Güncel
Giriş Tarihi : 19-05-2014 09:48   Güncelleme : 19-05-2014 09:48

ULUSLARARASI DOKTORLAR BİRLİĞİ’NİN SOMA RAPORU

Soma'da yaşanan facianın ardından şehit ailelerine psikolojik destek vermek üzere bölgeye giden Uluslar arası Doktorlar Birliği AİD, gözlemlerini kamuoyuyla paylaştı.

ULUSLARARASI DOKTORLAR BİRLİĞİ’NİN SOMA RAPORU
''Şehit Madencilerin Anısına
 
13 Mayıs 2014 Salı günü saat 14: 00 civarında Manisa Soma’da özel bir şirketin işlettiği maden ocağında elektrik trafosunun patlaması sonucu ortaya çıktığı iddia edilen yangın sebebiyle içeriye karbonmonoksit gazının dolması sonucu yerin 2 kilometre altında mahsur kalan 301 işçi hayatını kaybetti. Beş yüzün üzerinde kurtarma ekibinin katıldığı çalışmalar altı gündür yürütülüyor. İçeride hala birkaç işçinin bulunduğu tahmin ediliyor.
 
Ölüm dayanılması zor bir acıdır. 13 Mayıs 2014’de Soma’ya bir ateş düştü. Ocağın önünde umut, acı ve kederle bekliyorlar. Omuzlarında ağır yükler: çocukları belki de ana-babaları; kalplerinde tarifsiz bir keder, yüzlerinde derin bir acı var. Somalıların Allah’a olan tevekküllerinden kaynaklanan ağırbaşlı ve vakur bir bekleyişleri var.

AID ekibi olarak şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine de sabır ve dayanma gücü, baş sağlığı diliyoruz.
 
Soma’da İlk Gün - 15 Mayıs Perşembe
 
Aid-Uluslararası Doktorlar Birliği olarak 4 kişilik bir ekiple 15 Mayıs Perşembe sabahı saat 07.00 itibariyle önce feribotla daha sonra araçla maden ocağı faciasının gerçekleştiği Manisa'nın Soma ilçesine doğru yola çıktık. Ekibimizde Eczacı M. Cihad Aygün, Klinik Psikolog Hilal Mete, Psikolog Feyza Nur Kaya, Aid gönüllüsü Merve Demir ve Soma’da ekibimize katılan Dr. Emre Özdemir bulunmaktaydı. Öğlen vakti Soma Devlet Hastanesi'ne ulaştık ve hastanenin psiko-sosyal destek birimine yardımcı olmak istedik; fakat AFAD’la Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gerekli görevlendirmeleri yapmıştı. Birimde yeteri sayıda çalışan bulunmaktaydı. Bu nedenle ilk gün daha ziyade hastane çevresinde, umutla maden ocağından gelecek hayırlı haberleri bekleyen insanlarla görüştük. İnsanların çok acılı ve gergin olduğunu gözlemledik. Ne olduğunu anlayamadığımız birçok farklı grup da hastane önünde yakınlarından haber bekleyen acılı insanları kışkırtıcı söylemlerle provoke etmeye uğraşıyordu. Hastane önünde çıkan bir tartışmada yakınını bekleyen bir gencin insanları konuşturmaya çalışan bir televizyon muhabirine, “Bizi rahat bırakın, siz kimsiniz defolun gidin!” dediğine şahit olduk. İnsanların artan yabancı sayısından tedirgin olduğunu fark etmek ve Somalıların cenazeye, acıya, mateme saygı göstermeyen, insanların acılarından rant devşirmeye çalışan kişiler yüzünden acılarını yaşayamadıklarını görmek bizim de canımızı acıttı.

Ayrıca ilk gün hastanede bizimle birlikte gönüllü olarak yardım çalışmalarına katılmak isteyen Rehberlik öğretmenleriyle tanıştık. Birlikte insanlara destek olmaya çalıştık.
 
Avdan Köyüne Taziye Ziyareti - 16 Mayıs Cuma
 
Burada tüm halk acıyla baş başa… Soma'nın küçük bir yerleşim alanı olması nedeniyle insanlar komşularının, arkadaşlarının ölüm haberlerini alıyorlar ve ne yazık ki sayı gittikçe artıyor. Ekip olarak onlarla iletişime geçip yanlarında olduğumuzu bildiriyor, taziyelerimizi sunuyoruz. 9 cenazenin çıktığı ve 6 kişiden de hala haber alınamayan Avdan köyünde ziyaretlerde bulunduk. Erzak yardımı yapıldı. 18 yaşındaki İsa Çalış'ın ailesi ile birlikte toplamda 5 aileyi ziyaret ettik.
 
Kimi aileler taziye için gelen insanlara karşı tepkili ve öfkeli, kimilerinin acıdan gözleri görmüyor kulakları duymuyor, kimileri ise kendilerine destek için gelen insanlara minnettarlıklarını bildiriyordu. Genel olarak insanlar bu olayın göz ardı edilmemesini, onların sesi olmamızı istiyorlar. 18 yaşındaki oğlunu kaybetmiş bir anne taziyelerimizi kabul ettikten sonra şu sözleriyle uğurluyor bizleri:
“Daha önce de bir sürü kayıplarımız oldu. Hiç üstünde durulmadı. Sesimizi duymanız için böyle bir felaket olmasını mı bekliyorsunuz? Bu sefer bizi unutmayın. Bu duyarlılık bir ay sonra da devam etsin. İnsan hayatına değer verilmiyor. Çok zor şartlar altında, uzun süren mesailerle çalışıyor çocuklarımız... Burada madenden başka geçim kaynağımız yok. 18 yaşını dolduran madene gidiyor. Her gün çocuğumu dualarla uğurluyordum. Onu bugün de bize bağışla diye dua ediyordum...”
Cuma akşamı gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı İstanbul’daki ekibimizle paylaşmak, Soma’da ileriye dönük yapılabilecek çalışmalara karar vermek üzere İstanbul’a doğru yola çıktık, fakat gösteri yapmak için şehir dışından gelen bir grubun olay çıkarması nedeniyle polis Savaştepe girişinde yolu kapadı. Ekibimizle birlikte geceyi geçirmek üzere tekrar Soma merkeze döndük.
 
Soma’dan Dönüş - 17 Mayıs Cumartesi
 
Cumartesi sabahı, ilk gün Soma’da tanışmış olduğum rehberlik öğretmenlerinden telefonlar aldım. Okullarda babalarını kaybetmiş olan çocukların psikolojik durumu ile alakalı sorular sordular. Kendilerini bilgilendirdim ve onlara ihtiyaç duyduklarında telefonla da yardımcı olabileceğimi söyledim. Öğle vakti okunan selalar eşliğinde saat 12.00’da İstanbul’ a dönmek üzere yola çıktık.''
 
adminadmin