DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Bilal Dursun YILMAZ
Bilal Dursun YILMAZ
Giriş Tarihi : 02-07-2019 16:02

Ak Parti, Gençler Ve Gelecek…

Geçtiğimiz günlerde İzmir valisi sivil toplum kuruluşları (İZTOK) ile yaptığı bir görüşmede STK temsilcilerine çocukların eğitimi konusunda uyarılarda bulunarak, bu işe ciddi önem verilmediği takdirde gençliğin gidişatının karanlık olduğu minvalinde mesajlar vermiş. Hatta önümüzdeki seçim döneminde sadece İzmir’de ilk defa oy kullanacak seçmen sayısının 700 bin olduğu yönünde de bilgiler vermiş.

Evet, vali bey çok hassas bir noktaya temas etmiş bulunmaktadır. Gelecek gençlerin elinde fakat gençler kimin elinde?

Evet, seçme ve seçilme yaşı muhalefetin itirazlarına rağmen Ak Parti’nin teklifiyle 18’e indirilerek yasallaştı. Hali hazırda mecliste zannımca 21 yaşında vekillerimiz var. Ak Parti muhalefetin tüm eleştirilerine rağmen gençlere güvenerek ülke yönetiminde onlara yer verdi. Buna mukabil gençler Ak Parti’ye pek güvenmediler ki son seçimlerde Ak Parti en az oyu ilk defa oy kullananlardan aldı.
Bu durum “gençler 17 yıldır Erdoğan’ın iktidarıyla yaşıyorlar, altta araba, üstte blucin, cepte banka kartı geçmişin sıkıntılarını görmediler ki” teziyle açıklanacak basit bir durum da değildir. Evet, bu, gençlerden az oy alma sebeplerden biridir. Lakin en önemli sebep de değildir.

Peki, nedir Ak Parti’nin geçlere cazibe merkezi olmasındaki engel, ya da engeller? Ak Parti kendini tanımlarken muhafazakâr demokrat bir parti şeklinde bunu tüzüğüne yazmıştır. Muhafazakârlık nedir? Bu olumlu olarak da ele alınabilir, olumsuz olarak da. En basit tanımıyla durumu korumak, muhafaza etmek manasına gelen kavram siyaseten de toplumsal geçmişi, gelenekleri sosyal yapıyı koruyan, muhafaza eden anlamındadır. Elbette geçmişte ya da ananelerde ve ya yerleşik kültürde olumlanmayan şeyler de olabilir. Bunları da onaylamak, muhafaza etmek gerekmemektedir. Ebû Cehil’de atalarının dininde muhafazakârdı hem de herkesten çok muhafazakâr. Onun için de Hz. Peygamberin en azılı düşmanıydı.

Ak Parti’nin kendi tanımına ve kurulduğu misyona ve büyüdüğü sosyolojiye bakıldığında orta gelirli ve geleneksel dindarların oy ve destekleriyle karşılaşılmaktadır.
O zaman ya dindarlık azalıyor, ya da Ak Parti dinden uzaklaşıyor sebep sonuç ilişkisi bunu gösteriyor.
Ak Parti döneminde Diyanet Teşkilatına diğer hükümet dönemlerine nazaran çok daha fazla kadro tahsis edildi. En ücra köylere, dört yaşındaki çocuklara Kur’an öğretimi amaçlayan hizmetler götürüldü. 28 Şubat sürecinde kapılarına kilit vurulma aşamasına gelen imam-hatip okulları her mahallede, her semtte açıldı. Bu okullara kayıt yaptırmak veliler ve öğrenciler için cazip hale getirilerek teşvikler yapıldı. Bunlarla da yetinmeyen Ak Parti iktidarı zorunlu din dersleri dışında tüm devlet okullarında siyer-i nebi ve Kur’an’ı kerimi seçmeli ders olarak koydurdu. Başörtüsü ve sakal gibi İslami şeairler serbest hale getirildi. İlahiyat fakültelerinin adı İslami ilimler şeklinde değiştirildi. Öyle ya hangi ilahiyat, kimin ilahiyatı… TÜBİTAK gibi daha nice kurumun başına liyakati bizce meçhul olsa da imam-hatip mezunları idareci ve yönetici olarak atandı. Hatta hatta popüler yarışma programlarına taş çıkartacak Kur’an’ı kerim okuma yarışmaları tertiplendi. Yani şöyle 50-60 yıl demiyorum 20 yıl geriye gidince bugün yapılanların hayal bile edilmesi imkânsızken devlet eliyle bunca yapılan İslami hizmete rağmen dindarlaşma, dini hassasiyetlere göre yaşama oranı hızla düşmektedir. Hatta Erdoğan’ın o meşhur “Dindar nesil yetiştireceğiz” sözü hafızalardan hiç çıkmamaktadır. Bundan bir ay önce mahallemin en küçük camisinde dört klima çalışmasına rağmen diyeceğim o ki camide olmak dışarda olmaktan daha cazipken o küçücük mahalle camisinde Teravihin ikinci haftası üç safın dolduğunu göremedim. Gelenlerin de ekserisi emeklilerdi… Oysaki 20 yıl önce mahallenin en büyük camisinde Ramazan sonuna kadar izdiham olurdu. Bunu bazı dostlarıma ifade ettiğim zaman bana: “aldanma İzmir böyle, Anadolu böyle değil” diyorlar” bu konuda bir iddiam yok…

