Genel
Giriş Tarihi : 09-07-2016 14:35   Güncelleme : 09-07-2016 14:35

Ulubatlı Hasan Ve Bizans Surları

Öz doyum; psikiyatri literatüründe kendi kendini tatmin anlamına gelmektedir

Ulubatlı Hasan Ve Bizans Surları
Öz doyum; psikiyatri literatüründe kendi kendini tatmin anlamına gelmektedir. Amerikan demokrasisi öz doyum yapıyor hala. Sanatı edebiyatı, kültürü, sineması ve olmayan tarihi bu liberal ucubeyi aklamaya ve haklı çıkartmaya çalışıyor. Biz burada siyaset mi yapmayacağız? Hayır. Belirtmek istediğimiz şey tehlikenin çok yakında olduğudur. Bir ülkenin iç işlerine karışmak istiyorsan o ülkenin kültürüne el atacaksın. Kültürün, sanatın ideolojin vicdanın hayırlı ise amenna!. İçinde insan sevgisi olan her şey kabulümüzdür. Biz 623 yıllık sevgi ikliminden geliyoruz. Fethettiğimiz topraklara kılıçla girdik, kalıcı barışı kalemle adaletle sağladık. Günümüz dünyasında ise sözde adalet tüketim çılgınlığı ile ölçülmektedir. Atlantik ötesindeki efendilerimiz buyuruyorlar bizlerde yapıyoruz. Geri bıraktırılmış halklar olarak birbirimiz sırtlarına basarak gelecek inşa etmeye mi çalışıyoruz? Hayır, mış gibi yapıyoruz. Bunun adı modernizm oluyor. İşte tam bu noktadan sonra güdük Amerikan demokrasisinin taktikleri ile karşılaşıyoruz. Demokrasi günahlarını kültüründe ve sanatında yıkamaya çalışıyor. Bunu da en iyi sinemayı kullanarak yapıyor. Sineması öz doyum yapıyor hala. Nasıl porno filmlerinde konu yoksa yüzde seksen Yanki filmlerinde de konu yok. Tabiri caiz ise mekanik duygusal olmayan iğrenç bireyci ahlaktan yoksun yaşam biçimi hayallerimize pompalanıyor. Dünyanın en güzel şeyini yani insan sevgisini acımasızlığa dönüştürüyorlar. Konu yok, yaşasın bilgisayar oyunları, görsel efektler yaşasın iyi Amerikan askerleri ve rambolar. Var olsun beyni yıkanmış kitleler. İzleyiciye teknolojik bir orgazm yaşatıyor Amerikan sineması ya da demokrasisi. Ölenler var öldürülenler var, orta doğuda ki geri bıraktırılmış halklara vaad edilen demokrasi liberal kurşunlarla getiriliyor. Sinema da bunun ruhi altyapısını oluşturuyor. Onları Batman’leri, Süpermen’leri Örümcek Adam’ları Terminatör’leri varsa bizimde Ulubatlı Hasan’larımız, Malkoçoğlu’larımız, Karaoğlan’larımız vardır. Onların sahte kahramanları dünyayı kurtarırken bizim sahici kahramanlarımız çağ kapatıp çağ açarak insanlığa adaleti merhameti ve medeniyeti öğretmiştir. Acaba Ulubatlı hasan bayrağımızı Bizans surlarına dikerken Kripton Gezegeninden ya da Süpermen’den yardım almış mıdır? Aklımı kurcalayan konu şu ki Amerikalıların sadece Ulubatlı gibi bir tane tarihi kahramanı olsa idi onun adına kaç film çekerlerdi? Zaten bizim gibi köklü tarihleri olsaydı büyük olasılıkla hiç hayali film çekmezlerdi. Tarihi Olmayan milletlerin Kültürü ve medeniyeti zandan ve hayalden İbarettir…
adminadmin