av. Toprak, söz konusu devrim kanunlarının insan hak ve özgürlüklerini kısıtladığını vurgulayarak, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi.

"Bu kanunun kaldırılması veya yeni anayasada günün normlarına göre düzenlenmesi gerekiyor. Yasanın geçerli olması sebebiyle şuan milletvekillerinin, idari kurum çalışanlarının, yargı mensuplarının, belediye, özel idare, genel idare, memurlarının ve müstahdemlerin şapka takma zorunluluğu var. Bu kanunlara muhalefet edenlere ve bu yasaların aleyhine yorum yapanlara ceza öngörülüyor fakat bu yasaların bazılarına hiç kimse uymuyor ve birçok insan yorum yaparken yasaların aleyhine yorum yapıyor. Bazı yasalar uygulamada, toplumda artık geçerli değil. Dolayısıyla ortada bir çelişki var. Savcılarımızın yasaya uymayanlar hakkında ya hukuki işlemlere başlaması ya da kanunun yürürlükten kaldırılması gerekiyor. Eğer suçsa bu suçu herkesin işlediği ortadadır. Demokratik ve çağdaş bir ülke olma iddiasında olan Türkiye'de bu yasakların insan haklarına aykırı olduğu kanaatindeyim. Bu düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bir yasadır.  Yeni anayasada bu konunun çok önemle dikkate alınması lazım." dedi.
 
Önce taktir sonra idam

Şapka Kanunu çıkmadan bir buçuk sene önce yazdığı "Frenk Mukallitliği (taklitçiliği) ve Şapka" isimli kitabıyla Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Teşkilatı) tarafından takdir alan İskilipli Atıf Hoca, 32 sayfalık eserinde çıkarılacak şapka kanununu eleştirmişti. Kanun çıktıktan sonra kitabı toplatılan ve hakkında incelenme başlatılan İskilipli Atıf Hoca, 7 Aralık 1925'te tutuklanarak Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmış, suçsuz olduğu anlaşılıp berat etmesine karşın salınmayıp 4 Şubat 1926 günü sabaha karşı eski meclis binası yakınlarındaki Karaoğlan çarşısında dualarla idam edilmişti.
 
samsun kent haber
adminadmin