Türkiye genelinde ve özelliklede Samsun’da son yıllarda uyuşturucu kullanım oranlarının ve intiharların sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Bilen, ‘’Bu mesele hepimizin meselesidir. 'Bu beni ilgilendirmez' diyemeyiz.
Samsun’umuz da STK ve siyasi partilerin gençlik hareketleriyle bir araya gelip bununla en etkin mücadeleyi ortak akılla yürütmek boynumuzun borcudur.
Bu gençler bizim gençlerimiz. Hepimiz bundan mesulüz ve mesul olmakla beraber aynı zaman da tehdit altındayız.
Öz evlatlarımız da tehdit altında. Uyuşturucu illeti sadece bireysel sıkıntı ve problemlerle sınırlı kalmıyor, toplumsal travmalara da yol açıyor.’’ dedi.
ÜRETİMİ, SEVKİYATI, DIŞ DESTEKLERİYLE MÜCADELE EDİLMELİ
Bilen, emniyet ve denetlemeden sorumlu olan devlet organlarının ne yazık ki sığ bir daire de çözüm arayışında olduklarını gözlemlediklerini, uyuşturucuyla mücadele de daha düzenli, sistematik ve istikrarlı bir çalışma yapılması gerektiğini, devletin uyuşturucu maddeler konusundaki görevi gençliği sonuçlardan koruyarak izole etmek değil;
üretimi, ticareti, sevkiyatı, dış destekleri gibi kaynakların kendisiyle mücadele ederek toplumun tümünü ilgilendiren bu illetten kurtarması gerektiğini ve ayrıca uyuşturucu, gayri ahlaki yayın ve diğer zararlı çalışmaların arkasında yeryüzünü ifsat etmek, insanın ve doğanın fıtratını bozmak için yemin etmiş Siyonistlerin ve onların emrindeki emperyal güçlerin olduğunu da göz ardı etmemek gerektiğini söyledi.
ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT
Her fırsatta ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ sloganını dillendirdiklerini belirten Bilen, ‘’Günümüz problemleriyle başa çıkmanın en etkili yolu ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ bayrağını dalgalandırmaktan geçiyor.
Uyuşturucu kullanımıyla, intiharlar ve gençliğin bu gün ki çıkmazlarıyla mücadelenin en etkin yolu budur.
Gönüller aslında bir huzura ve mutluluğa hasret. Gençliğimiz huzuru ve mutluğu yanlış yerlerde arıyor.
Biz onların ellerinden tutalım. Gönüllerine girelim. Gençliğimiz boşa akan bir nehir gibi olmasın, bu nehrin önüne ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ barajı kurarak bu akışı, bu hırçınlığı enerjiye dönüştürelim.
Bu enerjiyi devletimizin, milletimizin ve Ümmet-i Muhammed’in saadet ve selameti için kullanıma açalım.’’diye söyledi.
EVLİLİKLER ZORLAŞTIRILMAMALI
Günümüz gençlerinin en önemli problemlerinden birisinin de evlilik olduğunun altını çizen Bilen,
‘’Evlilik, insan hayatını belirli bir düzene ve sistematiğe sokar.
Ahlak ve maneviyatı korumanın ve muhafaza etmenin en önemli yollarından birisi de budur.
Günümüzde flört etmek artık çok normalmiş gibi algılanıyor ve flört yaşı da tırnak içersinden söylüyorum ‘erken evlilikler’ gibi tartışılıyor değil.
Bir gencimiz 20 yaşında evlense hemen ‘’niye bu yaşta evlendin, sen daha küçüksün’’deniliyor ama 20 yaşında bir gencimiz flört edince kimse ona sen küçüksün demiyor.
Burada ciddi bir problem var. Ailelerin evlilikleri zorlaştırmaması gerekir. Ekonomik bir takım sebeplerle evliliklere mâni olunmamalı.
Hükümet yetkilileri de evliliğe engel olan olumsuz ekonomik sebepleri, üretim ve sanâyii hamlesiyle ortadan kaldırmalıdır.
İnançlı insanlar bilirler ki, Allah’ın lutfü geniştir, rızk'ı ancak o verir.
Lâkin, hükümet yetkilililerinin de sadece; "evlenin... en az 3 çocuk yapın" gibi tavsiyelerle yetinmekle kalmayıp,
bunun uygulanabilirliği için ekonomik açıdan icraat yapmaları da gereklidir.
İşsiz olan ya da çalıştığı halde düşük bir maaşla geçinemeyen bir insan, huzur ve saadet içinde geleceğe nasıl bakabilirki?
Elbette rızk'ın Allah'tan olduğunu bilir ancak o rızk'ı âdil bir şekilde vatandaşlara pay etmek de yine Allah'ın emridir.’’ ifadelerini kullandı.
İŞSİZLİK SORUNU MUTLAK ÇÖZÜLMELİ
Genç işsizlik oranlarının yüzde 20’lerde olduğunu, iş aramaktan bıkmış, bütün çabalarına rağmen iş bulamamış olanlarla sayının daha da arttığını ifade eden Bilen,
“Genç işsizliğini ve genelde işsizliği çözmenin yolu yatırım, üretim ve istihdamdır. Mesleki okullar sanayide ve hizmet sektörüne ara elemanı olarak nitelikli işgücü yetiştirememektedir.
Çocuklarımıza mesleki yöneliş ortaokuldan itibaren yapılmalıdır, mesleki okullar revize edilmelidir, nitelikli işgücü yetiştirmesi sağlanmalıdır.
Dış borç faizleri merkezi hükümetin bütçeden eğitim ve sosyal güvenlik hizmetlerine ayırabildiği miktara eşittir.
Faiz yoluyla yabancıya ödenecek para gençlerin yetişmesi ve istihdamına ayrılmalıdır ve 'haksız' vergiler de mutlaka kaldırılmalıdır.’’ dedi.
