Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 02-01-2017 11:36   Güncelleme : 02-01-2017 11:36

Türkiye şaha kalktı vesselam!

Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra batı yeni bir düşman arayışına girdi.

Türkiye şaha kalktı vesselam!

 Bu düşman tarihler boyu içlerinde besledikleri kinlerinin asıl sahibi Müslümanlardan başkası değildi elbette. Bunu direkt söylemeleri mümkün müydü? Tabi ki hayır. Onlar zaten yine yüzyıllar boyunca kinlerini sürekli Müslümanları arkalarından hançerleyerek ya da aralarına fitne tohumu serpip birbirlerine düşürerek üstü örtülü göstermişlerdi. Hem de Müslümanların gözünün içine baka baka, yüzlerine sırıta sırıta.

Muadilleri Süper güç Sovyetler Birliği bölüm pörçük olduktan sonra, hedefleri olan Müslümanlara saldırmak için inanılmaz bir strateji geliştirip hayata geçirdiler.

Neydi bu strateji?

11 Eylül saldırısı!

Kendileri kurguladı ve sonrasında oynamaya başladılar. İkiz Kuleler de, tam da iş mesaisinde olan bir o kadar insanı sırf kinlerinin tatmini için katlettiler. Bütün bunların bir oyun olduğu iç ve dış basında defaten zikredildi zaten.

Sonrası herkesin malumu. Taliban, Ladin, Irak vs.

En sonrası ise Başta Lübnan, Fas, Mısır ve en kanlısı, en acısı, en uzun olanı Suriye’yi de içine alan “Arap Baharı” adı altında Müslümanların birbirine düşmeleriydi. Bu kanlı süreçte diktatörler devrilirken, batı daha beterlerini, tasmalarını ellerinde tuttuklarını başa getiriyor, seçilmiş adil başkanları da devirerek onların yerine daha zalim, kendilerine satın aldıkları kullanımlık adamlarını yerleştirdi. Sisi gibi bir haini mesela. Esed’i öyle sahiplendiler, öylesine savundular ki, buna şaşmamak gerekir. Çünkü dedesi ve babasından miras kalan zulmü onların soyundan gelen biri layıkıyla yerine getirir diye düşünmüş olacaklar ki “Esed’i yedirmeyiz” dediler adeta.

Müslüman coğrafyasında bu kadar kan akarken, zulüm altında inleyen bunca mazlumun çığlığı gök kubbeyi sarsarken, sinsi Batı amacına yaklaşıyorken, Müslüman Ülke yöneticileri üzerlerine ölü toprağı serpilmişçesine gıklarını çıkarmazken, tek bir Ülke ‘Kıyama’ kalktı,okkalı yumruğunu masaya vurdu ve “Yeter!” dedi.

O ülke, Türkiye’den ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi. Erdoğan’ın bu çıkışı tüm Batıyı ilk etapta sersemletti fakat bu halleri geçince Erdoğan’ı da diğer liderlerle karıştırıp bilindik oyunlarını sahneye koyarak, alt etmeye çalıştılar. 17-25 Aralık dediler olmadı. 15 Temmuz darbe girişimi dediler olmadı. Rus Büyükelçisi’ne suikast düzenlediler, vuran katil sol elle Tekbir getirince o hiç olmadı.

Kendilerinden beslenen hain terör örgütleri olan gerek DAEŞ gerek PKK aracılığıyla farklı İller de bombalı saldırılar düzenlediler, o kadar insanımızı, polisimizi şehit ettiler buna rağmen bütün halk, oyunun farkına varınca, kendi Cumhurbaşkanının safında yerini aldı. Yani yine olmadı.

Baktılar ki bu şanlı Milleti kandıramıyor, birbirine düşüremiyorlar, fitneleri boşa gidiyor, bu sefer hırslarından parmaklarını ısırarak kemiriyorlardır eminim, o kadar yani.

E bu Batı, kinleri onları durdurur mu? Şimdilik durdurmaz, durmadılar da.

1 Ocak gece saat 01:15 sıraların da gece kulübü Reina’da yılbaşını kutlayanlardan 34’ü sivil biri polis olmak üzere 35 kişi hunharca, kalleşçe katledildi ve saldırıyı terör örgütü DAEŞ üstlendi. (Ölenlere Allah’dan Rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.)

Eğer kalleşçe yapılan bu katliamı “PKK yaptı” deselerdi, çok samimi söylüyorum inanmazdım. Çünkü racona ters. Bu katliamı sözüm ona İslami söylemi olan fakat İslam’la yakından uzaktan ilgisi olmayan DAEŞ’e yaptırmalarının sebebi, ”Yılbaşını kutlayanlar, İslamcılar tarafından katlediliyor” algısı oluşturarak insanları birbirine düşürme planından başka bir şey değil.

İnanıyorum ki, bazı hain provokatörler dışında, bütün halkımız oynanan bu oyunun çok iyi farkında. Çünkü Türkiye tarihinde her sene yılbaşı kutlamaları yapılır ve kutlayanlara hiçbir şekilde müdahale söz konusu olmamıştır. Özellikle son onbeş yılda bu Ülke demokrasi adına çok yol katetti ve inancı, görüşü, mezhebi, ırkı ne olursa olsun, insanlar inandıkları gibi yaşama özgürlüğüne Ak Parti’nin iktidara gelmesinden sonra tam manasıyla kavuştu. Bugün böyle elim bir durumla karşılaştıysak, müsebbibleri belli, sebebi, nedeni gayet net, kargaşa çıkararak Şaha kalkmış ve durdurulamayan Türkiye’nin önünü kesmek. Lakin Şaha kalkanın önüne geçmek önünü almaya çalışmak o şahlanmanın ayakları altında kalmayı gerektirir. Aksi bir durum mümkün değil çünkü Şahlanışın kanununa ters.

Batı bunun farkında, farkında olmasına da adamların zoruna gidiyor. Eee kendilerince de haklılar tabi. Sen o kadar plan, proje yap, Stratejiler üret uygula, bir o kadar milyar dolarlar harca. PKK’yı, DAEŞ’i ve ne kadar alfabe varsa al onlardan terör örgütü adı türet, kur, o kadar kaliteli ağır silahlarla donat. Yedir, içir, giydir, barındır. Sonrasında yüz, yüz tam kuyruğuna gel, Erdoğan diye biri çıksın, bütün Batının önüne dikilsin “Durun buraya kadar” desin. Ne kadar plan, projeleri varsa altüst etsin, onları son demlerini yaşıyor durumuna getirsin, adeta şamar oğlanına çevirsin. Kolay mı dostlar?

Allah Aşkına siz olsanız, sizin de zorunuza gitmez miydi?

Allah Allah yazının sonunda bu ironiye nereden geldim?

Neyse,

Türkiye Şaha kalktı Vesselam…

Selam ve dua ile…

Nurhayat ESİN

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN