Fikir
Giriş Tarihi : 01-07-2020 14:12   Güncelleme : 01-07-2020 14:27

Sosyal Medya Özgürlüğünün Bir Sınırı Olmalı Mıdır!

Sosyal medya gün geçtikçe gücünü artırırken insanları ve özellikle gençleri de etkisi altına almaya devam ediyor.

Sosyal Medya Özgürlüğünün Bir Sınırı Olmalı Mıdır!

Sosyal medya çok geniş kapsamlı, insanların bakış açısına göre değişebilen bir platformdur.

Fakat görmek istemediğimiz karanlık yüzleri de vardır.

Bu karanlık yüzü aslında toplumun kültür seviyesini ve insan ilişkilerini tamamen değiştirmektedir.

Sosyal medya var olduğundan itibaren insan ilişkileri tamamen güvensizlik üzerine kurulmaya başladı.

Bu güvensizliğin temeli insanların sosyal medya vasıtasıyla dolandırılmaları, kültürel değerlerin bozulmaya başlaması, ahlaki değerlerin yok sayılması, kötü eleştirilerin daha çok göz önüne gelmesiyle oluşturmuştur.

Kabul edelim ki, geleneksel medya döneminde insanların, düşüncelerini ifade etmek için bu kadar özgür bir ortamları yoktu.

Yeni sosyal medyanın gelişmesiyle beraber insanlar iyi veya kötü her düşüncelerini özgür bir biçimde yansıtabilir oldu.

Fakat bu özgürlük sınırsız mıdır?

Ve asıl soru özgürlüğünde bir sınırı olmalı mıdır?

Sosyal medya platformlarında para kazanan insanlar sürekli göz önünde oldukları için her türlü yorum alabiliyorlar.

Aslında yapılan iş güzel de olsa toplumumuzun bazı kesimi her konuda yorum yapmaya meraklı olduğundan dolayı mutlaka insanların hevesini kırmak veya onları pskolojik sorunlara yöneltmek için çaba içinde oluyorlar.

Sürekli başka insanların hayatlarına yorum yapmak veya onların hayatlarına özenmek insanların psikolojisini de bozmaya başladı. Sosyal medyada karşımıza çıkan her insana karşı fikir yürütmek zorundaymışız gibi yorumlar yapmaya başladık.

Baktığımızda bu konudan bile para kazanan insanlar var.

Peki bu para ne kadar helal?

Aile büyüklerimiz anlatır ya eski zamanlar mahallede çocuklar rahat rahat oynayabiliyormuş şimdi ise çocukların tek oyunu telefon ve tablet oldu.

Çocukların beynine gerekli gereksiz tüm bilgileri empoze eden sosyal platformlar ve zaman geçirmelerini sağlayan oyunlar, çocukların büyüme ve gelişme aşamasında geri kalmalarına sebep olur hale geldi.

Kısa bir örnek verelim

Çocukların karşısına zararlı içerikli videolar çıktığında aslında onun kötü bir şey olduğunu bilmeden izleyip daha sonra gerçek hayatta bunları yapma isteğinin olduğunu hepimiz gözlemlemişizdir.

Hayvanlara şiddet uygulayan bir kişinin o anlardaki videosunu paylaşmasıyla sosyal medyada hızla yayılabilir çünkü sınırı olmayan bir platform.

Bu şiddet içerikli videoyu izleyen çocuk , bunun iyi bir şey olduğunu da düşünebilir.

Çünkü ailesi toplum değerlerini, iyi-kötü kavramını öğretmekten önce telefon ve tablet kullanmayı öğretip kolay yoldan oyalamayı tercih eder oldu.

Ne tuhaf değil mi ?

Derin bir nefes alıp “Nerede o eski günler” demeden edemiyoruz.

Recep YAZGANRecep YAZGAN