Avuçlarını Yalarlar:
İran’da rejimin düşeceğini umut edenler hayalden öteye gidemezler!!! Bunu daha önce Aralık 2009 İran baharında görmüştük. Ne tuhaftır ki yine Aralık ayının sonunda halk sokaklara sürüklendi.
İran’da protestolar arttıkça bazı devletlerin iştahı da kabarıyor. Başta ABD ve İsrail olmak üzere aleyhte açıklamalar yaparak krizi daha da büyütmek istiyorlar!
ABD Başkanı Trump, Twitter mesajında "İran için değişim zamanının geldiğini" söylerken diğer bir işgalci İsrail Devletinin Başbakanı Netanyahu ise "bu rejim nihayet düştüğünde ve bir gün olacak İranlılar ve İsrailliler harika arkadaşlar olacaklar" diyor. Bu açıklamalar İran’da yaşananları anlamaya yeterde artar bile!
Aslında Protestoların son bulması dini lider Ayetullah Ali Hamaney ’den gelecek bir fetvaya bakar. Ancak İran halkın, protesto hakkını kullanmasına izin veriyor. Ama protestoların önüne geçilemezse 2009’ da olduğu gibi Hamaney ’den fetva gelecek ve iştahları kabaranlar avuçlarını yalayacaklar!
İran aleyhine açıklamalar geldiği gibi lehinde de açıklamalar geliyor. Rusya İran'da yaşanan gelişmelerin ülkenin iç meselesi olduğunu vurgulayarak, "İran'daki durumu istikrarsızlaştırabilecek dış müdahaleler kabul edilemez." Dedi ve dünyaya ders niteliğinde bir açıklama yaptı.
Türkiye’nin de buna benzer bir açıklama yapıp safını belli etmesi lazım gelir! Çünkü İran bizim için bir tehdit değildir.
Ayetullah Ali Hamaney’in, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Türkiye'deki darbenin ABD tarafından tasarlanıp hazırlandığına dair güçlü şüpheleri olduğunu ve ülkesinin darbecilere karşı Türk hükümetinin ve Türk halkının yanında olduğunu açıklayarak saflarını belli etmişti!
Eğer İran düşecek olursa sıra son kale olan Türkiye’ye gelecek!!! Demedi demeyin! "Türkiye stratejileri de KHK’ler olacak."
Bir Tarihi Eser Vefasızlığı Daha:
17. yüzyıl da Kösem Sultan tarafından 210 odası ve üç avlusuyla İstanbul’un kalbinde yaptırılan Büyük Valide Han’ın bugün ki hali utanç verici!
Eminönü Mercan’daki Büyük Valide Han’ın kubbesi, boğaza karşı zıplayarak fotoğraf çektirmek isteyenler ve reklam çekimi yapan sorumsuzlar yüzünden çöktü. Tarihi yapıyı korumak için çatıya çıkma yasağı getirilmişse de yasağı dinleyen yok!
Tarihe saygımız olmadığı için tarihin eserine de saygımız yok. Bu yüzdendir ki tarihi eserlerimizin çoğu çürümeye yüz tutmuş!
Böyle bir yapı Avrupa’nın elinde olsaydı acaba şu an nasıl bir görselliğe sahip olurdu onu da siz hayal edin.
Haydar Baş’ın " Hoş Geldin Atatürk" Adlı Kitabı:
Kitap yazmak gerçekten büyük emekler büyük zahmetler isteyen bir iştir. Hele bu kitap bir araştırma üzerine ise daha büyük emekler sarf etmeniz gerekir.
Bende şu an araştırma üzerine dayalı bir kitap yazdığım için bu zahmeti çok ama çok iyi bilirim.
O yüzden Haydar Baş’ın emeğine saygısızlık etmeden kitabı hakkında birkaç kileme yazmak istiyorum.
Mustafa Kemal hakkında bilinmeyen ve gizlenen gerçeklerin gün yüzüne çıkarma iddiasıyla çıkan kitabı ben de satın aldım.
Hocam kitabınızda yer verdiğiniz iddialar okuyucularınızı ikna ediyor olabilir ama beni asla ikna etmedi aksine neyse dedim ya emeğinize saygısızlık etmeyeceğim diye.
Hocam bence siz Ehl-iBeyt üzerine olan çalışmalarınıza devam edin çünkü Türkiye’nin gerçek Ehl-iBeyt’i bilmeye, anlamaya ihtiyacı var.
Kalın sağlıcakla
Araştırmacı - Yazar
Ahmet Öztürk