Fikir
Giriş Tarihi : 14-11-2017 12:05   Güncelleme : 14-11-2017 12:05

Üniversitelerimiz ve YÖK, FETÖ’nün Vazgeçemeyeceği İki Kurumdur

15 Temmuz darbe girişiminden bir iki gün önce darbeci paşalardan Tümgeneral Fethi Alpay, İstanbul Üniversitesi’nde bir ziyaret yapıyor.. Darbeden sonra İstanbul valisi olması FETO tarafından kararlaştırılan hain paşa, tarihî İstanbul Üniversite binasının bütün salonlarını geziyor. Her odada, ayrı ayrı fotoğraflar çekiliyor. Muhtemelen burası yeni İstanbul valiliğinin, yeni yönetim merkezi olacaktı.

Üniversitelerimiz ve YÖK, FETÖ’nün Vazgeçemeyeceği İki Kurumdur

Darbe günü sabahı İÜ rektörlük binasına darbeci Tümgeneral Fethi Alpay’ın yaveri, sarı bir klasör getirip üniversiteden ayrılıyor. 15 Temmuz sonrası bu olay duyulunca, Rektör Mahmut Ak’a (Kamera kayıtlarını iyi koru!) diye sosyal medya üzerinden tembih edilmesine rağmen, kamera kayıtları siliniyor. Kamera kayıtlarını sildiği iddia edilen güvenlik amiri Ali Nergis, ne hikmetse apar topar İÜ Tüberküloz Enstitüsü genel sekreterliği makamına getirilerek derecesi yükseltiliyor.

FETÖ şüphelisi olarak gözaltına alınan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Osman Şimşek, adli kontrolle serbest bırakılmış olmasına rağmen, üniversiteye tekrar geri dönüyor ve gerekli gördüğü atama ve kadro değişikliklerini yapmaya devam ediyor. 

Yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan bu ekiptekiler arasında, FETÖ’cü meşhur basketçi Enes Kanter’in profesör babası da var. Bütün tepkilere rağmen hiç kimse görevinden alınmıyor. 

15 Temmuz darbe girişiminde cuntacı askerlere yardım etmekten tutuklanarak KHK ile ihraç edilen Dr. Yusuf Emrah Eyi’ye, YÖK tarafından doçentlik unvanı veriliyor. Haber basına sızınca YÖK Başkanı Prof.Dr.Yekta Saraç pazar günü apar topar bir açıklama yaparak, doçentlik unvanı verilmesi ve buna ilişkin her türlü yetki ve görevin, Üniversitelerarası Kurul’a (ÜAK) ait olduğunu ve dolayısıyla doçentlik unvanı verilmesine ilişkin bu süreçte, YÖK’ün sorumluluğunun söz konusu olmadığını belirterek skandalda sorumluluğu ÜAK’a yüklüyor..

FETÖ’nün yurtiçi ve yurtdışındaki sahte akademik dergilerinde derme çatma yazılar yayımlamak suretiyle, kısa yoldan doçent ve profesör olanlar hakkında YÖK inceleme başlatılacağını söylediyse de, aradan geçen bunca zamana rağmen bu konuda herhangi bir haber alınamadı. Üstelik FETO ile iltisaklı olduğu düşünülen öğretim üyeleri, YÖKSİS’teki kayıtlardan bu sahte dergilerde yayınlanmış yazı kayıtlarını apar topar silerek, kendi kendilerini aklayıverdiler. 

Şu manzaraya dikkatli bakılır ve incelenir ise: Trabzon’da yayımlanan (Energy Education Science and Technology Part A ve Energy Education Science and Technology Part B) isimli iki dergi, akademik atıf çetesince bir yılda 129 atıf alarak dünyanın en güçlü iki bilim dergisi Nature (122) ve Science’den (90) daha fazla atıf almış. 

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ümit verici mücadele haberleri ve değişiklikleri de yok değil: Başbakan Binali Yıldırım’a FETÖ ile etkin mücadele içinde olunmadığı belirlenen 35 üniversite rektörünün görevden alınıp, alınamayacağı iddiası doğru mu? diye soruluyor.

Ardından da bu iddialar doğru ise, bahse konu 35 üniversite hangileri ve bu 35 üniversitenin FETÖ ile etkin mücadele içinde olmadığı nasıl tespit edilmiş diye, ilave ediliyor. 

Biz aylardır üniversite rektörlerinin durumunu televizyon programlarımızda haykırıyoruz. Durumun gündeme gelmesi, geç kalınmış da olsa üniversitelerimizin selameti açısından ümit vericidir. 

Belki 10 program, Akit TV’deki Nurettin Veren ile Perde Arkası programında, FETÖ’nün Abant Platformunun 2016’ya kadar yönetim kurulu başkan yardımcılığını yapanın incelenmesini söyledim. YÖK ancak şimdi soruşturma açtığını söyledi.

Üniversiteler devletimizin bütün kamu kurumlarında beyin takımını yetiştirecek, bel kemiği konumundaki kurumlar olmaları bakımından, bunların FETÖ’den ayıklanması, ülkemizin bekası için elzemdir. Bu nahoş manzaraların temizlendiği günleri görme ümidiyle şimdilik bu kadar.

Nurettin Veren / Yeni Akit

adminadmin