Şimdi başa dönelim ve vali beyin doğrudan olmasa da dikkat çektiği noktaya şöyle bir yeniden bakalım. Önümüzdeki seçimlerde sadece İzmir’de ilk defa oy kullanacak seçmen sayısı 700 bin ve mevcut durumda Ak Parti’nin ilk defa oy kullananlardan aldığı maksimum oy yüzde 15 peki nerede nasıl bir hata yapıldı ki muhalefetin deyimiyle “dindar değil, kindar bir nesil” yetişti.

Ve 700 bin oy, bu çok anlamlı bir o kadar da herkesi düşünmeye sevk edecek kadar önemli bir konu… İstanbul B.B. Başkanlığı seçimleri kaç oyla el değiştirmişti? Bu oy oranı yüzde kaça tekabül ediyordu?

Gelecek yazıda kendi perspektifimden bu konunun nedenlerine ve kendimce çözümlerine değineceğim.

Bilal Dursun YILMAZ 

NELER SÖYLENDİ?
@
Mustafa_Yüce 5 yıl önce
En çok dikkatimi çeken kısım... "O zaman ya dindarlık azalıyor, ya da Ak Parti dinden uzaklaşıyor sebep sonuç ilişkisi bunu gösteriyor. Ak Parti döneminde Diyanet Teşkilatına diğer hükümet dönemlerine nazaran çok daha fazla kadro tahsis edildi. En ücra köylere, dört yaşındaki çocuklara Kur’an öğretimi amaçlayan hizmetler götürüldü. 28 Şubat sürecinde kapılarına kilit vurulma aşamasına gelen imam-hatip okulları her mahallede, her semtte açıldı........
R.Tabak. 5 yıl önce
Ahlak ve maneviyat önemlidir. hz Muhammed sav Ahlakı ve emin insan olmasıyla gönüllere yerleşmişti. Onun dinine inanmayanlar dahi dürüstlüğüne itimat edip emanetlerini ona teslim ediyorlardı. İdareciler örnek şahsiyetlerdir. Mesela bülent arınç'a bakalım: Meclis başkanlığından emekli maaşı + devletin özel otomobili+ arabuluculuk ofisi + sarayın yik üyesi (maaş 13 ten 18 e çıkarılmış) bunu sorgulayanlara edepsizler diye tepki gösteren adam ve işsiz genç yığınlar. Yezit'te sözde islam halifesiydi
Zafer 5 yıl önce
Abi yazılarını begeniyorum ama hükümetin yaptıkları kadar ülkede tükettikleri nede deginirmisin mesajla özelleştirmelere şehit sayılarına ülkede Suriyeli sorununa otekilestirilmelere hiçbir bakanın milletvekilinin fetoden cezalandirilmamasina çok şükür ülke zaten dindar elhamdülillah bize din eğitimi değil bilim eğitimi lazım ülkede binlerce atanamayan öğretmenler var asgari ucretten yuzde20 vergi kesiliyor açlık sınırı 2080 iken asgari ücret 2020 doğru yapılanlar elbette olucak ama yanlışlari görmezden gelirsek dogrularda yerini yanlışa bırakır Allah'a emanet ol
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA